2002-2003 Sezonu Ligin 5. haftasında oynanan Rize-Trabzon maçı hatırlanacağı gibi sahada 1-0 Rizespor’un üstünlüğüyle sona ermişti. Ancak Rizespor cezalı olan Özgür Vurur’u oynattığı için hükmen yenik sayılmıştı. Bu olayın sorumlusu olarak gösterilen Rizespor Kulüp Müdürü Mustafa Buzbuz da görevinden alındı. Kulübü zarar görür diye sustu. İçine attı. Suçlamalar o kadar arttı ki, vücudu buna dayanamadı. Şekeri bir anda fırladı, acilen hastaneye kaldırıldı. Kapısını, yüreğini her zaman açtığı insanlar yönetim yanlış anlar diye ondan uzak durdu. Şeker hastalığı yüzünden ayağını kaybetmeme mücadelesi verdiği halde o insanlar halini hatırını sormadı. Daha önce de şekeri yükselince sol ayak parmaklarından iki tanesini kaybetmiş ve doktorlar stresten uzak durmasını söylemişlerdi. Söz konusu olaydan sonra üzülmemek için elinden geleni yaptıysa da başaramadı. Çünkü sevdası Rizespor’du ve bu durumu hiç mi hiç hak etmiyordu. Rizespor Tarihi çalışmalarımda hep yanımda olan Buzbuz ısrarlarım üzerine şunları söylüyordu: 17 yıl banka müdürlüğü yaptım. Hiç ticari ve başka kaygılarım olmadı. Kulübümüz geçen sezondan cezalı Özgür Vurur’la birlikte, Mesut Morgül’ü de almıştı. Morgül’ün lisansını hemen halleden kulüp Vurur’unkini bazı nedenlerden dolayı yaptırmadı ve ileri bir tarihe erteledi. Vurur’un sözleşmesi eski kulübüyle 2006’ya kadar devam ediyordu. Rizespor yönetimi, bu futbolcuyu alıp almamakta kararsızdı. Bu yüzden oyuncunun fesih namesinin yapılmaması lisansının zamanında çıkmamasına neden oldu. Eksik evrak 29 Ağustos’a kadar tamamlanamadı. Benim eksik evraktan, bekleyen lisanstan ve 29 Ağustos’ta halledilerek, kadroyla İstanbul’a giden oyuncudan hiç haberim olmadı.”
Buzbuz, Rize’den Rizespor’dan alacaklı gitti
Rizespor’a büyük emekleri olan Mustafa Buzbuz, bir kalemde silinecek adam değildi. Diyelim ki hatası var eksiği var (ben olduğuna inanmıyorum), başkalarına haftalarca gösterilen tolerans ona bir kere dahi neden gösterilmedi? Mustafa Buzbuz Rizespor’dan küskün ayrılmış, Rize’den ve Rizespor’dan alacaklı olarak vefat etmiştir. Nur içinde yatsın.
Neden bu kadar vefasızız
Beşiktaş’ın Fulya Tesisleri Şan Ökten ismini taşır. Şan Ökten bir zamanlar (1930’lu yıllar) Rize Futbolunun efsane ismi Patuli Nazmi’nin (Nazmi Ökten) oğludur ve Rizelidir. Beşiktaş Spor Kulübü, yönetim kurullarında yıllarca görev alan, mert, dürüst, sözünün eri gerçek bir Beşiktaşlı olan Şan Ökten unutmamış tesislerine adını vermiştir ve her yıl anması yapılır. Galatasaray Ali Sami Yen’i, Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu’nu Trabzon Hüseyin Avni Arker’i unutmaz, her ölüm yıldönümlerinde anarlar. Tesislerine, statlarına bazılarını memnun edecek isimler değil onların isimlerini verirler. Ya bizler, kurucusu Bahattin Çoşkun’un ölüm yıl dönümünü hiçbir zaman hatırlamadığı gibi mezarının nerede olduğunu da biliyor muyuz?
Çoşkun karşılık katıksız varını yoğunu Rizespor’a harcadı
Merhum Başkan Mustafa Zeki Rakıcıoğlu; kendisiyle yıllar önce yaptığım söyleşi şunları söylüyordu: Bazı isimsiz kahramanlar vardır. Örneğin Bahattin Çoşkun karşılık katıksız varını yoğunu Rizespor’a harcadı. Son dönemlerinde sıkıntılar çekti. Dönemin SSK Baş Hekimi tarafından sigortalı gösterilerek hastaneye yatırıldı. Onu anlamak, anlatmak ismini yaşatmak görevimiz olmalıdır. Bizim dönemimizin Valisi Kemal Kalender bir Rizeli gibi Rizespor fanatiği idi. Bize çok katkıları oldu. Rize’den ayrılırken üzüntülü halı halen hafızamda durur. Yazıhanemde oturduk konuştuk Gözlerinden yaş aktığını gördüm. İmkânlar yoktu. O şartlarda arabamla elli iki bin kilometre yol ettim. Koşuşturdum durdum. Kulübe varımı yoğumu verdim. Beni zaman zaman üzen Rizespor tarihi anlatılırken bazı şeylerin göz ardı edilmesidir. Rizespor’a o zor koşullarda şampiyonluk yaşatmanın mutluluğu benim en büyük kazancımdır.
Rizespor’un kurucu başkanı Bahattin Çoşkun’un anması ne zaman
Rizespor’un kurucuları arasında yer alan ve kulübümüzün ilk başkanı olma onurunu yıllarca taşıyan Bahattin Coşkun, kişiliği ve verdiği hizmetlerle Rizespor tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır.1920 yılında Rize’de doğan Bahattin Coşkun ilk ve orta öğrenimini Rize’de tamamlamış, 1940 yılında Kabataş Lisesi’nden mezun olmuştu. İstanbul Askeri Eczacılık Fakültesini 1944 yılında bitiren Coşkun, aynı yıl ilk görev yeri olan Gelibolu Askeri Hastanesine atanmıştı. Burada 5 yıl görev yaptıktan sonra 1949 yılında Samsun Askeri Hastanesine tayin oldu. Gerek kişiliği ve gerekse bilgi birikimi ile her görev yaptığı yerde ilgiye mazhar olan Bahattin Coşkun için o yıllarda Rize en büyük hasretti. Bahattin Coşkun’un bu hasreti 1954 yılında son buluyor, özlemini çektiği memleketine dönüş kararı alıyordu. Üstelik askeriyeden yüzbaşı rütbesiyle ayrılıyordu. O artık Rize’deydi. Bilgi birikimleriyle Rize’ye, Rizeli’ye hizmet etmek arzusuyla memleketine dönüş yaptığı Rize’de “Yeni eczane” adı altında kendi eczanesini açıyordu. Artık onun eczanesi Rizeli spor adamlarının, sporcuların mekanı oluyordu. Necati Morgül’den Muharrem Kürkçü’ye, Dr.Kerim Vardal’dan Arif Suyabatmaz’a Rize’nin renkli isimleri en güzel sohbetleri orada yapıyorlardı. Rize’ye döneli henüz bir yıl olmuştu ki Rize Çocuk Esirgeme Kurumu Müdürlüğü’ne getirildi. O bu görevini 1980 yılına kadar başarı ile sürdürdü. 1979 yılında eczanesini kapatarak Rize SSK Hastanesinde baş eczacı olarak çalışmaya başladı. 1 Ocak 1982 tarihinde emekli oldu.İş hayatındaki başarılarını sosyal faaliyet alanında da sürdüren Çoşkun 1968 yalında Rizespor’un kuruluşunda kurucu başkan olarak görev yaptı. Maddi-manevi bütün gücünü Rizespor için seferber etti. Şimdi aramızda olmayan Bahattin Coşkun için şu anda Küçükyalı’da eczacılık yapan oğlu Sedat Coşkun, ‘Babamın birinci evladı Rizespor’du. Rizespor uğruna harcadıklarını kendisi için harcasaydı, şimdi çok daha zengin bir konumda idik’ diyor. 18 Ocak 1982 tarihinde aramızdan ayrılan kurucu başkanımız Bahattin Çoşkun’un emanetini nasıl taşıyoruz onu ne kadar anıyor, hatırlıyoruz.
Onlar bizim özümüz unutmak olmaz
Ya diğer kurucularımız Rizespor’un daha güçlü olması için eliyle kurduğu kendi adını verdiği Güneşspor’u (Güneş -Şems) kapatıp Rizespor ile birleştiren Şemsettin Çepni, Maçlara kalp ilaçlarıyla giden İrfan Bilgin’i anıyor muyuz? Fenerbahçe’nin şampiyon ve Rizespor’un ilk kadrosunda yer alan Yakup Kazdal’ı, Rizespor’un bütün futbolcularını Rizeli gençlerden oluşturdu ve lig başlarken küme düşecekler denilen kadro ile şampiyonluğa imzasını atan Fehmi Ekşi’yi, Rize’de sporun gelişmesi için saçını süpürge eden Ömer Akmehmet’i, Petrol ofisinde çıkan patlamada yanarak ölen Gürsel Aksel’i, Kulübe varını yoğunu harcayan Mustafa Zeki Rakıcıoğlu’nu, Rize’de keşfettiği genç yetenekleri Türk futbolunda yıldızlaşan bir futbol sevdalısı Cevat Öztürk'u , Sporcu mazisi ve neşesi Ayvazaga’yı, Rizespor’da en uzun süre yöneticilik yapan Muhammet San’ı,elim bir kaza ile aramızdan ayrılan Kemal Kolçak’ı, Yüreğinin bir tarafında hep Rizespor’u taşıyan hemşehrimiz Kadir Özcan’ı, Rizespor Günü kutlamalarını ilk kez başlatan Rizespor yöneticisi ve Rize Belediyesi Eski Başkanı İsmail Ömeroğlu’nu, haklının yanında haksızın karşısında olmayı kendisine şiar edinen Lokman Koçan’ı ve Rizespor’a hizmet etmiş şimdi aramızda olmayan değerli isimleri unutmak olur mu? Onursal başkanlık payesini (bir onursal başkanımız varken) başka bir isme de veren onları da analım unutmayalım güzellikleriyle yaşatalım.
Ekrem Orhan’u neden yıktınız
Tez unutuyoruz. Yaşarken kıymet bilmiyoruz. Her gittiği takımı şampiyon yapmasıyla ünlenen ve Rize halkına mutlulukların en büyüğünü yaşatan Turgut Kafkas, günümüzde ne yapar? Sağlığı nasıldır? Rizespor’un amatör ve profesyonel kurucusu Muharrem Kürkçü Amcamız tek yaşayan kurucumuz. Deneyimlerinden birikimlerinden ne kadar yararlanıyoruz. Şenol Birol, Hamit Sadi Saraç ve Rize Amatör Sporuna katkısı olan Kemal Köse ve onlar gibi değerli isimlerden faydalanmalı onları her platformda onurlandırmalıyız. Ama bu bağlamda zayıfız, eksiğiz. Amatör spor ilimizde sporun ana damarıyken ve merkezde yeni futbol sahası yapmadan Ekrem Orhon sahasını yıkmak ilimiz sporuna zarar vermiştir.
Yeni hoca bizden olsun
Rizespor Profesyonel olarak 1968 de kuruldu. 46 yılda 61 teknik direktör değiştirdik. 62. Teknik Adam kim olsun konuşmaları sürerken, bende diyorum ki yeni hoca özümüzden olsun. Abdullah Avcı, Hasan Vezir, Mehmet Ali Karaca, İsmail Demirci kendi değerimizdir. Lütfen özümüze dönelim.
Bu vesileyle bu gün aramızdan ayrılan Mustafa Buzbuz’a Allah’tan rahmet diliyor, kendisinin hazırladığı Rizespor Tarihi isimli yazısını sizinle paylaşıyorum:
ÇAYKUR RİZESPOR’UN TARİHÇESİ
1953 yılında 7 Rizeli iş adamımızın gayret ve çabalan ile amatör olarak kurulan Rizespor mahalli ligde başarılı sonuçlar alarak Türk Futboluna birçok değerli sporcu kazandırmıştır. Profesyonel Futbol takımlarının Anadolu’ya yayılmaya başladığı 19601ı yılların ortalarında Rize ilinde bir takımla bu liglere katılabileceği Rizeli spor sever bir heyet tarafından Türkiye Futbol Federasyonuna bildirilmiştir.
Mayıs 1968 ayında Fener Gençlik, Güneşspor ve Rizespor Amatör takımlarının birleşmesiyle Rizespor profesyonel takımı hayatiyet kazanmış e aynı sezon 3. Türkiye Ligine alınmıştır. 1968-1969 Futbol sezonu 3 Lig'e iştirakinin ilk yılı imasına rağmen çok güçlü bir kadro oluşturulmuş ve şampiyonluğun en büyük adayı olmuştur.
Sezonun son iki maçına gelindiğinde Rizespor bir puan-şampiyonluğunu ilan edecekti. ancak Elazığ’da oynanan maçta hakem oyunlarının içine çekilen Rizespor - Elazığspor maçında hükmen 3-0 mağlup sayıldığı gibi o dönemin kurallarına göre iki mevcut puanımızda silinmiştir. Dünyada iki puanı silinen ilk takım unvanını böylece almış bulunmaktadır. Şampiyonluğu gasp edilen Rizespor işin arkasını bırakmamış ve nihayet 1972-1973 Futbol sezonunda ikinci lige yükselme başarısını göstermiştir.
İkinci ligi de hiç yadırgamayan Rizespor sürekli zirveye oynamış 1977-78 sezonunu averajla kaybederek 1. lige yükselememiş, bir sezon sonra 1978-79 sezonunda birinci lige yükselerek mutlu sona ulaşmıştır. 1979-80 sezonu birinci ligde ilk deneyimimiz olmasına rağmen çok üstün bir performans gösteren Rizespor Türkiye Profesyonel 1. ligi 5. ligini kazanmış o sezon içinde 4 büyüklere kendi sahasında ve deplasmanda yenilmeyen tek takım unvanını hala devam ettiren taşra takımı Rizespor’dur. Aynı sezon birinci ligde en fazla galibiyeti olan takımda yine Rizespor’dur.
1980-81 sezonunda 12 Eylül 1980 Askeri hareketinin yönetim açısından getirdiği problemler Rizespor’da belli bir dönem yönetim boşluğu yaratmış ve sezon sonunda Rizespor yeniden 2. lige düşmek zorunda kalmıştır. Bir kaç sezon ikici ligde oynamak durumunda kalan Rizespor 1984-1985 sezonunda yeniden birinci lige terfi etme başarısını göstermiştir. 1968 yılında üçüncü Türkiye liginden başlayarak önce ikinci lig, sonrada ikinci defa birinci lige yükselen Rizespor Türkiye’deki istisna kulüplerden biridir. 1989 yılına kadar 1. ligdeki varlığını sürdüren Rizespor maalesef bu dönemden sonra sıradan bir takım haline gelmiştir. Zaman zaman yönetim boşluklarla düşen Rizespor, dönemin valisinin gayretleriyle yeniden hazırlanan kulüp tüzüğü 30 Mart 1991 tarihinde yapılan olağan üstü genel kurul toplantısında Rizespor ile Çaykurspor birleştirilerek Çaykur Rizespor kulübü bu tarihten sonra hayatiyet kazanmıştır.
Yeni bir heyecanla liglere başlanmış mevcut imkanlarla 2. ligde iddialı duruma gelinmiştir. Ancak 1992-93 sezonunda son maçlar da alınan kötü sonuçlar ve bir erteleme maçından dolayı çakışan sarı kartlar nedeniyle üç puanı sili nen Rizespor maalesef üçüncü lige düşmüştür. Bir sezon sonra 1993-94 döneminde Çaykur Rizespor ligde ağırlığını koyara yeniden ikinci lige terfi etmiştir. 1994-95 sezonunda sadece ligde kalma başarısı gösteren Çaykur Rizespor 1995-96 sezonunda klasman birincisi olarak Ankara’da bire bir maçlara gitmiş ve şanssız bir şekilde elenmiştir. 1996-97 sezonun güçlü bir kadro ili ligler başlanmış ve hiç zorlanmada play off grubuna yükselmiştir.
Play-Of’a iddialı bir şek ilde başlayan Çaykur Rizespor arka arkaya şanssız maçla oynamış, içinde bulunduğumu dönem itibariyle ligdeki haki olan yere gelememiştir. Ligin ikinci yarısında fikstür avantajımızı kullanarak hakkımız olan mutlu son ulaşacağımızı ümit etmekteyiz Bu konuda tüm Çaykur Rizespor taraftarlarına göre düşmektedir. Hep birlikte el ele sloganıyla Çaykur Rizespor’ destekleyelim.
Sonuçta kazanan Rizeliler, Rizesporlular olacaktır.
Onlar Rizespor için yüreklerini ortaya koydular unutmak olmaz. İlk sıra (soldan sağa) :Bahattin Çoşkun, Şemsettin Çepni, İsmail Ömeroğlu, İrfan Bilgin, Fehmi Ekşi. İkinci sıra (soldan sağa) :Gürsel Aksel, Ömer Akmehmet, Ayvazaga, Mustafa Zeki Rakıcıoğlu, Cevat Öztürk. Üçünci sıra (soldan sağa) : Kadir Özcan, Yakup Kazdal, Muhammet San, Lokman Koçan ve Kemal Kolçak