Niyet ettim çay demlemeye

Osman YAZICI

İslam dini, kolaylıklar dinidir. Din, Allah tarafından konulan bir kanundur. İnsanlara, yaratılış gayesini ve varoluş hikmetini bildirir.

Dini ticarete, siyasete, kişisel emellere alet etmek en büyük günahlardan biridir. Bununla ilgili çok sayıda hadis-i Şerif vardır.

“..Ahır zamanda dünya menfaati için dini alet eden riyakarlar çıkar.Sözleri baldan tatlıdır.Bunlar kuzu postuna bürünmüş birer kurttur

“..En kötü insan , dini dünya malına alet edendir

“..Dini bilgilerini dünya memfaatı için öğrenenlere, ilmini paraya değiştirenlere kıyamette ateşten gömlek giydirilir

***

Önce bir cami imamı “Allah hepimizi cinsel organımızın şerrinden korusun”  duasını yaptı.

Âmin.

Ardından güzel çayımızı İslami kurallarına göre demlemeye başladık.

Afiyet-şeker olsun.

Her programa çıkanlar, önce” Umre’ye gittik, Hac görevimizi yaptık”  diyerek, iktidara selam gönderirler.

Don babam dönebildiğin kadar..

Bulunduğun ortamda itibarlı kişiler varsa ve sohbet iyi gidiyorsa, hemen sözü kesip “siz oturun, ben şu namazımı eda edeyim” demek moda oldu, itibar gördü.

Mübarek olsun.

Din adına sahtekârlık yapmak; insanları kandırmak en geçerli meslek oldu.

Çifte standartlı Müslümanlık aldı başını yürüdü. Sermayesiz- parasız ticaret yapmak istiyorsanız, din ticaretini yapacaksın.

Bu din tüccarları yüzünden, toplum gerçek dini sorgular, inançlarından şüphe eder hale geldi.

***

Samanyolu Taevizyonu’nda yayınlanan “Yeşil elma” adlı programını izlediniz.

Sosyal medyada büyük tepki gördü, halen sitelerde duruyor. İsteyen izleyebilir.

Daha önce TRT’de büyük paralar karşılığında ramazan programlarını yapan  zat, köşeyi döndükten sonra,söz konusu kanala konuk olarak katılmış ve çayın nasıl demleneceği konusunda İslami  fetva vermiş..

Bir bu eksikti… İslami kurala göre, çay nasıl demlenir, hep birlikte bakalım.

Niyet ettim Allah rızası için çay demlemeye…

25 defa besmele çekeceksiniz, 10 defa şu duayı okuyacaksınız. Mutfağa sağ ayağınla girip, 100 defa bereket duayı fısıldayacaksınız

Yetmedi… Ateşi yakarken “Cehennem ateşinden koru” duasını tekrar edeceksiniz.

Suyunu koyarken ayrı dua, çay koyarken farklı dua, demlenince özel duaları okuyacaksınız.

(Ev, iş, yemek, alışveriş, temizlik ve çocuklarına bakmak için zamanla yarışan ev hanımlarımız, İslami kurala göre çayı ancak yarım günde demleyebilirler)

İçerken de bir bardağı boş tutacaksınız. Sevgili peygamberimiz gelecek, çayımızı içecek. Ve devam ediyor. Bunları ben uydurmuyorum, program sitelerde hala duruyor

Ey akıl neredesin?

Yüce Kuran’ımızın hangi ayetinde bunlar vardır? Yüce dinimizi her alanda kullandınız, sıra çay demlemeye mi geldi?

Bakan Bayraktar’a arz olunur

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ile Bakan yardımcısı Muhammet Balta’yı yakından tanırım. Güzel özelliklerini daha öncesinde yazdığım için tekrarına girmeyeceğim.

Sedat Oral, Rizeli hemşerimizdir. 30 yıllık devlet deneyimi olan başarılı bir bürokrattır.

Tekel Genel Gürlüğü’nde Genel Müdür yardımcısı olarak, uzun yıllar görev yaptı. (Bu iktidar döneminde)

Tekel Genel müdürlüğü özelleşince, yasa gereği Devlet Personel Başkanlığı aracılığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne “Araştırmacı” olarak atanır.

Sedat Oral, İstanbul’da oturuyor, İstanbul’da Üniversiye’ye giden oğlu var.

Bu yasa ile atananlar, kendi iradeleri dışında başka yerlere atanamazlar. Bir Genel Müdür yardımcısını, araştırmacı olarak göndermek zaten yanlışın ta kendisidir. O konu ayrı.

 1960 Sivas doğumlu, İstanbul il müdürü Ahmet Ayyıldız, Eyüp Belediyesi’nden altı ay önce bakanlığa gelip müdür olmuş, alçak dağları o yaratmış, altı ayda koca teşkilatı çözmüş, yememiş içmemiş, Genel müdürlük yapmış insanları asılsız gerekçelerle bakana şikâyet etmeyi marifet saymış. Ve Sedat beyin tayınını Nevşehir’e çıkarmayı başarmış.

(Kaldi ki,geldiği belediyedeki icraatlarını bilmeyen yok.Valiz moda oldu ya.. Belediye’deki icraatlarıyla ilgili belgele, seçimlerde valizden çıkacak. Öyle diyorlar)

Yanı, dağdan gelip, bağdakini kovmak gibi başarı göstermiş. Tebrikler…

Tayın dönemi değil, bu karda, kışta, Sedat Oral, Nevşehir’e, tayını çıktı.

Konuyu, yakın dostum Sadık Soylu’ya aktardım. Konuyu bakan Bayraktar’a aktaracak. Şimdi Bakan Bayraktar ile Bakan Yardımcısı Muhammet Balta’dan ricamız, bu haksız tayinlerin durdurmalarıdır. Lütfen, hemşerilerimizi ezdirmeyelim.

Yakından tanıdığım Bakan Bayraktar, Karadenizlilere düşkündür. Bu nedenle, hemşerilerine haksızlık yapmayacağını, haksızlık yapanlara izin vermeyeceğini biliyorum.

Ayrıca Rizeli Bakan ve siyasetçiler de bu haksızlığı yakından izliyorlar.

Doğalgaz karneye bağlanmış

Sevgili okurlarım, 25 yıldır Ankara’da yaşıyorum. Değişik hükümet ve iktidarlar gördüm.

İlk kez Doğalgazı karneyle; bu yıl alıyorum. Yaz aylarında aylık 90, kışın ise en çok 500 TL’lik doğalgaz alabiliyoruz.

Şimdi sormak istiyorum. Dubleks evde oturuyorum, okula giden çocuklarım var. Abartmıyorum, günde 30 metreküp yakmama rağmen istediğim gibi ısınamıyorum.

Günde en idareli 30, aylık 900 TL’lik doğalgaz kullanmam gerekiyor, bana sadece ayda 500TL’lik gaz satıyorlar.

Bu gaz bana 15 gün yetiyor, geri kalan 15 günü ne ile ısınacağım? Ankara’da yaşayanlar beni daha iyi anlayacaklar.

(On yılda, 2002-2010 ) Devletin dış borcu 148 milyar dolardan 540 milyar dolara, iç borç stoku 149 milyardan 352 milyara, özel sektörün dış borcu 43 milyardan 178 milyara,52 yılda verilen cari açık 43 milyarken, on yılda 229 milyar dolara,80 yıllık dış ticaret açığı 247 milyar dolarken, son 10 yılda 400 milyar dolara ulaştığı, tüketicilerin banka borcu 6.6 milyardan 180 milyara ulaştığı konularına girmeyelim.

Sadece iktidarın övündüğü ve her defasında dile getirdiği kalemlere bakarak soralım.

Milli gelirimiz arttı, IMF’ye olan borçlarımız bitti, Merkez Bankası’ndaki döviz rezervleri 27 milyar dolardan 135 milyar dolara yükseldi , kişi başı gelirimiz arttı, Türkiye büyüdü, büyük devlet oldu, bütün dünyaya yardım yapıyormuşuz.

Birçok ülke, vatandaşına ücretsiz verirken, bu devlet, vatandaşına, parasıyla ihtiyacı kadar doğalgaz satamıyor.