O fotoğrafı çekene ölüm!

Ergenekon Operasyonu'nun İkon Fotoğrafı'ı çeken kadın gazeteci Mizgin Bingöl ölüm tehditleri almaya başladı. İşte fotoğrafın çekiliş öyküsü ve ayrıntılar...

Azadiya Welat gazetesinin kadın muhabiri, fotoğrafın çekiliş öyküsünü anlattı. Stockholm'de çekilen fotoğrafın ilk kez haftalık Azadiya Welat gazetesinin 31 Temmuz 2005 tarihli nüshasındaki bir haberde kullanıldığını belirten Mizgin Bingöl, fotoğrafın Danıştay saldırısı sonrası gündeme gelmesiyle birlikte ölüm tehditleri aldığını söyledi. İşte Bingöl'ün ağzından o fotoğrafın öyküsü:

TERMİNALDE TANIŞMA

"Otobüs terminalinde biri yanıma oturdu ve selamlaştık. Nereli olduğumu sordu, Kürt olduğumu söyledim. Türkiye'den bahsettiğimde ağzından sular aktı. Azeri olduğunu söyleyip Azerilere yardım ettiği için Türkleri çok sevdiğini söyledi. Azerilere yardım eden ve tanıdığın kimse var mı diye sordum. 'Evet ama isim vermem' dedi." Kendisini "Azerbaycan İçişleri Bakanı'nın yeğeni Turan" olarak tanıtan bu kişinin bir 'Paşa'dan söz etmeye başladığını belirten Bingöl şöyle devam etti:

RANDEVU İSTEDİM

"Çok tanınan biri olduğunu söyledi. Cüzdanından Veli Küçük'ün kartvizitini çıkardı. Kartın üzerinde telefon, email ve Veli Küçük'ün çalıştığı güvenlik şirketinin adresi vardı. Veli Küçük'ü çok sevdiği görünüyordu." Turan A. (Soyadını saklı tutuyor) isimli bu kişiden röportaj için randevu istediğini kaydeden Bingöl birkaç gün sonra yeniden buluştuklarını ifade etti. Yanında fotoğraf makinesi ve teyp ile Turan A'nın yanına gittiğini belirten Bingöl şunları anlattı: "Birkaç arkadaşı da yanındaydı. 'Bu hanım Türkiyelidir. Azerilerin Stockholm Kongresi ile ilgili bilgi almak ve röportaj yapmak istiyor' dedi. Teybimi açtım ama Turan A. fazla rahat değildi. Bana Azerilerin propagandasını yapıyordu. Arkadaşları etrafından gidip geliyorlar, Turan'ın konuşmalarını takip ediyorlardı. Amacının tüm dünyanın Azerilerin sorunlarından haberdar olması olduğunu ve Veli Küçük'ün yardımları için minnettar olduğunu söylüyordu."

"Veli Küçük'ü bana kahraman diye tanıttı"

Kadın gazeteci Bingöl fotoğrafı nasıl çektiğini de şöyle anlattı: "Kongreden bir şekilde birkaç kare almayı başardım. Daha sonra Turan'a gösterdim. Veli Küçük'ün Türkiye'de neler yaptığını ve ne anlama geldiğini bilmiyordu. Ona Küçük'ten bahsettiğimde 'Öyle biri olduğunu bilmiyordum. Sizin için kötü olabilir ama bizim için o bir kahramandır' dedi."

HABER YAYINLANDI
Küçük ile ilgili haberin ertesi gün Kürtçe olarak Azadiya Welat'ta
manşetten yayımlandığını, Türkçesinin de o dönem yayın yapan, PKK yöneticilerinin mesajlarının aktarıldığı Mezopotamya Haber Ajansı'nca yayımlandığını kaydeden Bingöl şöyle devam etti: "Dink cinayetinin gerçekleştiği günlerdi. Gazeteden bir arkadaş Alparslan Arslan ve Veli Küçük'ün fotoğrafta aynı karede yer aldığını söyledi. Hemen Turan'ı aradım. Çok öfkelenmişti ve söylediklerini biraz inkâr etti. Bu kişinin Alparslan olmadığını söyledi. Küçük'ün yanındaki kişiyi kongrede gördüğünü ve bu kişinin şu an Stockholm'de kaldığını söyledi. Onun telefonu istedim, bilmediğini ve kimden alacağını da bilmediğini söyledi. Korktuğu görülüyordu. Öyle görülüyordu ki o da Veli Küçük'ün kim olduğunu biliyordu. Daha sonra Turan'ı bir daha görmedim. Ve haber alamadım. Umuyorum ki başına kötü bir şey gelmemiştir."
(Sabah)

YURT VE DÜNYA Haberleri