Keşfedilmeyi bekleyen eşsiz köşeleriyle Türkiye'nin, turizmde zengin alternatiflere sahip olduğunu söyleyen Mehmet Okumuş, “Doğanın bütün hünerlerini cömertçe sunduğu Rize, Kaçkar Dağları; rafting, heliski, kayak ve trekking turizmi için mükemmel bir potansiyel taşıyor. Turizm sektörü dünya genelinde ciddi zorlu süreçlerden geçerken Türkiye'nin durumu daha parlak görünüyor. Deniz, kum, güneş konsepti üzerine kurgulanan beklentilerin kırılması, Türkiye’yi alternatif arayışlara itti ve gelinen noktada sahil turizmi, doğa, yayla, köy, çiftlik evi, gastronomi, kanyon, mağara, dağ bisikleti, botanik, heliski, kayak ve trekking turizmi önem kazanmaya başladı. İşte bu anlamda cennet Rize’miz ve eşsiz turizm değerleri çok ön sıralara çıkmaktadır. Rize’nin turizmde hak ettiği yere gelmesi halinde ekonomi daha da gelişecek, göç azalacak, çayın yanında alternatif gelir kaynakları oluşacak, yeni istihdam alanları açılacak, işsizlik azalacak, gençlerimize için yeni iş sahaları oluşacaktır.” dedi.
Vizesiz Avrupa Hareketi isimli sivil toplum oluşumunun kurucu başkanı Mehmet Okumuş, 1995 yılından bu yana Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan belgeli profesyonel bir turist rehberi olarak Rize’de yayla turizmini başlatan ilk isimlerden birisi olarak tanınıyor. |
“Turizm cenneti Antalya’yla milyonlarca turisti ülkemize çekebileceğimizi öğrendiğimiz gibi; örneğin Rize’nin Kaçkar Dağları ve Ayder Yaylası’nda “heliski ” tutkunlarına hitap edebileceğimizi ve buralara da turist akını başlatabileceğimizi keşfetmeye başladık.” diyen Okumuş, “Kayakçıların helikopterle dağların zirvelerine çıkıp oradan atlayarak kaydıkları bir spor türü olan heliski, dünyada çok sınırlı yerlerde yapılabiliyor. Türkiye’de bu sporun yapıldığı tek merkez olan Kaçkar Dağları’nın Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde kalan bölümü, Ayder Yaylası’ndaki konaklama imkânı nedeniyle heliski tutkunlarının ilgisini çekiyor. Kaçkar Dağları’nda heliski yapmak için bölgeye gelen kayakçılar, konakladıkları Ayder Yaylası’ndan sabah erken saatlerde helikopterle alınarak, dağların zirvesine bırakılıyor. Daha sonra zirveden kayarak vadilere inen kayakçılar, yeniden helikopterle dağların zirvesine bırakılıp, tekrar aşağıya iniyor. Kayakçılar, gün boyunca bu şekilde kayak yaptıktan sonra akşam saatlerinde helikopterle Ayder Yaylası’na dönüyor. Bu modelden de anlaşılacağı üzere Türk turizmi; su, kum ve deniz üçgeninin yanında alternatif birçok imkâna sahip.” ifadelerini kullandı.
Rize’yi turizm cennetine dönüştürebilecek bu avantajların önemli olduğunu kaydeden Okumuş, ancak daha da önemlisinin Turizm Bakanlığı ve özel sektörün Kaçkar Dağları’na otel, altyapı ve diğer alanlarda yatırım yaparak burayı dünyada heliski sporunun en iyi merkezlerinden biri haline getirmesi olduğunu söyledi.
Rize'de turizmin geliştirilmesi için uluslararası turizm tanıtım fuarlarına katılıp, yabancı tur operatörlerinin Rize'ye davet edilebileceğini belirten Okumuş, “İç turizmimde daha çok turist çekilmesi için yerli tur operatörlerine teşvik edici hizmetler sunulmalı. Tanıtım ve reklam çalışmaları daha da artırılmalı. Rize'nin doğal turizm değerleri, çayımız ve balımız bir bütün halinde turizm pazarına sunulup tanıtılmalı. Coğrafi yakınlığımızdan dolayı büyük bir avantaj ve potansiyel olan Gürcistan, Rusya ve Türk Cumhuriyetlerinin turizm pazarları çok iyi değerlendirilip Rize'ye çekilebilir. Bu ülkelerden alışveriş ve sağlık turizmi açısından insanlar bölgemize çekilebilir. Rize, Artvin ve Trabzon'da büyük gümrüksüz alışveriş merkezleri yapılabilir. Rize'de sağlık turizmi açısından çok önemli kaplıcalarımız var. Bu kaplıcalar doğal güzelliklerimiz ile birlikte turizm pazarına sunulmalıdır. Kaldı ki son yıllarda sağlık turizmi tüm dünyada çok büyük bir önem kazanmıştır. Arap turizm pazarına yönelik özel tanıtım ve pazarlama çalışmalarıyla Arap turistler yöremize çekilebilir.” dedi.
Geçmişte Rize’de dağ yürüyüşü-yayla turizmini başlatan ilk isimlerden biri olması nedeniyle bölgedeki potansiyeli çok iyi bildiğini kaydeden Mehmet Okumuş, “Bu nedenle Turizm Bakanlığı ile özel sektörü, alternatif turizmi güçlendirmek adına bölgeye daha fazla ilgi göstermeye davet ediyorum. Gizli cennet olarak tanımlayabileceğim bu yerlerin iyi değerlendirilmesi halinde Türk turizminde patlama yaşanabileceğinin altını çiziyorum. Hem iç, hem dış turizme hitap edecek bu bölgeye gerekli ilgi ve alakayı göstermeliyiz. Ülkemizi ucuz tatil destinasyonu kategorisinden kurtarıp, zengin turizm alternatifleri içeren bir konuma yükseltmeliyiz. Turizmde önemli bir potansiyele sahip olan Kaçkar’ın altyapı, proje ve tanıtım sorununu çözdüğümüzde İsviçre’yle rekabet edebilecek noktaya gelinebileceğini unutmayalım. Burası Nepal Himalayaları ile İsviçre Alpleri’nin adeta birleşimi gibi bir yer. Kaçkar Dağları dışında, turizm rehber kitaplarına girmemiş, keşfedilmeyi bekleyen nice cennet köşelerimizi fark edip, ülke ekonomisine milyarlarca dolarlık katkı sunacak yatırımları yapmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.