Paraleli kim yarattı?

Osman YAZICI

 

17-25 Aralık yolsuzluk operasyonu ile büyük bir darbe alan siyasi iktidar, paralel yapı olarak ilan ettiği cemaatin kendilerine komplo kurduğunu, bu nedenle de devletten temizlenmesi gerektiğini ifade ederek,  sözde mücadeleye başlamış.

AKP,30 Mart ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerini, bu ilan ettikleri paralelcilerin üzerinden yürüttü. Muhtemeldir ki, Haziran’daki Milletvekili seçim kampanyalarını de, bu kapsamda yürütecek. Görünen o dur.

 

***

Adalet Bakanı ,Humeyni-Fethullah kıyaslaması yapıyor.
Şimdi Fethullah cemaatinin üzerine böylesine gidenler, onu devlete sokup kendi elleriyle güçlendirenlerdir.
Yani AKP hükümetleridir.
Bu husus hem de kendi sözleriyle defalarca kanıtlandı.
Şimdi yakındıkları polisi, yargıyı ve kamu kurumlarının çoğunu cemaate onlar teslim etti…
Çünkü o zaman işbirliği içindeydiler.
İki taraf birbirinin ayrılmaz ve sarsılmaz parçasıydı

***

12 yıl kuzu sarması olanlar, iktidar imkânlarını birlikte paylaşanlar, Devlet kadrolarını birlikte altın tepsi içinde yandaşlarına sunanlar, birlikte askere, yargıya dahası iktidarları önünde engel olarak gördükleri siyasi parti ve sivil toplum örgütlerine operasyon yapmaktan geri durmayanlar, neden birbirlerine düştüler?

AKP iktidarında, görevinden alınan, Rizeli ilk Genel müdürüm. Beni; dönemin Başbakan Yardımcısı Abdulatif Şener, görevden almıştı. “Beni neden görevden alıyorsunuz?” diye sorduğumda ”Arkamda takım elbise giyinip, kravat takan 500 adet imam var, onlara yer açacağım” demişti.

Bunlar mı paralelcilerdi? Eğer bunlarsa, onları iktidara taşıyan, sahip çıkan, her istediklerini veren bugünkü iktidar değil mi?

AKP ve temsilcileri, CHP ve MHP’yi paralellerle işbirliği yağmakla suçluyor. Bu ne vicdansızlıktır ve sorumsuzluktur?.

Onlarla kuzu sarması olan, her istediklerini veren, bugünkü iktidar değil midir?

CHP’yi ve MHP’yi uyarıyorum. Bu AKP zihniyeti, demokrasi içinde iktidarı falan devretmezler. Savaş çıkarırlar, ülkeyi kaosa sürüklerler, yine vermezler.

”Vatandaş bize sandıkta darbe yapıp, hükümeti düşürmek istedi. Bunlarda Paralelcidir” der, yine de vermezler.

AKP iktidarı, kendinden olmayanları, kendilerini istemeyenleri “  Darbeci” yapar, iktidarı devirmekle suçlar.

Çünkü iktidarı kaybettikleri gün başlarına geleceklerini, hesabını veremeyeceklerini iyi biliyorlar.

***

 Mesele sadece dershanelerle mi sınırlıydı? Eski Başbakan’ın, “ne istedilerse verdik” demesine rağmen, kavganın nedeni açık ve net olarak kamuoyuna anlatılmamıştır.

Ancak bilinen bir gerçek var ki,  başta İran’a giden kaçak altın olmak üzere, toplam değeri 100 milyar TL’yi aşan bir ihaleler zinciri olduğu ayan ve beyan ortadadır.

Anlaşılan o ki, siyasi iktidar sırtında bir kambur! olarak gördüğü, rant paylaşımından daha çok pay isteyen ve ayağına dolanmaya! başlayan iktidar ortağı cemaatten kurtulmak istemiştir.

Bu hususta da oldukça başarılı olmuş, toplumun tamamını olmasa da, kendi seçmenini “yolsuzluğa bulaşmadıklarına, dün besleyip büyüttükleri cemaatin kendilerine komplo kurduğuna” inandırmıştır.

***

AKP iktidarı,  kendisinin yarattığı paralel yapıyı sırtından atmak için her yola başvurmaktadır. Yasaları, Anayasa’yı ve demokratik teamülleri çiğnemektedir.

 Bunu yaparken halka masum olduklarını, yolsuzluğa bulaşmadıklarını ifade ederek, komplo kuranları ve yönetime ortak olmaya çalışanları devre dışı bıraktığını göstermeye çalışmış ve bu noktada da ciddi mesafe almıştır.

 Böylece hem yolsuzluk dosyasını kapattırmış ve hem de cemaatten kurtulmuş olmaktadır. Bir taşla iki kuş misali…

Kendi yarattıkları paralel canavarını! yok etmek isterken bütün bir kamu yönetimini hallaç pamuğu gibi atacaklarmış gibi yapıyorlar.. Sadece gürlüyorlar, bir türlü yağamıyorlar. Eğer bunlar, paralelci, terör örgütü iseler(AKP sözcüleri öyle söylüyorlar),bunlar, devletin tüm kadrolarındaki yerlerini koruyorlar. İktidar gereğini neden yapmıyor?

***

Şimdi şu tabloya bir kez daha ve gerçekçi bakalım.
Başta Erdoğan olmak üzere çoğu, aralarından su sızmadığı dönemde Fethullah ve cemaate övgüler düzüyor muydu?
Evet, düzüyordu.
Onlara her türlü desteği veren kendileri değil miydi?
Evet, kendileri idi.
Araları bozulunca cemaate “Bizden ne istediniz de vermedik” diyen Erdoğan değil miydi?
Ta kendisiydi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ bir hukukçu…
Dün Meclis kürsüsünde bile savunduğu Fethullah’ı bugün suçluyor, Türkiye’ye iadesini istiyor.
Bu ikili ve çelişkili davranışını hukukla, hukuk adamlığı ile nasıl bağdaştırıyor?
Dün dündür, bugün bugündür mü diyor?