“(O sayılı günler) Ramazan ayıdır ki, insanlığa rehber olan, bu rehberliğin apaçık belgelerini taşıyan ve hakkı bâtıldan ayıran Kur’an işte bu ayda indirilmiştir.
Kim o aya ulaşırsa Oruç tutsun!...”
(Bakara: 2/185)
“Ramazan ayının ilk gecesi girince şeytanlar ve cinlerin azgınları zincire vurularak bağlanır.
Cehennemin kapıları kapatılır, hiçbir kapısı açılmaz. Cennet kapıları ise sonuna kadar açılır, hiçbirisi kapalı tutulmaz.
Her Müslümanın kalbinde hissettiği bir ses yükselir. (Bir melek şöyle seslenir):
Ey iyiliklere istekli olanlar, hayra yönelin!
Ey kötülüğe arzu duyanlar, kendinizi tutun!
Allah’ın bu gece Cehennemden kurtardığı pek çok kimseler olacaktır. Bu hal Ramazan’ın bütün gecelerinde tekrarlanır.”
(Buhari, Savm, 5; Müslim, Sıyam, 2)
Nice iman ehli bu Ramazan ayına erişemedi. Geçen Ramazan son Ramazanlarıydı. Gelecek Ramazanda kim öle kim kala… Rabbim iman selameti versin. Verdiği ömür sermayesini O’nun rızasını kazanmaya vesile kılanlardan eylesin…
Bir Müslümanda ahiret bilincinin oluşmasında en etkili zaman dilimi hiç kuşkusuz Ramazan ayıdır. Hadis-i şerifte ifadesini bulduğu gibi Ramazan ayı adeta ahiretten/cennetten dünyaya açılan bir kapı gibidir.
Celal ve ikram sahibinden kulların üzerine inen sınırsız rahmet ve bereket “müminlerin gönlünde bayram öncesi bayram havası estirmektedir.”
-Ramazan ayında inmeye başlayan ve her Ramazanda adeta yeniden indirilen “Kur’an’ın” getirdiği rahmet ve bereket,
-Ramazan ayına mahsus farz ibadet “Orucun” getirdiği rahmet ve bereket,
-Ramazan ayında yoğunlaşan “İnfak ve yardımlaşmanın” getirdiği bereket,
-Ramazan ayında Müslüman bireylerde meydana gelen “güzel ahlak örneklerinin” oluşturduğu bereket,
-“Haramların, yasakların ve dahi mekruhların azalmasından” kaynaklanan bereket,
-“Sahur ve seher vaktinin” ibadetinden kaynaklanan bereket,
-Ramazan ayının öne çıkardığı “sabrın, dayanma ve direnmenin” oluşturduğu rahmet ve bereket,
-Camilerde veya evlerde “cemaatle kılınan namazların ve toplu duaların” bereketi,
-İftar saatinde sofraların başında ortaya konan “şükrün” rahmet ve bereketi,
-Aile bireylerini ve akrabaların “aynı sofrada buluşmasından” doğan rahmet ve bereket… Örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Müslümanlar olarak ilahi rahmet ve bereketten tam olarak nasibimizi alabilmenin “kendi çalışma, çaba ve gayretimize” bağlı olduğunu unutmamalıyız.
“Gökten inen rahmet ve bereket yağmuru yerde yağmura hasret bir toprakla buluşursa kâinat gül bahçesine dönmez mi?
Daha dünyadayken Cennet kapılarının açılmasına, Cehennem kapılarının kapanmasına, Şeytanların zincirlere vurulmasına vesile olan Ramazan (ayı, Kur’an ve ibadetler),
Ebedi âlemde “…(cennette) kimsenin bilmediği ne türden göz kamaştırıcı sürprizlerin beklediğini”(Secde: 32/17) varın siz hayal edin...
Böylesi bir Ramazan ayı rahmet ve bereketinden tam istifade edebilmek için âlimlere göre şu hususlara dikkat edilmelidir:
Niyete dikkat!
“Kişinin nasibi/elde edeceği şey niyeti kadardır.” Allah rızası için bu Ramazan ayında oruç tutmaya, kötülüklerden kurtulmaya, Cuma namazını kaçırmamaya, beş vakit namaza başlamaya, Kur’an öğrenme, okuma ve anlamaya geniş bir niyet yapılmalı ve kararlılık ortaya konmalıdır.
İbadetlere dikkat!
Gösterişten ve desinlerden uzak bir anlayışla, ihlas ve samimiyetle oruç tutmaya özen gösterilmelidir. “Oruç tutuyoruz ya daha ne yapacağız, yetmez mi?” anlayışından uzak durmaya ve her hayra seve seve koşmaya devam etmeliyiz.
Nefsin ve Şeytanın tuzaklarına dikkat!
Ramazan ayında “öfkeli hareketler, kalp kırıcı sözler, kavga ve çekişmeler, sabırsız davranışlar, hoşgörüsüzlük, sadece kendisi oruç tutuyor havası” birer şeytani ve nefsani tuzaklardır. Oruç, tam da bu kusurlarımızı tedavi için farz kılınmıştır.
İsrafa dikkat!
“İsraf etme insaf et” gerçeğini unutmamalıyız. Hele Müslüman kardeşlerimiz, çocuklar, bebekler açlıktan ölüyorken bir tutam ekmeği çöpe atamayız. Atmamalıyız.
İnfak’a dikkat!
“Bu devirde kimse aç kalmaz, tembel tembel oturacaklarına çalışsınlar” gibi cümleler, kalbimizde çalışma masası kurmuş şeytandan gelen fısıltılardır. “Yediğin değil verdiğin senindir” gerçeği hep aklımızda olsun.
Gece ibadetine dikkat!
Gece ibadetinin en önemlileri “Teravih namazı ve Sahura kalkmaktır.” Eşimizi ve çocuklarımızı yanımıza alıp camilere koşmalı, o manevi havayı teneffüs etmeliyiz.
Ramazan ziyafet değil ibadet ayıdır.
Elbette Ramazan ayının bereketi sofralarımızda görülecektir, görülmelidir de. Ancak son yıllarda şahit olduğumuz hatalı bir davranışı dile getirmek istiyorum:
Akrabalar, dünürler her akşam nöbetleşe davetler, ziyafetler. Dinen zengin sayılanlar zenginleri ağırlıyor. Sofrada ne bir fakir ne bir yetim var. Teravih yok, cemaatle namaz yok… Ne anladık bu işten…
Dikkat:
1-Ergenlik çağına ulaşmış kız erkek çocuklar oruç tutmakla mükelleftirler. Anne baba çocuklarına bu konuda yardımcı olmalıdır.
2-Kafamıza takılan soruların cevabını arkadaşlarımızdan, sosyal medyanın güvensiz kaynaklarından veya bilgisiz gevezelerden değil “ehil kimselerden” almalıyız. Diyanet İşleri Başkanlığı Alo Fetva hattı: 190 dan gün içinde sorularımıza cevap bulabiliriz.
3-2024 yılı Fitre kişi başı en alt miktarı 130 Tl. dir.
Ramazan boyunca oruç tutamayan ve Ramazan sonrası kaza edemeyecek yaşlı ve hastaların aylık Fidyesi en az limiti:
30X130: 3.900, bir de fitre eklendiğinde: 4.030 tl.
NOT: En son yazısını 17 Şubat 2024’ te yayınlayan ve hasta olduğunu öğrendiğimiz Dursun Ali Taşçı hocamıza ve tüm hastalarımıza acil şifalar diliyoruz.
Ramazan ayı hepimize hayırlar getirsin inşallah…