“Ey iman edenler!
Oruç sizden önce gelmiş geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı.
Umulur ki korunursunuz/ (nefsinizin gayrı meşru ve aşırı arzularına karşı) Allah’ın koruması altına girip takvaya ulaşırsınız.”(Bakara: 2/183)
Ey iman iddiasında bulunanlar!
Ey İslâm Dinine “kalbiyle iman edip kavliyle bu imanı izhar edenler!”
“Oruç size de Farz kılındı!”
Hem de Farz-ı Katı’ yani Farz-ı Ayın olarak…
Yani “akıl baliğ olan her Müslümana Allah’ın kesin bir emri” olarak yazıldı.
Kalben iman eden ve diliyle de bu imanı ifade edenler için şimdi “ispat” zamanı.
Önceki yıllara nazaran “bu Ramazan farklı bir Ramazan” çünkü büyük çoğunluk ailece evdeyiz. Aile büyüklerinin ortaya koyacağı Ramazan atmosferine çocuklar bizzat şahit olacaktır.
Tam da bu yüzden aile büyükleri “insaf edip” çocuklarının inanç dünyalarını sarsacak davranışlardan mutlaka kaçınmaları gerekir.
İhlas ve samimiyetle “İslâm değerlerine” sahip çıkma gayretinde olmalıyız.
İbadetler elbette “kul ile Rabbi arasındaki bir ilişkidir” Ancak ibadetlerin sosyal hayata dönük yönleri vardır.
İbadetler imanımızın kalitesini ortaya koyar.
Ayet-i kerimenin “Umulur ki oruç sayesinde takvaya ulaşırsınız!” kısmı orucun bireysel ve toplumsal alandaki hikmetlerini açıklamaktadır.
Oruç ibadeti bize “sorumluluk bilinci kazandıran” çok önemli bir ibadettir.
Bize kendimize karşı sorumlu olduğumuzun ötesinde “Rabbimize, tüm insanlığa, kâinata, varlığa” karşı sorumluluklarımızı hatırlatıyor.
Oruç bize, “Kıyamete dek insanlığın kurtuluş rehberi” Kur’an’ı gösteriyor, işaret ediyor.
Oruç bize, “En güzel örnek” Muhammedi yaşam biçimini, “sünneti” işaret ediyor.
Oruç bize, “İhlasla kulluğu” işaret ediyor. “Allah rızasını göz önünde tutmayı” öğretiyor.
Oruç bize, “İhsan bilincini” aşılıyor. “Allah’ı görüyormuş gibi kulluk etmeyi” işaret ediyor.
Oruç bize, “İnfak bilincini” gösteriyor. Bencilliğe son verip maddi imkânlarımızdan ihtiyaç sahiplerini faydalandırmaya işaret ediyor.
Oruç bize, “İmsak ve İftar” bilincini yani, haddini bilmeyi, durulması gereken yerde durma duyarlılığını işaret ediyor.
Oruç bize, “İnsaf ruhunu” aşılayarak, “varlık ve yokluğun bir imtihan” olduğuna işaret ediyor.
Oruç bize, “İz’an kanallarını” açık tutmamızı tavsiye ediyor. “Gönül gözümüzü açmayı” işaret ediyor.
Oruç bize, “İsraf çılgınlığına” son vermeyi işaret ediyor.
Özetle oruç bizi, “insanlıkta, insanlık değerlerinde tutmaya” vesile büyük bir ibadettir.
Oruç, Cenab-ı Hakkın Ramazan ayına özel “kulları için açtığı sınırsız rahmet kapısıdır.”
Müslüman bir kul Nefs-i emaresine uyarak, “Allah katında geçersiz bahanelere sığınarak” bu rahmet kapısını daha ilk günden kapatmamalıdır.
Rabbim kalbimizi, aklımızı, hayatımızı sırat-ı müstakim çizgisine çekmeyi nasip eylesin…