Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Rize'de Hafızlık İcazet Merasimi'nde konuştu: - "1400 sene önce insanlık İslam'a ne kadar muhtaçtı ise bugün de o kadar muhtaç insanlık İslam'a. Çünkü İslam en büyük nimet. Gözümüzün önünde Gazze'de, Filistin'de masum çocuklar, bebekler, gün yüzü görmemiş bebek, kadınlar, yaşlılar, silahsız insanlar; zalim işgalci İsrail tarafından katlediliyor"
RİZE (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "1400 sene önce insanlık İslam'a ne kadar muhtaçtı ise bugün de o kadar muhtaç insanlık İslam'a. Çünkü İslam en büyük nimet." dedi.
Erbaş, Rize Müftülüğü'ne bağlı Kur'an kurslarında hafızlık eğitimi alan 653 öğrenci için Yenişehir Spor Salonu'nda düzenlenen icazet töreninde, hafızlığın en önemli faaliyetlerden biri olduğunu söyledi.
Türkiye'de bugün itibarıyla belgeli hafız sayısının 200 binin üzerine olduğunu vurgulayan Erbaş, dünyada bazı ülkelerde bu sayının 2 milyonun üzerine çıktığını ifade etti.
Erbaş, "Allah katında din İslam'dır" ayetini okuyarak, şunları kaydetti: "Hazreti Adem'den itibaren gelmiş olan bütün peygamberlerin getirdiği dinin adıdır İslam. Kur'an-ı Kerim'de bütün peygamberlere Rabbimizin vermiş olduğu kitapların ya da mesajların özetidir. Kur'an-ı Kerim'in özü ve özetidir. Hazreti Adem, Hazreti İbrahim, Hazreti Musa, Hazreti İsa hangi mesajları toplumlarına vermiş ise işte Allah Resulü Hazreti Muhammed Efendi'miz o mesajların adeta özünü ve özetini Kur'an-ı Kerim ile bütün insanlığa getirmiştir. Onun için Rabbimiz buyuruyor ki, 'Kitabı sana indirdik. Niçin? İnsanları karanlıklardan aydınlığa çıkarsın.' diye. Kur'an-ı Kerim ile olan bağımızın hakikati, hikmeti buraya dayanıyor. İnsanları karanlıklardan aydınlığa çıkarma vasıtasıdır Kur'an-ı Kerim. O yüzden biz Kur'an-ı Kerim'i öğreniyoruz. O yüzden anlamaya çalışıyoruz ve hayatımızı Kur'an-ı Kerim'e göre tanzim ediyoruz."
Bütün insanlığın Kur'an'ın emirlerine ve aktardıklarına ihtiyacı olduğunun altını çizen Erbaş, "1400 sene önce insanlık Kur'an'a ne kadar muhtaçtı ise bugün de o kadar ihtiyacı var. 1400 sene önce insanlık İslam'a ne kadar muhtaç idiyse, bugün de o kadar muhtaç insanlık İslam'a. Çünkü İslam en büyük nimet. Bunu sizlerin ezberlediğiniz Kur'an-ı Kerim'in bir rivayete göre son ayeti olan, 'Bugün sizin dininizi kemale erdirdik. Üzerinizdeki nimetimi de tamamladım. Din olarak İslam'ı seçtim. Ondan razı oldum.' buyuruyor Rabbimiz." diye konuştu.
Erbaş, nimet konusuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "İslam'ın bir nimet olduğunu öğreniyoruz bu ayeti kerimeden. O yüzden sadece biz değil, bütün insanlığın bu nimetten istifade etmesi için bizim gayret etmemiz lazım. Kur'an insanlığı adalete, iyiliğe, barışa, sulha, kardeşliğe, ırkçılıktan uzak durmaya davet ediyor. Hayra çağırmaya, iyiliği emretmeye, kötülükten uzak durmaya davet ediyor ve bu daveti biz yapacağız. Özellikle Kur'an'a gönül verenlerin, Kur'an'ı öğrenenlerin yapacağına işaret ediyor. 'İçinizden hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülükten nehyeden bir ümmet bulunsun. Onlar kurtuluşa ulaşanlardır, kurtuluşa erecek olan onlardır.' Ne mutlu sizlere, ne mutlu bizlere peygamber varisleri olarak hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülükten nehyeden bir ümmetin ferdi olarak Cenabıhak bizleri takdir buyurmuş."
Kur'an-ı Kerim'in indirildiği zamanlarda dünyada büyük bir zülüm olduğunu anlatan Erbaş, şu değerlendirmede bulundu: "Büyük bir karanlık vardı, büyük bir cehalet vardı. O gün Kur'an ile bu cehaletin, bu zalimliğin ortadan kaldırılması emredilmiştir. Peki bugün yok mu? Bugün zülüm yok mu? O günden bin beteri bugün var. İşte hemen gözümüzün önünde Gazze'de, Filistin'de masum çocuklar, bebekler, gün yüzü görmemiş bebek, kadınlar, yaşlılar, silahsız insanlar zalim işgalci İsrail tarafından katlediliyor. Bunu biz görüyoruz. İşte bugün İslam'ın adalet anlayışıyla, İslam'ın zalimlerin karşısında durma emriyle mazlumların yanında yer almamızı ifade eden ayetler ve hadislerle bugün hep beraber bizler Müslümanlar olarak, zülüm nerede varsa onun karşısına çıkmak zorundayız. Bugün Gazze'de var, biz o zalimlerin karşısındayız. Elimizle yapmamız gerekeni elimizle yapacağız, dilimizle yapmamız gerekeni dilimizle söylemekten asla çekinmeyeceğiz. Kalbimizle mazlumların yanında olacağız, dualarımızla mazlumların yanında olacağız. İşte sizler bugün buraya gelirken ellerinizle Filistin bayrağıyla geldiniz. Kalbinizin üzerinde Filistin bayrağını temsil eden kurdeleler var. Kalbimizle, gönlümüzle elimizle, dilimizle yapmamız gerekenin en iyisini yapmaya gayret ediyoruz."
- "Hafızlar, Kur'an'ın muhafazası için bir vesile, bir vasıta"
Erbaş, Hazreti Muhammed'in, hafızları insanların en şereflileri olarak tanıttığını söyledi.
Hafız Abdullah Nazırlı ile yaşadığı hatırasını katılımcılarla paylaşan Erbaş, "Kim, Kur'an'ın hafızı olursa Kur'an'ı korumuş olur, Kur'an da onu korur." sözlerini hatırlattı.
Erbaş, hafızların Kur'an'ı koruduğunu, Kur'an'ın da hafızları koruduğunu dile getirerek, "Allah, Kur'an'ı sizlerin eliyle muhafaza ediyor, sizlerin zihniyle Kur'an-ı Kerim'i Allah muhafaza ediyor. Demek ki hafızlar, Kur'an'ın muhafazası için bir vesile, bir vasıta." dedi.
Elazığ'da 106 yaşındaki hafız Abdullah Nazırlı'yı 2021'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ziyaret ettiklerini belirten Erbaş, şöyle devam etti: "Ziyaretimiz esnasında memnuniyetini ifade etmiş ve demişti ki 'Gönlüm ister ki emri hak vaki olduğunda Reisicumhur'umuz hem de Diyanet reisimiz cenazemde bulunabilse. Cumhurbaşkanı'mız, ölünce hatırlattı 'Bizim için bir vasiyet, gidelim cenazesini kıldırıp dönelim.' dedi. Hafızlığının bereketi görüyor musunuz? Gittik buradan Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı ve Diyanet İşleri Başkanı olarak Hafız Abdullah Nazırlı hocamızın cenaze namazını kıldırıp tekrar döndük."
Erbaş, hafızlara şu tavsiyelerde bulundu: "Hafız hocalarımız mihraplarımızı doldursun. Hafız hocalarımız vaaz etsin. Hafız hocalarımız, hoca hanımlar olsun. Binlerce Kur'an kursumuz var. Kur'an kurslarımızda hafız hoca hanımlar ders versin. İlahiyat fakültelerimizde hafızlarımız öğrenci olsun, öğretim üyesi olsun. İmam hatip liselerinde hafız öğretmenlerimiz derslere girsin. Siz bizim için çok önemlisiniz. Diyanet İşleri Başkanlığında, Milli Eğitim Bakanlığında hem ilahiyat fakültelerinde, İslami ilimler fakültelerinde, hafızlarımızın bizim için değeri büyük. Onun için gayret edin. Değerli kardeşlerim, çalışın. İnsana ancak ve ancak çalıştığının karşılığı vardır. Çalışın; bu merhaleleri imtihanlara girerek atlayın ve ülkemize, İslam alemine en büyük şekilde hizmet eden ortamlarda sizler olun."
Konuşmaların ardından, 653 hafız icazet aldı.
Törende, geçen yıl Kocaeli'nin Gebze ilçesinde trafik kazasında babası Mustafa ve annesi Hatice Demir'le birlikte hayatını kaybeden 15 yaşındaki hafız Muhammed Eren Demir de unutulmadı.
Muhammed Eren Demir anısına ayrılan sandalyeye fotoğrafıyla birlikte sarığı ve çiçek bırakıldı.
Törene Vali İhsan Selim Baydaş, Belediye Başkanı Rahmi Metin, İl Müftüsü Naci Çakmaçı ve vatandaşlar katıldı.