GÖKTÜRK FIRAT
Rize’de piyasa değeri yaklaşık 2 milyon TL olan 30 kilogramlık altın soygunuyla ilgili inceleme sürüyor.
Rize’de meydana gelen ilginç kuyumcu soygununun aydınlatılması için polis yoğun bir şekilde çalışıyor. Polisin basına kapalı tuttuğu araştırmasının büyük bölümü yer altındaki kanalizasyonun içerisinde sürüyor. Polis yer altında, soyguncuların kimliklerini ortaya çıkartabilecek deliller arıyor.
Edinilen bilgiye göre polis, soyguncuların kanalizasyona 1 kilometre uzunluğundaki üstü kapatılan ve kanalizasyon olarak kullanılan Hamam Deresi’nin denize boşaldığı menfezden girerek 600 metre yürüyüp kuyumcu dükkanına ulaştıkları ihtimali üzerinde duruyor. Soygunda, soyguncuların kuyumcu dükkanının kasasına ulaşmak için tek bir noktayı deldikleri, yer altında dükkanın kasasının bulunduğu yeri tespit etmek için ise kanalizasyonun üzerindeki mazgal deliklerini tek tek sayarak ölçüm yaptıkları tahmin ediliyor.
Polis soyguncuların iki veya üç kişi olduklarını tahmin ederken, soyguncuların duvar ve çelik bölmeleri delmek için kullandıkları malzemeleri kanalizasyona birkaç günde fark ettirmeden taşıdıkları ve sessiz bir çalışma ortaya koydukları düşünülüyor. Ayrıca uzmanlar, soygunun en az 1-2 ay önceden planlandığını düşünüyor.
Polisin şu ana kadar yer altında elde ettiği en belirgin delil, enerji alınan marketin tabanını açmak için kullanılan 40 ton kapasiteli kamyon krikosu. Polis krikonun markası, satış noktaları ve son dönemdeki satışları hakkında bilgi topluyor.
Polisin yaptığı incelemelerde soyguncuların soygun taktiği ve çalışmalarının adeta bir fizik ve jeoloji mühendisi gibi iyi eğitimli olduklarını ortaya koyuyor. Soyguncuların, marketin zemin betonunu kaldırmak için 40 tonluk kriko kullanması, kaldırılan zeminin çökmemesi için zeminin ağırlığını taşıyabilecek güçte taşınabilir kolonlar kullanmaları ileri matematik gerektiren statik hesaplama konusunda da bilgili olduklarını ortaya çıkardı.
KUYUMCULAR ODASI’NDAN GÜVENLİK ZAAFİYETİ DEĞERLENDİRMESİ
Rize’de meydana gelen soygunda güvenlik zaafiyeti olduğuna dikkat çeken Rize Kuyumcular Derneği Başkanı Abdurrahman Serdar, “Rize’de Kuyumcular Caddesi’nde 18 kuyumcu var. Diğer iş yerleri farklı alanlarda iş yapıyor. Cadde sadece MOBESA kameraları ile korunuyor. Bugüne kadar caddede meydana gelen hırsızlık olaylarının bir bölümü görüntüler aracılığı ile yakalansa da çalınan malların geri dönüşü sağlanamadı. Caddede ciddi bir güvenlik zafiyeti olduğunu düşünüyoruz. Yaşanan bu olayda da bir takım güvenlik zafiyetleri var. Kuyumcu dükkanlarına iş yeri ruhsatı verilirken, dükkanlar için bir takım güvenlik kriterleri getirilmesi gerekir. Bir çok dükkanda Güvenlik açıkları söz konusudur” dedi.
Serdar, yoldan geçen kamyonların yol açtığı titreşimlerin asansör sistemi ile zemine gömülen altın dolu vitrinin alarmını aktif hale getirmemesi için alarm sisteminin devre dışı bırakıldığı yönündeki iddialara ise “Bu konuda bilgi sahibi değilim. Ancak zaman zaman çevresel etkilerden dolayı son derece hassas olan bu alarm sistemlerinin devre dışı bırakılma zorunluluğu hasıl olabiliyor” diye konuştu.
Rize Kuyumcular Derneği Başkanı Abdurrahman Serdar, Rize’de 1996 yılında yine hırsızların bir kuyumcu dükkanına girerek 26 kilogram altınla kayıplara karıştıklarını hatırlatarak 14 yıl aradan sonra 2. büyük soygunla karşı karşıya kaldıklarını belirtti.
Öte yandan Yakup Fil’e ait Karanfil Kuyumculuk’tan çalınan altın ve ziynet eşyası miktarı da belirlendi. Bir gün süren tespit çalışmaları sonrasında soygunda 28 kilogram (22 ayar) ve 8 kilogram da (14 ayar) altının çalındığı anlaşıldı. Çalınan altınların ise mali değeri 1 milyon 950 bin TL.