Rizespor, Bank Asya Liginde oynadığı maçlarda şu ya da bu şekilde zevk veren, kazanmak için mücadele edip her şeyini ortaya koyan bir takım olma görüntüsünden çok, gerilim dolu dakikalar izletti.
Diyarbakır maçın ilk 45 dakikası da böyleydi. Balans ayarı bozuk bir makine gibi ne yaptığı belli olmayan bir görüntü ortaya koydu. Futbol ve mücadele adına hiçbir varlık göremedik.
Rizesporun şansı ise Diyarbakırspor'un da kötü olmasıydı.
Ancak Rizespor bu kötü futbola ayak uydurmamalıydı.
Volkanın kendi kalesine attığı gol ise kötü futbolu belgeler nitelikteydi.
İkinci yarıya Şadinin yerine Emrah Kolu alarak başlayan Rizespor'da daha sonra da Ermanın yerine Sedat oyuna girince bir hareketlenme gözlendi. Bu hareketlilik İlhan Riberio değişikliğiyle birlikte gollere dönüştü. Sedatın orta alandaki mücadelesi ve topu sürekli ileriye taşıması, Rizespora son 15 dakikada önce beraberlik sonra da galibiyet golünü getirdi.
Diyarbakırsporun üstünlüğünü koruma telaşı, Rizesporun ekmeğine yağ sürdü. İlk 45 dakikada sahada varlığı ile yokluğu belli olmayan Rizespor son 15 dakikada Brezilyalı futbolcu Riberionun iki tamamlayıcı golüyle altın değerinde 3 puan aldı.
Diyarbakırdan 3 puanla dönmek çok önemliydi. Özellikle henüz oynadığı futbolla güven vermeyen Rizespor adına
Kazanan her zaman haklıdır derler. Rizespor da kazandı. Ancak unutulmaması ve bu maçtan ders alınması gerekir.
Çünkü her zaman bu kadar kötü bir rakip bulamayacağın gibi şans da her zaman yanında olmayabilir.
Dün gece Metin Diyadinin sahaya sürdüğü onbir bana göre yanlıştı. Defansın göbeği, sağı ve solu inanılmaz açıklar verdi. Ancak ikinci yarıdaki değişiklikler yerindeydi. Bu değişiklikler maçı kopardı.
Üst üste oynanan iki deplasman maçının ilkinde son dakika golüyle puan alamayan Yeşil-Mavililer bunu Diyarbakırda telafi etmeyi başardılar.
Darısı ileriki haftalara