Platform Adana ve Eğitim Bir-Sen Adana 1 Nolu Şubesi'nin organize ettiği "Türkiye'de Demokrasi İnsan Hakları ve Anayasa" konulu panele konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Sami Selçuk, Türkiye'nin ilk anayasayı 132 yıl önce, milletin ilk sivil anayasayı ise 1923'te yaptığını belirtti.
Daha sonra yapılan anayasaların ara rejim döneminde yapıldığını, Türk milletinin hala kendi anayasasını yapamadığını belirten Selçuk, bugün yaşanan sorunların bir sınıf kavgası olduğunu kaydetti.
Sami Selçuk, tek parti döneminde köylü ve çiftçinin ötekileştirildiğini, bu insanların Ankara'da Kızılay ve Ulus'a girmesinin bile yasak olduğu bir dönem yaşandığını hatırlatark sözlerine şöyle devam etti; "Kızılay ve ulusa girmesi yasak olan öteki olarak nitelenen köylü, çiftçi ekonomik olarak güçlenince iktidara ortak olmak istedi. Sınıf kavgası da başladı. Ötekiler, ilk defa 1983'te iktidar oldu. Öteki ikinci defa iktidarı 2002'de ve 2007'de elde etti. Bu temel sınıf kavgasının önüne ancak demokratik bireyler yetiştirilerek geçilir. Herkesin demokrasisi değil, herkese demokrasi istemeliyiz."
Partilerin kapatılmasının önüne geçmek için Anayasadaki antidemokratik olan siyasi partiler yasasının değişmesi gerektiğini vurgulayan Selçuk, bu değişmediği sürece daha çok parti kapatılması olayı ile karşılaşılacağını söyledi.
Kanun koyucunun odak olmayı tarif ederken bile yasak koyduğunu belirten Selçuk, şöyle konuştu: "Odak olma tarif edilirken partilerin genel kurullarının veyahut genel başkanları veyahut yöneticileri diyerek başlayan köşeli kelimeler devam ediyor. Bu yasak içeren hep veyahut ile giden ve kelimesinin bile bulunmadığı yasak kaldırılmalı."
Üniversitelerin Fransızca'da 'özgür kent' anlamına geldiğini ve herkese açık olduğunu vurgulayan Sami Selçuk, Türkiye'de başörtülü gençlerin üniversitlere kendi kimliğiyle kabul edilmemesini eleştirip, başörtülü genç kızların da ötekileştirildiğini söyledi.
Selçuk, devlet eliyle üniversitelerde 2 yüzlülük yapıldığını öne sürerek "Başörtüsüyle üniversiteye girmesi istenmeyen genç kızlara (peruk tak da gel) deniliyor. Devlet vatandaşına bunu söyleyemez. Üniversite özgür bir alan. Oraya herkes girebilir. 18 yaşını doldurmuş ergin bir genç kıza başını aç veya peruk tak denmesi ahlaka karşı sahtekarlık yap demek. Devlet insanların özgürlüğünü kısıtlayarak maske takmaya zorlayamaz." diye konuştu.
Eski Milli Eğitim Bakanı Hasan Celal Güzel ise AK Parti'nin kapatılması için açılan davanın iddianamesini sert dille eleştirdi.
AK Parti'nin Türkiye'yi geriye götürmek suçlanmasının yanlış olduğunu bilakis hürriyetçi, demokrat ve insan haklarından yana tavır alarak Türkiye'yi Avrupa Birliği ile entegrasyon için müzakereleri başlattığını söyledi.
Seçim yolu ile iktidara gelemeyen Cumhuriyet Halk Partisi'nin bürokraside bulunan oligraşisinin işi olduğunu iddia eden Güzel, "1982 anayasanın Cumhuriyet Halk Partisi'nin bürokrasideki iktidarını sağlıyor. Bu nedenle sağ partiler iktidarda muktedir olamıyor. Bu nedenle hükümet muktedir olmak için öncelikle kendi anayasasını yapmalı. Bu anayasa ile katılımcılık sağlanmalı. CHP sandıktan çıkamayınca sandık düşmanlığı yapıyor. Millete de kin ve nefret besliyor. Millete kendilerini sevdirme yerine, Millete karşı askeri ve yargıyı kışkırtıyor. Burada mesele devlet değil, iktidar mücadelesi. AK Parti'nin kapatılmaması için öncelikle yeni anayasa acilen meclise getirilmeli." dedi.
Anayasa Mahkemesi'nin 367 kararından dolayı bu kuruma güvenmediğini belirten Güzel, "Benim güvencim insanların adalet duygusu ve vicdanıdır." diye konuştu.
Platform Adana Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Saygılı da Cumhuriyet'in 100. yılına birinci sınıf demokrasi ile taçlanmış olarak girilmesini istediklerini, siyaset kurumunun siyaset dışı kişi ve kurumlarca dövülmemesi gerektiğini savundu.
Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Güvel'in yönettiği paneli Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak ile çok sayıda vatandaş izledi.