Türkiye çok yakın bir tarihte genel seçimlere gidecek.
Bu defa seçimler tasarlanandan daha da önce de olabilir.
Belki de baskın bir seçimle ülke karşı karşıya kalacak.
Şimdi herkeste bir telaş, herkeste bir gayret gözleniyor.
Konu yalnız siyasi partiler arasında verilecek mücadelelerle de sınırlı kalmayacak.
Milletvekili olmak isteyenler veya bu kişilerle değişik ilişkiler içerisinde olan çevreler arasında da kıyasıya cereyan edecek başka bir mücadeleye daha şahit olacağız.
Mahalle pazarında domates biber satan pazarcı arkadaşlarımız gibi, her seçim sürecinde akıl satan olacağı gibi, oy satanlar da olacak.
İşin en çirkin ve kötü olanı, bir de birilerinin kirli çamaşır pazarlamacılarıyla tanışacağız.
Bu kirli çamaşır pazarlamacıları birilerinin canına okurken, başka birilerine seçilme malzemesi verecek ve karşılığında büyük paralar kazanacaklar.
Bu bahsettiğim pazarcılar, uzun yıllar uyur gibi görünür fakat hiç uyumayan, gece gündüz tezgâh kurup, insanların yatak odalarına kadar uzanmanın bir şekilde yolunu bulup, en mahrem konuları hırsızlayıp arşivlerine toplayan çevrelerdir.
Seçim zamanları geldiğinde bu çevreler, kişilerin kirli çamaşırlarını en ince ayrıntısına varana kadar pazara çıkarırlar.
Bu çevreler çok vahşi ve hayâsız çevrelerdir.
Bunlar jurnalcılık ve şantajın daniskasını sergilemede hiç bir beis görmezler. Bunlar, elde edecekleri malzemeler için çoğu zaman istihbarat birimlerinin içine sizmiş, kendileri gibi çürük şahsiyetli kişileri de kullanma cihetine giderler.
Ele geçirdikleri bilgi ve belgeleri daha sonra tehdit unsuru olarak kullanarak çeşitli menfaatler temin ederler.
Geçmişlerinde kirli işleri olanlar bu kapana düştükten sonra seçilmiş olsalar bile, milletin iradesini temsil etme yerine bu kirli çetenin oyuncağı haline dönerler.
Dünyanın her yerinde bu çetelerin ülke yönetimleri üzerinde ciddi bir baskıları söz konusudur. Bazı araştırmacılara göre, birçok ülkeyi bu şebekeler yönetmektedir.
Bizim ülkemizde de jurnalcılık çok ileri noktalara tırmanmıştır.
Birçok meselede olduğu gibi, bu alanda da bazı çeteler seçim dönemlerinde tam mesai çalışırlar ülkemizde.
Bu çetelerin elemanları arasında nice meşhur gazeteci ve üst düzey insanlar da vardır.
Şimdi, seçimler sebebiyle kirli çamaşır toplayıcısı olarak adlandırdığımız bu adamlar, ele geçirdikleri kirli çamaşırları siyaset pazarına çıkaracaklar ve nice zavallıyı perişan edeceklerdir.
Bu işlerde payına düşeni almak isteyen iletişim kanallarını ve bu kanallar üzerinde cirit atacak namuslu adam görüntüsünde ki birçok şebeke elemanını da bu vesileyle görüp tanımış olacağız.
Tuhaf gelecek belki ama seçimlerden en karlı çıkacak çevreler bunlar olacaktır.
Şu kadarını söylemek isterim. Bu adamcıklar insanlığın yüz karası olan yaratıklardır. Bunlar öylesine aşağılık yaratıklardır ki, en yakınlarının mahremlerini bile gerektiğinde pazara çıkarırlar. Bu şantajcı çetelerden siyasetçileri korumanın yollarını bulmadan, bu ülkede millet iradesini tam anlamda tesis etmek kolay olmayacak.
İlerki günlerde şantajcı çevrelerin görsel ve yazılı medyada kuracakları pazarlama tezgâhlarını hep birlikte ibretle izleyeceğiz. Bu arada fısıltı gazeteciliği de bir hayli tiraj yapacak gibime geliyor.
Benim tavsiyem şu olabilir. Bu arlanmaz ve utanmaz sülüklere kimselerin pirim vermemsidir.
Sağlıcakla kalın saygıdeğer okuyucular.