Rize'de, makamında uğradığı silahlı saldırı sonucu şehit olan İl Emniyet Müdürü Altuğ Verdi için tören düzenlendi.
Rize Valiliği önündeki törene, şehidin eşi Leyla, kızı Almira, babası Ertuğrul, annesi Nuran Verdi ve diğer aile yakınlarının yanı sıra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Rize Valisi Kemal Çeber, Trabzon Valisi İsmail Ustaoğlu, AK Parti Rize Milletvekili Muhammed Avcı, İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce, Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Adem Çakıcı, Rize Cumhuriyet Başsavcısı Önder Kemal Sekücü, Rize Belediye Başkanı Reşat Kasap, Trabzon Emniyet Müdürü Orhan Çevik, Trabzon Jandarma Komutanı Tuğgeneral Halil Şen, Rize Jandarma Komutanı Albay Hakan Dedebağı, diğer ilgililer ve vatandaşlar katıldı.
Rize Valisi Kemal Çeber, törende yaptığı konuşmada, Rize'nin Altuğ Verdi'yi çok sevdiğini belirterek, "Her zaman güler yüzlüydü. Son olarak pazar günü Ovit'te sosyal sorumluluk projesi kapsamında kendileriyle ve muhterem ailesiyle bir araya geldik. O her zaman birlik için çalıştı fakat hiç beklenmedik bir anda şehitlik mertebesine ulaştı. Hepimizin başı sağ olsun." dedi.
Çeber, şehidin kızı Almira Verdi'nin dün akşam Bakan Soylu'ya, babasının "Benim her an şehit olma ihtimalim var. Siz bir şehit ailesi ve evladı olarak her zaman dik durun." tavsiyesinde bulunduğunu, kendisinin de onun tavsiyesine uyarak, bir şehit evladı olarak dik duracağını söylediğini kaydederek, şehidin kardeşi Volkan Verdi'nin ise sosyal medya hesabından "Abimin tayini cennete çıktı. Biz şimdi onun ismine yakışır şekilde ismini yaşatmaya devam edeceğiz." şeklinde paylaşımda bulunduğunu söyledi.
Milletvekili Muhammed Avcı ise Şehit Altuğ Verdi'nin, eski İstanbul milletvekili Metin Külünk ile çok iyi bir dostluğu olduğunu ifade ederek, "İlk Rize'ye atandığında bizi arayarak 'Rize'ye çok büyüt bir insan geliyor, dost geliyor, onunla muhakkak tanışın' demişti. Biz kendisiyle kısa bir sürede tanıştık. O sadece iyi bir devlet adamı değildi, aynı zamanda iyi bir baba, iyi bir evlat, iyi bir eşti." diye konuştu.
Rize olarak bu menfur saldırıyı kınadıklarını vurgulayan Avcı, "Bu elim olay yaşanmasaydı biz onun devletin önemli kademelerinde üstün hizmetler etmeye devam edeceğine yürekten inanıyorduk. Tüm şehitlerimize rahmet diliyorum." ifadesini kullandı.
- "Kahpe kurşunu ile şehit olacağını hiç ama hiç hesaba katmamıştır"
Emniyet Genel Müdürü Uzunkaya da inançlarına göre şehitlerin cennette peygamberlerden sonraki en yüksek mertebenin sahibi olduğunu, bu nedenle her Müslüman Türk evladının, hayatı boyunca hep şehit olmayı arzu ettiğini, o makama özlem duyduğunu ve bunun için de mücadele ettiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şehit kardeşim, genç ve yiğit meslektaşım Altuğ Verdi'nin de ailesine, eşine, yakın çevresine ve özellikle de sevgili kızına şehit olabileceğini, olmak istediğini ve onların buna hazırlıklı olmalarını, metanetli olmalarını tembih ettiğini ve öğütlediğini öğrendik ama o şehit olmak için ya bir hain terör kurşunu ya bir kalleş pusuyu ya devletin içine sızmış 15 Temmuz'daki gibi hainlerin kahpe kurşununu ya da bir vatan savunmasında çatışmanın ortasında alacağı bir dost kurşunu hesaba katmıştı da bunca iş yoğunluğu arasında düzenli olarak sorunlarını dinlediği, dertleriyle hem dert olduğu her zaman şefkatli kanatları altında korumaya çalıştığı, haklarını, hukuklarını özenle gözettiği ve evladı gibi gördüğü personelinden birisinin kahpe kurşunu ile şehit olacağını hiç ama hiç hesaba katmamıştır. Altuğ kardeşim, 25 yıllık meslek hayatı boyunca bu vatanın huzur ve güvenliği için gece gündüz elinden düşürmediği, bayraklaştırarak al tuğlara sardığı en kıymetli varlığı olan canını, soyadına uygun şekilde hiç tereddüt etmeden verdi."
Uzunkaya, şehit emniyet müdürünün 'Bu vatanın ekmeğini yediğimiz gibi gerekirse uğruna kurşun da yeriz' diyebilenlerden olduğuna dikkati çekerek, "O geride çok güzel hatıralar, halkın gönlünde yer eden unutulmayacak güzel hizmetler, güzel dostluklar ve bilhassa çok hoş sedalar bırakarak aramızdan ayrıldı ve önden gidenlerin safına, şehitlerin kervanına katıldı. Bu güzel insanı yetiştiren, büyüten ve bunca güzel meziyetlerle donatarak milletinin hizmetine sunan saygıdeğer ailesine de bu vesileyle huzurlarınızda şahsım ve emniyet teşkilatı adına şükranlarımızı sunuyorum." dedi.
Şehit Verdi'ye seslenen Uzunkaya, sözlerini şöyle tamamladı: "Bizler sana eğer varsa tüm haklarımızı helal ediyor ve senden de bize olan haklarını helal etmeni istiyoruz. Biliyoruz ki hakkını helal etmek için bizden de aynen senin gibi fedakarlık yapmamızı, vatan için gerekirse canımızı vermemizi istiyorsun, isteyeceksin. Sana söz veriyoruz. Bu şehitler diyarı olan ve her bir karış toprağı şehit kanlarıyla sulanan bu güzel vatanımızda seni ve senin gibi şehadete koşanları, Ömer Halis Demirleri, Fethi Sekinleri örnek alan ve gerektiğinde bu aziz millet için, bu cennet vatan için, bayrak için, ezan için canlarını seve seve vermeyi vazife bilen yüz binlerce meslektaşın var, milyonlarca vatan evladı var. Sen müsterih ol, rahat uyu şehit kardeşim. Geride bıraktığı ailen ailemiz, evladın evladımız, eşin kardeşimiz, tüm kıymetlilerin ve emanetlerin bizim baş tacımızdır. Makamın cennet, komşun Hazreti Muhammet, ruhun şad olsun."
Konuşmaların ardından İl Müftüsü İsmail Yalçın'ın, Altuğ Verdi için yaptığı duanın ardından şehidin naaşı, omuzlarda taşınarak cenaze nakil aracına konuldu. İçişleri Bakanı Soylu ile şehidin babası Ertuğrul Verdi, cenazeyi ön safta taşıdı.
Şehit Verdi'nin cenazesi daha sonra, memleketi Mersin'e uğurlanmak üzere Trabzon Havalimanı'na gönderildi.