Dağlarda karakollar basılırken, yollara mayınlı bombalı tuzaklar kurulurken, vatan savunmasında olan Mehmetçiklerimize, uzaktan kumandalı bombalarla şehit edilirken,polislerimiz arkadan vurulurken..
Kaç şehit?.Sekiz mi, on mu, 17 mi, kaç?
Ayda bir helikopterimiz düşerken..
En son Siirt’te düşen helikopterden 17 şehit verilirken.
“Birkaç Mehmet,Mehmetler,Mehmetçik..” diye demeçler verilirken.
Afyon’da korumasız, güvencesiz bir cephanelikte bedenleri parçalanan 24 askerimiz unutulurken..
Üstünde pazarlık yapılan bu vatan toprağı için şehit olan yüzlerce Mehmetler can verirken..
Anaların çığlıklar…Babaların göz yaşları..Her biri 1-3 yaşındaki çocuklarla dul kalan genç kadınların feryatları..
Hepsi ilahi takdiri..Vatan sağ olsun.”Devlet güçlüdür,üstesinden gelecektir” şeklindeki otomatik demeçler..
Akıp giden yıllar, kanlı ırmaklar, ölümler, yıkımlar, kıyımlar,30 bin kişinin ölümünden sorumlu terörist başı ile yapıldığı söylenen pazarlıklar..
Teröristler ve destekçileri el üstünde tutulurken,tanık yapılırken,bu ülkenin 25.Genelkurmay Başkanı ve şanlı Türk ordusunun paşaları,subayları,yazarlar,milletvekilleri, terör örgütüne üye olmaktan hala tutuklu iken..
Askerlerimizi şehit edenler,okulları yakıp yıkanlar,devlet görevlilerini kaçıranlar,şehirleri ateşe verenler , her istediklerini alırlarken..
Ölüm orucu bahanesiyle,hedeflerine adım adım yanaşan PKK’lılara ve destekçilerine birinci sınıf vatandaş muamelesi yapılıyorken..
***
Adları iki günde unutulan yoksul ailenin çocukları onlar.Kimisi evli,kimisi nişanlı,kimisinin eşi üç aylık hamile..
Onlar sınır boylarında,vadilerde,dağlarda..Vuruşurken teröristlerle..
Sabahın seherinde bir telefon çalar:“Anne operasyondayız, hakını helal et.”
Anne, pencereyi açar gökyüzüne..Şafak sökmek üzeredir..Ağlar…Ağlar..Ağlar..
Şehit haberi çoktan gelmiştir, evlere ateş düşmüştür.
Umutlar yitip gitmiştir, hayatlar parçalanmıştır. Zaten varlıklarıyla, yoklukları fark edilmemişlerdir.
Çünkü onlar halkımızın fakir çocuklarıdır onlar. Ailelerini arayacak kontörleri bile yoktur.
***
Şehitlik, neden hep garibana nasıp oluyor?
Allah yolunda canını feda eden bir Müslüman şehit olur. Şehitlik İslam’da büyük bir mertebedir. Allah katında kadir ve kıymeti çok yücedir. Ahrette Peygamberlikten sonra en yüce mertebe şehitlik olduğu söylenir. Üç kişi şefaat edecek. Peygamberler, âlimler ve şehitler. Kısacası şehitlik bu kadar yüce bir mertebedir ve hep garibana nasip oluyor.Bu konuda değişik ayetler vardır.(Bakara,Al-i İmran süreleri gibi)
“Yine şehitlik de, gazilik de nasıp işidir.”İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin öyle diyor.
Şimdide 17 halkımızın gariban evladına şehitlik nasıp oldu.
Bazı üst düzey AKP’liler ”Şehitler ve Gaziler Allah’ın sevgili kullarıdır” diyorlar.
Şehit ve Gazi yakınları ise diyorlar ki:
“Allah sevdiği için mi fidan gibi gençlerin ölümüne razı oluyor. Şehitliği ve gaziliği gerçekten bu kadar güzel buluyorlarsa, karşılığı cennet ise, Başbakan ve bakanlar neden koruma ordusuyla geziyorlar. Neden şehit olmamak için bu kadar büyük önlemler alıyorlar. Şehitlik bu kadar iyi ise neden istemiyorlar, neden çocuklarına ABD’de okumak nasıp olurken şehitlik neden nasip olmuyor?”
Bende diyorum ki: 30 yıllık gazeteciyim. Şehit olan, parçalanan, hayatları sönen hep fakir ve gariban halkımızın çocuklarıdır.
Bugüne kadar, bu vatan için şehit olan tek bir, Başbakan, Bakan, Genelkurmay Başkanı, Kuvvet komutanları, paşalar, üst düzey bürokrat, işadamı ve siyasilerin çocuğuna şehitlik nasıp olduğunu hatırlamıyorum.
Makamı, parayı, ihaleleri, yatları, katları, devlet içindeki önemli kadroları hiç kimseye bırakmayanlar, ülkenin hiçbir imkânını yoksul vatandaşa reva görmeyenler, bu kadar önemli olan ve Kuranla da müjdelenen’ Şehitlik ‘mertebesini neden garibanlara bırakıyorlar anlamış değilim.
Madem Şehitlik ve Gaziler Allah’ın sevgili kullarıdır. Neden anlı-şanlı siyasetçilerimiz, paşalar ve üst düzey bürokratlar, çocuklarını Allah’ın sevgisinden yoksun bırakılıyor. Gönderin cepheye onlara da belki şehitlik nasip olur.
Bütün şehitlerimizin mekanınlar cennet olsun.