Şevki Yılmaz bir süredir memleketi Rize'de. Sevenleriyle biraraya gelen, dost toplantılarına katılan Şevki Yılmaz ildeki televizyonların da bir kaç kez konuğu oldu. Son olarak Çay TV'de yaptığı konuşmalar sadece Rize'de değil ulusal basın kuruluşlarında da yer aldı.
Siyasi tansiyon yükseldi
Şevki Yılmaz, vatandaşların son döneme kadar sağduyusunu koruduğunu; ancak seçim süreciyle birlikte kavga ve kamplaşmaya sürüklendiğini söyledi. Eski bir siyasetçi ve ilahiyatçı kimliğiyle seçmene bir ölçü vermek istediğini belirten Yılmaz, muhalefet partilerine yüklendi. "Bildiğim çok şey var. Anlatsam birileri sokağa çıkamaz." diyen eski milletvekili, kimsenin "üç paralık dünya koltuğu için yanlış ve yalan bilgilerle insanları birbirine düşürmeye hakkının olmadığını" kaydetti. Bir dönem birlikte çalıştığı siyasilerin söylemini üstü kapalı eleştiren Yılmaz, cumhurbaşkanlığı seçimlerini mahkemelik yaparak bloke eden CHP'ye de göndermede bulundu. Halkın 22 Temmuz'da bu yanlışlığı düzelteceğine inandığını vurgulayan Yılmaz, bu seçimlere sadece 'bir başbakan seçimi' olarak bakmadığını anlattı: "Hükümetin benimle bir hukuku, bağlantısı yok; ama ben pazar günü vatandaş olarak hükümet seçmiyorum. Bu yanlışlığı düzeltecek çoğunluğa destek vermek için sandığa gidiyorum."
Şevki Yılmaz, dinî söylemlerle hassas insanların aldatılmaya çalışılmasından şikayetçi. İsim vermeden Saadet Partisi'nin seçim kampanyasında kullandığı konulara değinen Yılmaz, eski arkadaşlarına sert tepki gösterdi: 'Başörtülüler hastanelerde tedavi olamıyor', nerede? Allah'tan korkun ya. '5 yaşındaki çocukları jandarma basmış'. Basmış da, senin Refahyol döneminde imzaladığın, jandarmaya verdiğin yetki ile, kendi imzan ile bu yapılıyor. Bunun hükümetle ne ilgisi var? 3 yıllık yasağı bunlar 1 yıla indirmiş, imamların memuriyeti gitmesin diye paraya çevirmiş. Derneklerin önündeki engelleri kaldırmışlar. 'İsteyen derneği kurar' demiş. Bunun adına 'homoseksüel derneği' demeye hakkınız var mı? 'Domuz eti kesimine izin vermiş', Allah Allah. Canım hem 'Fatih'in torunuyuz' diyeceksin hem buna karşı çıkacaksın. Hıristiyan'a domuz haram mı? Yüz binlerce Hıristiyan var. Fatih Sultan Mehmet'in kararnamelerine bakın bakalım, domuz kesimhanelerine nasıl izin verdiğine, kilise yapmalarına nasıl izin verdiğine. Taksim'de hangi kiliseyi yıkmıştır, Fatih ve diğerleri? İnancımızı istismar etmeye kimsenin hakkı yok. Ve 'millet dinini bilmiyor' diye kimsenin aldatmaya hakkı yok. Yüzlerce azınlık bu ülkede yaşıyorsa, kendine göre helal olan kesimi de bu ülkede yapacaktır. Bunun yasak edilmesi, insan hak ve hürriyetlerine aykırı bir durumdur."
Papaz mıyız haham mı; yoksa cennet ve cehennem tapulu malımız mı?
"Değmez, dünyada insanları koltuk için aldatabilirsin; ama bunun hesabı toprak altında verilmeye başlanır. Allah'tan korkmak lazım ya. Geçmiş dönemlere bir bakın bakalım; özgürlükler arasındaki farkı fark edemiyor musunuz? Neden 'başkasına oy verenler cehenneme' diyorsun? Başka partiler yok mu bu ülkede? Cennet, cehennem bizim tapulu malımız mı, biz papaz mıyız, biz haham mıyız? Cennete sokmak, cehenneme sokmak ruhban sınıfının işidir. Allah'ın dilediğinin dışında kimse kimsenin cennete ya da cehenneme gideceğini bilemez. Bu gibi şeyler toplumda kavga meydana getirir. Biz kendi amellerimize bakalım. Refahyol döneminde kendi öğrenci yurtlarımızı kapattık. Ben milletvekiliydim. O zaman Rize'de iki tane öğrenci yurdum kapandı. Kurslar kapatıldı. Biz cennete gireceğiz, bunlar cehenneme girecek. Biz bunu bilerek mi kapattık; yok. O günkü şartlarda, 'efendim köprüyü geçelim, şu, bu' birtakım mülahazalar. Biz yaparsak 'helal', bir başkaları yapmadığı halde cehennemlik."
Mesut Yılmaz'a eleştiri
Mesut Yılmaz, başörtülüleri coplattı, şimdi eşarp dağıtıyor "Ben imam-hatip lisesi ve Kur'an kurslarının 8 yıllık eğitimle kapatılmamasından yana oy kullandım, o kapatılmasından yana kullandı. Ben başörtüsü yüzünden ağlayanların yarasını gönlümde hissedenlerdenim, o başörtüsünü yasak edenlerin yanında olmuştur. O imam-hatiplilere 'yarasalar' diyebilmiştir, ben bunu yanlış görmüşümdür. Nasıl benzerliğimiz olsun ki? Şimdi Rize'de fotoğraf çektirerek ve başörtüsü dağıtarak oy toplamaya çalışıyor. Nasıl oy bir fotoğraf karşılığında verilir ya. O kadar ucuz mu bu vatana vatandaşın seçme hakkı? Yanıma gel, fotoğraf çek oy ver, Allah Allah!.. İktidarında imam-hatiplerin bahçesinde kızları polis copu ile okuldan kovacaksın, şimdi gelip Rize'de başörtüsü dağıtacaksın ve oy alacaksın. Bu millet bunları unutmuş mudur? İmam-hatiplilere 'yarasa' diyeceksin, 'siyasi hayatıma da mal olsa 8 yıllık eğitim geçecek' diyeceksin, şimdi fotoğrafla oy alacaksın. Rizeli çok zeki. Böyle bir fotoğrafla vatandaşlık haklarını Rizeli ve Türkiye'deki vatandaşlar sunacak değildir."