AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE TRABZON MİLLETVEKİLİ ADAYI SÜLEYMAN SOYLU: - “ÖNEMLİ VE FARKLI BİR SEÇİME GİRİYORUZ... SENARYO ÜRKÜTÜCÜDÜR VE KORKUTUCUDUR; BU SENARYOYU ENGELLEYECEK TEK ŞEY AK PARTİ’NİN TEK BAŞINA İKTİDARIDIR... TÜRKİYE’DE HDP’YE BARAJI AŞTIRMAK İSTİYORLAR; YAPTIĞIMIZ BÜTÜN ARAŞTIRMA VE TESPİTLERDE CHP’DEN OY KAYDIRILDIĞINI GÖRÜYORUZ... TÜRKİYE’DE BİR YIKIM EKİBİ GÖRÜYORUM... BUGÜN GEZİ’NİN, 17-25 ARALIK’IN VE 6-7 EKİM’İN TEMSİLCİLERİ BİR KOALİSYON YAPIYORLAR... DOĞU VE GÜNEYDOĞDU’DA TAM BİR DEMOKRASİ FECAATİ VAR... KÜRT KARDEŞLERİMİZ ŞU ANA KADAR ELDE ETTİKLERİ TÜM KAZANIMLARI KAYBEDECEKLERİ BİR TEZGAHIN, OYUNUN İÇİNE SOKULUYORLAR... SEÇİM SONRASI AK PARTİ’NİN SAVAŞA HAZIRLANDIĞINI SÖYLEMEK, İDDİA ETMEK MEVLANA’NIN SERİ KATİL OLMASINI İDDİA ETMEK GİBİ BİR ŞEY... BU SEÇİMDEN SONRA MİLLETİMİZİN VERECEĞİ OYLARLA BİRLİKTE TERÖR ÖRGÜTÜNÜN AMERİKA’DAKİ YÖNETİCİSİ ORADAN BURAYA GELİR, TÜRKİYE GETİRİLİR... BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE YASASI TÜRKİYE’DEKİ EN BÜYÜK SİVİLLEŞME DARBESİDİR... TRABZON GİBİ ŞEHİRLER İÇİN SEÇİMDEN SONRA YENİ BİR BÜYÜKŞEHİR DÜZENLEMESİ YAPILACAK ANCAK BU YASAL DÜZENLEME BELDE BELEDİYELERİN TEKRAR AÇILMASI ŞEKLİNDE OLMAYACAK....
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Trabzon Milletvekili adayı Süleyman Soylu, Türkiye’nin önemli ve farklı bir seçime gittiğini belirterek “Seçim sonrası için kurgulanan senaryo ürkütücü ve korkutucudur. Bu senaryoyu engelleyecek tek şey AK Parti’nin tek başına iktidarıdır” dedi.
Soylu, bu seçimin sonucunun milletin takdiri olduğunu vurgulayarak “Seçim sonuçlarından sonra paralel yapının oradaki adamlarını da Amerika vermek zorunda kalır. Türkiye’ye getirilir o kadar basit. Nasıl Irak’ın kuzeyindeki petrole Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra nasıl 'evet' demişlerse bu seçimden sonra da milletimizin vereceği oylarla birlikte terör örgütünün yöneticisi oradan buraya gelir, Türkiye getirilir” diye konuştu.
Bir otelde Trabzon basını ile bugün bir araya gelen Süleyman Soylu, seçimin Türkiye ve Trabzon ayağı ile ilgili açıklamalarda bulundu. “Önemli bir seçime girdiğimiz aşikar” diyen Soylu “Aslında farklı bir seçime girdiğimiz de aşikar. Belki de siyasal hayatımızda bu kadar farklı siyasi düşüncelerin aynı hedef doğrultusunda birleşmelerinin çok fazla görülmediği (referandumların ve bir takım halk oylamalarının dışında) bir seçime doğru gidiyoruz. Bu seçimin Trabzon ayağı var, bir de Türkiye ayağı var. Türkiye ayağı ile ilgili çeşitli yerlerde yaptığımız temaslarda görüşlerimizi sergiliyoruz. Bir taraftan bu seçimin hikayesi ve sosyolojisi aslında eski Türkiye ve yeni Türkiye üzerine oturmuştur. Gerek eski Türkiye kavramı gerek yeni Türkiye kavramı siyaseten tanımlanmış iki ayrı kavramdır. Eski Türkiye’de özellikle soğuk savaş dönemi öncesi ve hemen akabinde Türkiye’de oluşan ve gelişen siyaset ve bu siyasetin sonuçlarıyla gerek ülkemizin gerekse vatandaşlarımızın karşı karşıya kaldığı bir durum izahıdır. Bu durumun içerisinde darbeler var, vesayet var, bu durumun içerisinde koskoca 50 yıllık ara rejim var. Yine bu durumun içerisinde siyasetin çok güçlü olmadığı ve siyasetin başka unsurlar tarafından yönetilip yürütüldüğü bir tablo var. Yine bu durumun içerisinde aslında Türkiye’nin Cumhuriyeti’nin kuruluşunun iki temel ilkesi var. Bunlardan bir tanesi istiklal yani tam bağımsızlık. Diğeri ise ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’. Cumhuriyet kurulduğundan beri buna ait ciddi bir mücadele yapılmaktadır. Yani gerek tam bağımsızlığın elde edilmesine yönelik gerekse egemenliğin millete ait olduğu teslim olduğu iddia eden bir mücadele yapılmaktadır” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’NİN GELDİĞİ ÖZGÜRLÜK SÜRECİNİN KAYBEDİLMESİNDEN KORKUYORUM”
Seçimle ilgili korkularını dile getiren Soylu “Ben şahsen korkuyorum. Yani Türkiye’nin geldiği özgürlük sürecinin kaybedilmesinden korkuyorum. Türkiye’nin geldiği öz güven sürecinin kaybedilmesinden korkuyorum. Türkiye’nin gerçekleştirdiği devrimlerin de kaybedilmesinden ürküyorum ve korkuyorum. Elbette ki bir siyasetçi kimliğim var ama bunun dışında bir insan kimliğim ve bu ülkenin bir vatandaşı kimliğim var. Aynen gazeteci kimlikleri gibi. 13 yıldır gerek kalkınma gerek özgüven gerek Türkiye’nin demokrasi konusunda attığı adımların tamamı benim şahsen kaybetmekten korktuğum ve ürktüğüm adımlardır. Türkiye’de yaklaşık 50-55 yıldır kampanya yürütülüyor. Kampanyada birçok şey gördük. Gördüklerimiz çok apaçık ortada. Birbirine benzemeyen bir çok unsur bugün Türkiye’nin çeşitli yörelerinde ve bölgelerinde iktidar partisinin veya bizim önerimiz olan Yeni Türkiye önerisinin hayata geçmemesi için ellerinden geleni ortaya koyuyorlar. Bizim kanaatimiz şudur; Türkiye’de seçime iki parti giriyor. Bu iki parti Türkiye’de seçime girerken AK Parti demokratik sürecin kendisine sağladığı imkanlarla seçime giriyor ama karşısında çok farklı imkanları olan ortaya koyan bir anlayışla karşı karşıya kalıyor. Ben AK Partinin teşkilat başkanıyım. Güneydoğu’da neler yaşandığını bugün en açık haliyle bilen, bunu yorumlayan ve bunun partinin karar organlarıyla paylaşan bir arkadaşınız olarak sizin karşınızdayım. Orada tam bir fecaat var tam bir demokrasi fecaati var. Oradaki arkadaşlarımıza baskı en üst düzeyde sürdürülmektedir. Okullardaki çocuklara dahi baskı yapılmaktadır. Annelerine babalarına onları ölümle tehdit edebileceği mesajları iletilebilmektedir. En son Muş’un bir köyünde iki genç kaçırıldı. Onlara sadece şu tembihatta bulunuldu. ‘Eğer sandıklarınızdan AK Parti’ye bir tek oy çıkarsa bilmelisiniz ki aileniz ve siz yok bilesiniz’. Burada çözüm süreci, demokrasi üzerinden bir çağrışım mı ortaya koyacağız yoksa Türkiye’de bunu görmeden bunu duymadan bir çabayı mı gerçekleştireceğiz. Türkiye’nin bir tarafı bunu hiç duymuyor. CHP, MHP’den demokrasiyle karşı karşıya kalmış olduğu bu hali eleştirdiğini daha duymadım. Bu sadece AK Partinin derdi değil. Bu toptan demokrasinin derdi. Bu toptan bir milli iradenin derdi. Senaryo ürkütücüdür ve korkutucudur. Bu senaryoyu engelleyecek tek şey AK Parti’nin tek başına iktidarıdır. Senaryo şudur. Bu çok açık. Türkiye’de HDP’ye barajı aştırmak istiyorlar. Yaptığımız bütün araştırma ve tespitlerde CHP’den oy kaydırıldığını görüyoruz” ifadelerini kullandı.
“GEZİ OLAYLARI’NDA ARABASI ÇEVRİLİP ETRAFINDA GULU GULU DANSI YAPILANLARDAN BİR TANESİYİM”
Süleyman Soylu, “Türkiye’de bir yıkım ekibi görüyorum” diyerek bu yıkım ekibinin Türkiye’de bugüne kadar ortaya konulan bütün değişiklikleri ters düz edebilecek bir mantığa sahip olduğunu vurguladı. Rövanşist bir tablo ile karşı karşıya olunduğunu da ifade eden Soylu “Gezi olaylarını yakın olarak gören sadece sosyal medya ile değil çıplak gözle takip edenlerdenim. İstanbul ve Ankara’da etrafında arabası çevrilip 'gulu gulu' dansı yapılanlardan bir tanesiyim. Aynı zamanda nasıl başörtülü kadınların sokakta taciz edildiği, arabaların üzerine sürüldüğü ve insanların dışarı çıkmaktan ürktükleri ve korktukları bir tabloyu yaşamış birisiyim. Sakallı amcaların vakit namazlarına gitmekte çekindiklerini gördüm. Bu 300 yıl önce değil. 24 ay önceden bahsediyoruz. Bugün Gezi’nin, 17-25 Aralık’ın ve 6-7 Ekim’in temsilcileri bir koalisyon yapıyorlar. Bu açık ben bundan endişelenmeyeyim de ne yapayım. Demokratik endişe hakkımı kullanıyorum. Geziciler+17-25 Aralıkçılar+6-7 Ekimciler Türkiye’de koalisyon ortaya koyuyorlar. Ben bundan endişe ederim. Türkiye ancak geçmişte de yaşadığı bu süreçleri hep demokrasi ile aşmıştır, yine demokrasi ile aşacaktır” diye konuştu.
Güneydoğu’nun ne olduğunu iyi bildiğini kaydeden Soylu, şunları söyledi: “Güneydoğu’daki siyaseti bilen 10-15 Türk’ten bir tanesiyim. Güneydoğu’yu iyi okurum, oranın ne olduğunu iyi bilenlerdenim. Erbakan’ın da 28 Şubat’ta karşı karşıya kaldığı husumettin de bir nedeni Güneydoğu Meselesi’dir. Belki hiçbiriniz böyle düşünmemiştir. Oraya İslami bir çerçeve ile girmiş ve orada özellikle oranın parçalanması ve bölünmesini sağlayacak unsurların tamamının önüne ciddi bir set çekmiştir ve çok önemli bir milli hamle yapmıştır. Dikkat edin başka bir şey daha söyleyeyim. Refah Partisi’nin İstanbul’da büyümesi İstanbul seçmeninin üzerinden olmamıştır. Güneydoğu kökenli seçmenler üzerinden olmuştur. Tayyip Erdoğan’a karşı husumetleri de bundan kaynaklanmaktadır. ‘Kürt kardeşim’ dedikçe… Kürt kardeşlerimize de bilgilendirmek istiyorum, şuana kadar elde ettikleri tüm kazanımları kaybedecekleri bir tezgahın içine oyunun içine sokuluyorlar. Bu çok tehlikeli bir şey. Türkiye bu günleri yaşamamış değil yaşamış ama bedelini ağır ödemiş. Şimdi biz tam bunu aşacağımız bir noktaya geldik yine bunu tersine döndürmek Türkiye adına bir maliyettir. Endişem budur.”
HDP sözcülerinin “AK Parti 7 Haziran’da Güneydoğdu’da savaşa hazırlanıyor” şeklinde açıklamalarının sorulması üzerine Soylu “AK Parti’nin savaşa hazırlandığını söylemek, iddia etmek Mevlana’nın seri katil olmasını iddia etmek gibi bir şey” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK ZENGİNLERİNDEN BİRİSİNİ BİR CİNAYET DOSYASI İLE KORKUTTULAR”
Paralel yapının muhalefet partilerinin bütün mitinglerine ellerinden geldiği kadar katıldığını ifade eden Soylu, “MHP’nin de CHP’nin de mitinglerine örgütlü bir şekilde gidiyorlar. Paralel yapı Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı bir musibettir. Hepimizi aldattılar, bir büyük milleti aldattılar. Öyle bir tezgah kurdular ki hem Anadolu insanını uzun zaman bağladılar en nihayetinde Recep Tayyip Erdoğan hiçbir şey yapmamış olsa bir tek meselesi bile bu ülkeye yeter; paralel mandacı denilen bu yapıyı cerahatı Türkiye’den söküp atmak için koyduğu irade önemlidir. Aydın Doğan’ın nasıl teslim olduğunu biliyorum. Koç Ailesi’nin nasıl oralarda sıraya girdiklerini biliyorum. Ürküttüler korkuttular milleti. 90’lı yıllarda da böyle bir akım vardı. Herkesin elinde dosyalar şantaj kasetleri vardı. Netice itibariyle herkesin bir aile yaşantısı var, özeli var. Geçmişte yaptığı ticari hataları var. Ben hangi cinayet dosyasının kime tehdit olabileceği kadar bu işi bilen bir insanım. Türkiye’nin en büyük zenginlerinden birisini bir cinayet dosyası ile korkuttular. Hepimizin takip ettiği, Türkiye’de herkesin takip ettiği. Ne karşılığında da bu bedelin ödendiği açıktır. Bunlara müsaade etmemek lazım. Bunlar her şeyi yapabilirler. Robot gibi bunların emri ile hareket eden insanlar var. Bu seçimin sonucunda milletimizin takdiridir, paralel yapının oradaki adamlarını da Amerika vermek zorunda kalır. Türkiye’ye getirilir o kadar basit. Nasıl Irak’ın kuzeyindeki petrole Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra nasıl evet demişlerse bu seçimden sonra da milletimizin vereceği oylarla birlikte terör örgütünün yöneticisi oradan buraya gelir. Türkiye getirilir” dedi.
“TRABZON İÇİN VERİLEN SÖZLERDEN GERİ DÖNÜLMEYECEK”
12 Nisan’dan 31 Mayıs’a kadar Trabzon’da seçim kampanyası yürüttüklerini belirten Soylu, seçim çalışmalarının Trabzon ayağını anlattı. Şu ana kadar hiç kimse ile polemiğe girmediklerini ifade eden Soylu “Polemik yaparmıyız, alasını yaparız. Ancak polemiğin Trabzon’un hizmetle kavuşmasına bir faydası olmaz. Trabzon insanı kendi içinde bir kavgayı tasvip etmez. Geldiğimiz günden bu yana Trabzon’da 5 anket yaptırdık. Yani 10 günde bir seçim anketi yapıldı. Trabzon’a gelmeden kampanyaya başlamadan önceki durumumuzun da ne olduğunu şimdi geldiğimi noktadaki durumumuzu da çok iyi biliyorum. Her gün ivmemizin ve trendimizin arttığını görüyoruz” şeklinde konuştu.
“Trabzon için verilen sözlerden geri dönülmeyecek” diyen Soylu “Avni Aker’in yeşil alan olması, şehir parkı projesinden bir sapma Allah korusun, yüzde sıfır değil binde sıfır bile ihtimal değildir” dedi.
Belde belediyelerin tekrar açılacağı ile muhalefet partilerinin seçim politikası yürütmesi ile ilgili olarak ise Soylu şunları söyledi: “Belde belediyeleri ile ilgili net bir şey söyleyeyim. Belde belediye meselesi yerel yönetimler tarihimizin talihsizliğidir. Burada farklı bir düşünce ortaya koymaya gerek yok. İlk önce bundan İstanbul vazgeçti. İstanbul’u perişan etti belde belediyeleri. Hala onların oluşturduğu imar problemleri, çarpık yapılaşmayı, çarpık kentleşmeyi hala ortadan kaldırabilmek için uğraşılıyor. Trabzon’da örnek vermek istemiyorum can acıtmayayım. Biz buna nasıl dönebiliriz. Adamın arabasına benzin almaya parası yok belediye başkanlığı yapacak. Büyükşehir Belediye Yasası Türkiye’deki en büyük sivilleşme darbesidir, vesayet sistemidir. Türkiye’de kavga şu; AK Parti’nin bu dönemde yapacağı işlerden birisi de bu. Türkiye’de ciddi bir bürokratik direniş var. Bürokrasi elindeki imkanı kaybetmek istemiyor. Yerel yönetimler yasası ile ellerindeki bu imkanı kaybettiler. Fotoğrafa bir de bu açıdan bakmanızı istirham ediyorum. Burada eksik bir şey varsa çözülür. Özellikle Trabzon gibi vilayetlerde yol ağının ve hizmet ağının geniş olduğu iller var. Fotoğraf olarak doğru bir yapı büyükşehirler için doğru bir yapı. Ama Trabzon gibi vilayetler için böyle 8-10 vilayet var.Bunlar bu sisteme dezavantajlı girdiler. Belki bugün Trabzon’da çektiğimiz temel sıkıntılardan biri bu. Biz bunu seçimden sonra çözüyoruz. Yani Trabzon gibi şehirler için seçimden sonra yeni bir büyükşehir düzenlemesi yapılacak ancak bu yasal düzenleme belde belediyelerin tekrar açılması şeklinde olmayacak. Burada bu tip illerdeki imkanların biraz daha arttırılması sağlanacak.”
Soylu, yeni yapılacak havalimanı ile ilgili olarak “Yeni havalimanı mevcut havalimanının önüdür ancak eski havalimanı kapatılmadan deniz doldurularak yapılacak. Siz yatırım adasını oluşturacaksanız, Erzincan-Trabzon demiryolunu yapacaksanız, eğer şehir hastanesi yapacaksanız siz bu havalimanı ile hareket edemezsiniz. Destinasyonlarınızı önemli bir noktaya taşıyacaksanız bu havalimanı size yetmez. Görsel olarak da kapasite olarak da yetmez” dedi.
TRABZON'DA İLK 5 YILDA YAPILACAK YATIRIMLAR VE ARAP TURİZMİ UYARISI
Soylu, ilk 5 yıl içinde yapılacak yatırımları şöyle sıraladı: “Bir demiryoluna başlanacak. Güney Çevre Yolu’nun minimum iki etabı bitirilecek. (Darıca-Yıldızlı ile Değirmendere-Yomra etapları). Kanuni Yolu ile bunları bağladığımız zaman Güney Çevre Yolu’nu aktive etmiş oluyoruz. Yetiştirebilirsek Kanuni Bulvarı’nın üstünde güneyindeki bölüm de yapılacak. Diğer etaplar da Akçaabat Beşikdüzü ile diğer taraftan Of’a kadar uzanan temel alan. Güney Çevre Yolu aynı zamanda aslında Rize ile Artvin ile Giresun, Ordu ve Ünye ile bütünleşerek Ankara’ya kadar uzanacak Karadeniz Otoyolu’dur. Başka bir izahat şekli değildir. Şehir Hastanesi bizati sayın cumhurbaşkanımızın talimatları ile devam eden bir projedir. Kendisi Trabzon dahil olmak üzere Şehir Hastaneleri’nde gaza basılması talimatını vermiştir. Yatırım Adası DOKA kapsamındadır. Burada He-Man’liğe gerek yok, kahramanlığa gerek yok. Devlet üniversitesi ile ilgili bizim önerimiz yeni bir alanda yapılmasıdır. Bütün her şeyi ile yeni bir devlet üniversitesi kurulmasını istiyoruz doğru olan da odur. İki tane daha vakıf üniversitesi talebi var. Turizm destinasyonları bizim için en önemli konulardan biridir. Süreç olarak bizi çok takip etmemiz ve zorlaştıracak bir süreçlerden bir tanesidir. Bir turizm bölgesinin oluşması nereden bakansanız 6 aylık ve 1 yıllık sürecin takip edilmesi gerekiyor. Onun için burada ama her birimizin el birliği ile bunu sağlamamız lazım. İstanbul Arap turistini 90’lı yıllarda kaybetti. İstanbul bizim gelenek ve göreneklerimize uygun davranmadı. Özellikle bu yazın Trabzon’da hepimizin dikkat etmesi gerekiyor. Eğer Arap turistlere çift tarife uygulanmaya başlarsa eğer bu insanlar altın yumurtlayan tavuk değil de yolunacak kaz misali görülürse çok açık bir şey söyleyeyim yanarız. Bu bizim için büyük bir tehlike olur. Burada esnaf odalarının devreye girmesi lazım, burada şoför odalarının devreye girmesi lazım burada basının devreye girmesi lazım, denetimin yapılması lazım. Bunu bir kampanyaya çevirirsek şehir bu kampanyayı başarır. Topyekün bir hareket etme kabiliyeti göstermemiz lazım. “
TRABZON-ERZİNCAN DEMİRYOLU GÜZERGAHI
Trabzon-Erzincan Demiryolu güzergahı ile ilgili olarak ise Soylu şu ifadeleri kullandı: “Hat belli. Devlet Demiryolları e bakanlıktaki hat; Trabzon, Maçka, Gümüşhane, Kelkit, Erzincan ve Sivas. Bu hükümet programında olan bir projedir. 5 yıl içinde demiryoluna başlarız ve demiryolunu bir noktaya taşırız. Lütfi beyle de görüştük. Sayın Başbakanımızın Trabzon konuşması sonrasında kendisi ile otobüste konuştum. ‘Efendim siz bir Tirebolu dediniz ya bu nerden ?’ Dedi ki ‘hayır bu buradan gidecek ve alttan da öyle bir yol olacak’. Şöyle bir şey var bir çalışma yapılmış yalnız. Devlet Demir Yollları’ndan gelen haritada tali bir kesik var, bir Tirebolu hattı var. Ama Lütfi bey diyor ki ‘Bunun Tirebolu’dan geçmesi gibi bir alternatifi konuşmayalım diyor. Demiryolunun geçeceği hat bahsettiğimiz Trabzon-Gümüşhane hattıdır.”
Soylu, Trabzon’daki seçim gezilerinde kendisini şu ana kadar en çok heyecanlandıran ve etkileyen yatırımın Sürmene Limanı olduğunu vurgulayarak “Emeği geçenlerden Allah razı olsun. Orası Trabzon için mükemmel bir yatırım alanıdır” dedi.