Eski bir yerleşim yeri olan Pazar'ı tanıma, Pazar’da bakir güzellikleri görecek olma heyecanıyla birleşince bambaşka duygular çıkar karşımıza.
Pazar ismi tarihi özellikleri ile özdeş olduğu için olacak; tarihi doku daha şehre girişte karşılar sizleri. Asırlara meydan okuyan Kızkulesi "hoş geldiniz” der adeta sahilden geçenlere. Sahilde karşılaştığımız bu tarihi selamlama Hemşin ve Fırtına vadisi boyunda yukarı çeker gelenleri. Tarih ve doğa adeta canlı bir tablo gibi mavi bir çerçevede sunulur kendini izleyeceklere.
Çok eski bir yerleşim yeri olmasına, Rize’nin kendisine bağlı en kadım ilçesi olmasına karşın, Karadeniz uşağının gönlünde gurbet, buruk bir sızı gibi hiç dinmemiştir. İlçenin hemen her sülalesinin özellikle İstanbul başta olmak üzere Ankara ve İzmir’de birkaç ailesi yerleşmiş durumdadır.
Denizcilik başta olmak üzere pasta ve fırıncılık, inşaatçılık ata mesleği olarak bir sevda gibi nesilden nesile sürdürülmektedir.
Denizinin dalgası sert, uşağının sözü merttir Pazar’ın.
Yemez yedirir…
Güvenilir ve vefakâr olarak tanınır.
Ama en önemlisi baba ocağını unutmayışındaki kadirşinaslığı ile özdeştir pazarlı.
"Ben bir zamanlar bir tura katılmıştım. Küçük bir liman şehrinde "Pazar" adlı bir yerde su içtim." denmesi kâfidir. Kadim ve sıcak bir dost oluverirsiniz birden.
Ayrılış vakti gelince ise; bir yol havası duyurulur tulumcunun tulumundan. Yine o bilindik heyecan; buruk bir sızı gibi kımıldatır yüreğinizi. Ve siz sahilden geçerken ilçenin önünden, denizinin dalgasıyla güle güle der gibi olur Kızkulesi.
Güle güle!
Ve sizin yüreğinizde bir cevap oluşuverir: "Hey Gidi Karadeniz !"
Yalçın SEZGİN (Pazar Kaymakamı)