Ülkemizde son on yıldır, geçmişe göre tatil anlayışı bir hayli değişti. Ben bu yazımda bir yıl boyunca yoğun bir eğitim müfredatı içersinde ders yapan, imtihan geçiren genç öğrencilerimize sesleneceğim.
Bir Müslüman olarak yüce dinimiz, tatil anlayışımızı belirleyen Kuran ayetinde şöyle buyurmaktadır; Bir işten boşalınca, yeni bir işe giriş ve sadece rabbine yönel. Evet, iman adamı her zaman bir iştedir. Zira onun gerçek anlamda istirahat edeceği yer cennettir. Bu dünya onun için bir sınav yeridir, sınavda ise boş durmak ve gaflet içerisinde olmak uygun düşmez. Bu yüzden Dünyada rahat yoktur denilmiştir.
Elbette Müslüman da insandır. Her insan gibi o da yorulur ve onun da dinlenmeye hakkı vardır. Ama her insanın dinlenmesi, gezmesi ve eğlenmesi de Müslümanca, ona yaraşır bir biçimde olmalıdır. Bu yüzden iman adamı, tatil yapacağı yeri ve çevreyi, tatilde yapacaklarını belirlerken seçici olmak zorundadır. O, plansız programsız rasgele bir hayatın gençliği veya adamı değildir.
Hz. Peygamber efendimiz; İnsanların çoğu şu iki nimette aldanmıştır: sağlık ve boş vakit buyurur.
İslamda vakit harcamak yoktur, vakti öldürmek asla. Tatillerimizi, sırf zaman öldüren araçlar haline getirmekten kurtarmalıyız ki zamanın katilleri olmayalım. Zamanın bütün dilimleri değerlidir ve önemlidir. Tatillerimiz, Müslümanlığımızı tatil ettiğimiz, kulluğa ara verdiğimiz anlar olmamalıdır.
O halde ailece tatil programlarımızı şimdiden yapalım.
Bu program içerisinde Kutsal kitabımız Kuran ile kendimizi test edelim. Manevi dünyamızla ilgili eksiklerimiz tespit edip onları tamamlamaya çalışalım. Unutmayalım ki öğrenmenin yaşı yoktur.
Yaratanın Ey inananlar! Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu, yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyunuz emrini tutalım.