14 Bin 716 Fahri Trafik Müfettişi Alınacak.
Karayolları Trafik Kanunu’na göre, sürücülerin trafik kurallarına uyup uymadığını denetlemekle sorumlu olan yetkililere (polis ve jandarma) yardımcı olmak üzere Emniyet Genel Müdürünün teklifi ve İçişleri Bakanının onayı ile uygun görülen kişilere, valiliklerce "Fahri Trafik Müfettişliği" görevi verilebiliyor.
Böylelikle 20 bin olan fahri trafik müfettiş sayısına 15 bin daha eklenerek 35 bine çıkacak. Hayırlı olsun. Can ve mal güvenliğimiz için denetime” evet”.Ama tereddütlerimiz var..
Bu kişiler nasıl ve neye göre seçilecek? Ruh sağlıkları ile ilgili rapor alınacak mı? Çevremizden tanıdıklarımız var.. Emekli olmuş, kendini hala bürokrat zannedip, evde eşine laf geçiremeyenler, ellerindeki makbuza güvenip, hınçlarını gariban sürücülerden, kasıtlı olarak alanlarını biliyoruz..
*
İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’yu yakından tanıyor ve üstün niteliklerini biliyoruz. Kendisi ile ilgili çok yazı yazdık.. Terör ve trafik terörü konusundaki hassasiyetleri takdire şayandır.24 saat görevinin başındadır.
Fahri Trafik Müfettişliği önemli bir görevdir. Sorumluluk ve adaletli olmayı gerektiren bir görevdir. “Kota doldurmak” veya “ Ceza yazma” yarışına girecek kişilere bu görev verilmemeli...
Sayın bakanımızdan başka bir ricamız da şu: Polis, bizim polisimiz, asker bizim askerimizdir. Canları pahasına görev yapıyorlar. Vatandaşlarımızla direk muhatap olan genç asker ve polislerimize mutlaka, kişilerarası ve kurumlar arası ilişkiler ,konuşma, hitap etme şekli, yetki ve sorumlulukları konusunda; iletişim fakültelerce kurs verilmeli,eğitilmelidirler..Çünkü onlar devleti temsil ediyorlar..
20 yaşındaki genç asker ve polisimizin eline telsiz beline silah verilince bazıları “Alçak dağları ben yarattım” diyenler çıkıyor.. Benim de ilçem olan; Ardeşen Jandarma Karakolu’nda yaşadığım bir olay var ki; evlere şenlik dedirtecek cinstendir. Bir ara köşemde aktaracağım..
*
Kişisel olsa da herkesi ilgilendiren başka bir olayı takdirlerinize sunmak istiyorum. Eşime ait DACIA –otomatik-dizel marka binek aracımızı, Ankara Emek 8.Caddesi’nde hizmet veren petrol istasyonuna götürdük.
Görevliye ”Depoyu dolduralım “ dedik. Doldurmasına doldurdu de 420 TL isteyince şaşırdık.(23 Mayıs 2019) Çünkü o tarihlerde depomuzu yaklaşık 300TL’ye doldurabiliyorduk.” Hayrola” dedik. Bize” Deponuz büyük ondan” dediler.
Araştırdık. Firmasına sorduk. Teknik özelliklerini gösteren kitapçığa baktık. Aracımızın ve aynı modeldeki araçların deposu 50 litrelik olduğunu öğrendik.. İstasyon bize, 50 litrelik depoya 64 litre yakıtı koydu. Kaldı ki ; daha ışık yanmamış, depoda en az 8-10 litre de yakıt vardı. (Fiş elimizde)
*
Kimseyi suçlamadan, araştırma yapılması için Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanlığı(CİMER) aracılığı ile Enerji Piyasası Denetleme ve Düzenleme Kurumu’na (EPDK) şikayet ettik.,(BE8A8PSOK) Referans ile. EPDK’dan telefonumuza tek satırlık” Cevaplandırılmıştır” şeklinde mesaj geldi.
Neyi cevaplandırdınız? Kime gönderdiniz?. Hangi işlem yaptınız? Çünkü içerik konusunda aylar geçmesine rağmen bana intikal eden bir yazı yok.
Ey EPDK görevlileri, topu sağa sola atıp, bürokrasiyi yazışmaları çoğaltacağınıza, fiş ve söz konusu araç elimizde. Gidip istasyona” Arkadaş şu aracın deposunu bir doldurun da görelim. Kaç litre ile dolacak?” Ya da “50 litrelik depoya 64 litre yakıtı nasıl sığdırdınız? Şu marifetinizi bir görelim” diyemediniz mi?
Araç belli… Firma belli… Depoya doldurulan yakıt fişi belli…Bir anlamda kedi belli, alınan ciğer belli. Ama sonuç yok.. Konuyu EPDK Başkanı Sayın Mustafa Yılmaz’ın takdirlerine sunuyoruz..
Siz siz olun, benzin alırken dikkat edin…!