Katar kulübü El Sadd ile henüz resmi sözleşme imzalanmadığına göre tarafların samimi olması halinde gelinen noktadan geriye dönülebileceğine işaret edildi
İbrahima Yattara ile Trabzonspor yönetimi yolunu ayırırken, Öyle şeyler yaptı ki, onu satmak zorunda kaldık açıklamasında bulunmuştu. Yattara ise son açıklamalarında, Ben gitmek istemiyordum. Ama bunun altyapısı hazırlanmıştı. Ben de gitmeye karar verdim. Yoksa burada kalmak istiyordum ifadelerini kullandı.
İşte bu açıklamalar Trabzonspor taraftarının da, tüm kamuoyunun da kafasının karışmasına neden oldu.
Kimin doğru, kimin yalan söylediği tartışma konusu oldu.
Ancak Katar kulübü Al Saad ile prensip anlaşması yapılmasına rağmen 10 milyon 700 bin Euro henüz hesaba yatmadığı için kesinleşmiş bir şey bulunmuyor.
Yattara da Katar'a gidip resmi imzayı atmadı. Gelinen noktada bu durum yeni bir çıkış yolunun bulunabileceğinin işareti olarak kabul ediliyor.
Anlaşmadan Vazgeçilir, Biter
Bu ayrılıkta gerçeği öğrenmenin bir tek yolu var. Eğer yönetim Yattara'ya gerçekten satmak istemiyorsa henüz resmiyete dökülmüş bir belge olmadığına göre bu oyuncuyu elinde tutabilir.
Bu futbolcuyla oturulup konuşulur ve, Trabzonspor'da kalmak istiyorsan, Katar kulübü yöneticileri, 'Gelmekten vazgeçtim, resmi imzayı atmıyorum' de ve kaldığımız yerden yola devam edelim demesi gerekiyor.
Yönetim bunu yapmazsa Yattara'yı kesin olarak göndermek istemelerine karşın, kamuoyundan tepki çekmemek için oyuncuyu hedef yaptığı ortaya çıkar.
Yattara da gerçekten gitmek istemiyorsa, resmi imzayı atmadığı için El Sadd kulübüne, Ben gelmekten vazgeçtim der ve transfer defterini kapatır.
Aksi takdirde İbrahima Yattara'nın da gerçekleri gizlemeye çalıştığı anlaşılmış olur.
Gineli Yeniden Kazanılabilir
Taraflar samimiyse, Yattara'yla yola devam edilir ve tartışma noktalanır. Yattara'da çok sevdiğini söylediği Trabzon'dan ayrılmamış olur.
Gelinen bu noktada, 'Yaşananlardan sonra Yattara daha takıma yararlı olamaz' demagojisi yapılabilir.
Unutulmasın ki Hami Mandıralı gitmek istemiş, sonra da Giray Bulak tarafından kulübeye mahkum edilmişti.
Fakat Hami forma bulduğu andan itibaren hem takımı, hem de Bulak'ı ipten alan futboluyla ayakta alkışlanmıştı.
Ogün'ün, Ünal'ın, Kemal'in kaptanlıkları ellerinden alınmasına rağmen aslanlar gibi mücadele etmişlerdi.
Yattara'nın da aynı duygular içinde oynayabileceği, taraftarın gözüne girebilmek için geçmiştekinden çok daha güçlü bir motivasyonla tüm yeteneklerini sergilemek isteyeceği gerçeği unutulmasın.