Trabzon Özel Yıldızlıgüven Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ahmet Akbaş, hemoroid ve hemoroidin nedenleri hakkında uyarıda bulunarak kişilerin genellikle şikayetlerini rahat dile getirmemesi yüzünden doktora başvurulduğunda hastalık genellikle ileri safhada olduğunu söyledi.
Hemoroidlerin anal kanalda yerleşmiş damarsal yapılar olduğunu, bu dokuların sağlam ve sağlıklı kişilerde de mevcut olduğunu vurgulayan Dr. Akbaş, şöyle konuştu: “Yunanca'da 'akan kan' anlamına gelen hemoroidal hastalık halk arasında 'hemoroid', 'basur', 'makatta meme' gibi değişik isimlerle anılır. Anal kanalın (makat) sık görülen hastalığıdır. Özel bir bölgenin hastalığı olması ve geleneksel kültürümüzde bu bölge ile ilgili şikayetlerimizi rahat dile getiremeyişimiz nedeni ile doktora başvurulduğunda hastalık genellikle ileri safhada olmaktadır. Hemoroidler anal kanalda yerleşmiş damarsal yapılardır ve bu dokular sağlam ve sağlıklı kişilerde de mevcuttur. Anal kanalda elastık dokusu ile bir kapak gibi davranarak kapanmaya yardımda bulunduğu, dışkının tutulmasında bir sensör gibi davranarak dışkılama hıssının oluşmasında rol aldığı düşünülmektedir.”
Hastaların herhangi bir anorektal hastalığı genellikle 'hemoroid' olarak adlandırdığına dikkat çeken Dr. Akbaş, şunları söyledi: “Hastalar herhangi bır anorektal hastalığı genellikle 'hemoroid' olarak adlandırmaktadır. Araştırmalar bu kişilerin ancak yüzde 10-36'sında hemoroidal olduğunu diğer yarısında başka bir problemin (fistül, fissür, apse, kanser gibi) olduğunu göstermiştir. Hemoroid hastalığının tanısı proktolojı masasında rektal muayene ve anoskopi yardımıyla konur. Ayırıcı tanıda anal fissür, pelvik organ prolapsusu (sarkması) ve en önemlisi inflamatuar barsak hastalıklarının ve rektal kanserin kesin ayırıcı tanısının yapılması gerekir."
“İKİ TÜRLÜ HEMOROİD VARDIR”
Hemoroidin iki türlü olduğunu belirten Dr. Akbaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “İç hemoroidlerin belirgin hale gelmesi ile dışkılama sırasında kanama (bu kanama dışkıda çizgi şeklinde kırmızı renkte olabileceği gibi, dışkılama sonunda damla damla şeklinde damlama, bir damar kesilmiş gibi fışkırır tarzda kanama) oluşur. Anüsten dışarıya doğru meme oluşur, makatta dolgunluk hissi, gerginlik hissi oluşması, şişkin hemoroid pakelerinin anüs çevresinın nemli kalmasına neden olacaği için kaşıntıya yol açabilir. Diş hemoroidlerde kan pıhtılaşmasına bağlı anüs çevresinde fındık tanesi ile ceviz tanesi boyutuna kadar değişen büyüklükte bir şişlik oluşur ve şiddetli ağrı hissedilir.”
KABIZLIK VE BARSAK DÜZENSİZLİĞİNİN ANA NEDENİ TEDAVİ EDİLMEZSE HEMOROİDAL HASTALIĞIN TEDAVİ EDİLME ŞANSI YOKTUR
“Kabızlık ve barsak düzensizliğinin ana nedeni tedavi edilip önlenmezse hemoroidal hastalığın tedavi edilebilme şansı yoktur” diyen Dr. Akbaş, kabızlık ve kronik ishal, gebelik, genetik (ailevi faktörler), dışkılama sırasında ıkınma alışkanlığının hemoroid damarlarının genişlemesine ve dışarıya doğru itilmesine neden olduğunu söyledi.
Konstipasyon ve düzensiz barsak alışkanlığının bu hasta grubunda oldukça sık görüldüğünü anlatan Dr. Akbaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle aşırı ıkınma hemoroidal hastalığın başlıca nedeni olur. hastaların büyük bir kısmında beslenme ve kültürel alışkanlıklar kabızlığın temelini oluşturmaktadır. Bu nedenle eşlik eden konstıpasyon (kabızlık) ve düzensiz barsak alışkanlığının düzeltilmesi, hemoroidal hastalığın önlenmesi ve tedavi edilmesinde önemlidir. Kabızlık ve barsak düzensizliğinin ana nedeni tedavi edilip önlenmezse unutulmamalıdırkı hemoroidal hastalığın tedavi edilebilme şansı yoktur. Kabızlığın geçiştirilmesi, düzensiz beslenme, tuvalette aşırı ıkınma ve fazla zaman geçirme gibi (gazete okuma, kitap okuma, bulmaca çözme gibi) davranış biçimlerininin düzenlenmesi gerekir. Biz sıklıkla hastaların anlatılanları hafızasında tutabilmelerine yardımcı olabilmesi amacıyla posalı beslenme ve tuvalet eğitimi ile ilgili bilgilerin listesinin yazılı verilmesi taraftarıyız. Defekasyon (dışkılama) ile ilgili devam eden uzamış şikayetler durumunda ileri tetkik ve tedaviye ihtiyaç duyulmalıdır. Amaç sadece hemoridal hastalığı tedavi etmek değil, altta yatan olası bir problemi (kanser ya da iltihabı barsak hastalığı, fissür vb) ortaya çıkarabilmek olmalıdır.”