Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan Başbakan'ın bugün partisinin Bayrampaşa İlçe Kongresi'ndeki saldırılarına karşı Kanal D'de televizyonunda cevap verdi.
Aydın Doğan'ın konuşmalarından satır başları...
"Tayyip beyin tutumuna hayret etti. Muhattap ben değilimki neden benimle uğraşıyorsun. Almen medyası bir takım yolsuzlukları bulmuş. Burda alman medyası ve mahkemeleri iddianame hazırlamış ve dava açmış. Bizim oradaki gazetecilerimiz de bu davayı takip edip onu yzıyor. Ben bir şey söylemiyorumki, beni neden suçluyor kendisi.
Seninle ilgili meseleyi ben yayınlamadım diyorum, seninle ilgili meseleyi NTV canlı yayında Deniz Baykal yaınladı. Ben bunu açıklayınca Erdoğan, bugün dediki, "Deniz Baykal da senden aldığını söylüyor"
Başbakan Erdoğan gündemi değiştirmek istiyor.
Hilton konusu ise beni son derece rahatsız etti. Bu çok ucuz bir polemik. Hilton da ne var? Ben bu ülkede yaşayan 24 bin adam çalıştıran biri oalrak, her gün devletle işimiz müracatlarımız var. Ben Hilton için yasal bir şey istemedim. Ben Hilton için başbakan'a gitmedim.
Velevki ben ona gittim, ben ona Hilton için gitmedim. Ben ona sayın başbakan 2 buçuk milyon dolar paramız var. Biz bu ülkede yatırım yapmak istiyoruz. Ben sizden ruhsat istiyorum, ben o ruhsatla yatırım yapıcam. Rafineri kuracağım dedim. Nerde kuracaksın dedi? Ceyhan'da dedim. Hayır olmaz orayı çalık grubu istiyor dedi. Ben de çalık da kursun ben de kurayım dedim. ama kabul etmedi.
Kendisi bana sordu, Hilton'u ne yapacaksın diye, Ben de Hilton demode olmuş, yanına ilave birşeyler yapılması lazım dedim. Ben Başbakandan bir şey istemedim. Benim Hilton'u yıkıp da yerine gökdelen yapma gibi bir planım yok. Sayın Başbakan sapla samanı karıştırıyor. Ülkenin Başbakan'ın böyle ucuz şantaj yollarına gitmesi çok üzücü. Başbakan'ı anlamakta zorluk çekiyor. Bu yapılanların sonucu siyasi şantajdır"
Bu olanlara üzülüyor. Ben 50 yıldır bu memelekette iş yapıyorum. Başbakan bir hafta sonra neyi açıklayacak. Benim eğer suçu varsa ve elinde tutuyorsa onun yaptığı da suçtur. Bu dosyaları elinde tutuyorsa, başbakan bana şantaj yapıyor demektir. Eğer benim birşeyim varsa hemen açıklasın. Hemen açıklayacak ve beni gerekiyorsa tutuklattıracak. Bu öfkenin sebebi, Tayyip Bey 2002 yılında geldi ben yolsuzlukların üzerine gidicem dedi. Ama daha çok yolsuzluklar çıktı ortaya. Tayyip Beyin amacı gündemi değiştirmek. Bunun içinde Doğan Grubu hedef aldı. Seni susturacağım diyor.
Ben ne CHP'nin ne AKP'nin adamıyım, ben bu ülkenin yansız medyasıyım. Tayyip Beyin benimle övünmesi lazım. Ben doğruyu da yazmak zorundayım.Ben burdan Tayyip beye diyorum ki, "Bırak bizimle böyle uğraşmayı da Avrupa Birliğine Türkiye'yi götür, biz de sana yardımcı olalım, Benim yakama niye yapışıyorsun. Ne kadar vurguncu soyguncu varsa gel yakalarına beraber yapışalım. Senin benim yazdığım haberleri alıp, bana destek çıkmak gerekirken, sen beni susturuyorsun. Kasımpaşa'dan çıktın Başbakan oldun, şapka çıkarıyorum ama demokrasi olasaydı sen bunu yapamazdın. Eğer bir ülkede demokrasi varsa medya da özgür olmalı. Senin bu olanları da içine sindirmen lazım. Ben sana neden hasım olayım ya, ben siyasetçi değilimki sana rakip olayım"
Türkiye krallıkla mı yönetiliyor, yoksa demokrasiyle mi onu merak ediyorum. Dua ediyorum tayyip Bey de demokrasiyi içine sindirsin. Bağımsız basını içine sindirsin. parti kongrelerinde git rakiplerini eleştir. Medyayla ne işin var! Yalan yanlış ne varsa düzeltmeye amadeyiz ama böyle tehditle şantajla iş yürütülmez, bunun adı demokrasi değildir. Bunun adı olsa olsa diktatörlüktür."
Aydın Doğan'ın verdiği mesajlar da ruh hali gibi karışıktı.
SERT DOĞAN:
-"Başbakan siyasi şantaj yapıyor... Bu dosyaları elinde tutuyorsa başbakan bana şantaj yapıyor demektir."
-"Bu öfkenin nedeni ortaya çıkan yolsuzluklar. Tayyip Bey'in amacı gündemi değiştirmek. Bunun için de Aydın Doğan grubunu hedef seçti."
-"Benim yakama niye yapışıyorsun. Ne kadar vurguncu soyguncu varsa gel yakalarına beraber yapışalım."
-"Türkiye krallıkla mı yönetiyor demokrasiyle mi? Tayyip bey bu demokrasiyi içine sindirsin."
-"Bunun adı demokrasi değildir, bunun adı olsa olsa diktatörlüktür."
ILIMLI DOĞAN
Söyleşinin sonuna doğru Aydın Doğan'ın farklı bir üslubu ile tanıştık. Bu kez "uzlaşmaya çalışan, ılımlı olan, hatta Erdoğan'ı öven" bir Aydın Doğan karşımıza çıktı.
İşte o sözleri;
-"Bu genç yaşta başbakan oldun. İyi de ülke yönetiyorsun. Halk da seni seviyor ve sana oy veriyor. Taktir ediyorum."
-"Kasımpaşa'dan çıktın Başbakan oldun, şapka çıkarıyorum."
-"Ben sana neden hasım olayım ya, ben siyasetçi değilimki sana rakip olayım."
Özetle... Aydın Doğan, hem uzlaşmaya açık kapı bıraktı, hem de savaşa hazırım mesajı verdi. Sanırız bu konudaki tercihi bir bakıma Erdoğan'a bıraktı...