On yılı aşkındır, Zümrüt Rizedeki köşemde, Rize ilimiz ve bölgenin sorunları ile çözümleri olmak üzere farklı yazılar yazmaktayım.
34 aydır da uzun yıllar, birlikte mesai yaptığım, kendisini gazeteciliğe bulaştıran kişi olarak değerli arkadaşım Hızır Tonyalı beyin Pazar53 sitesinde de zamanım ölçüsünde köşe yazmaktayım.
Yazılarımı okuyanlar üslubumu çok iyi bilirler. Yazılarımdan mutlu olamayanlar, bana göre çok vicdanı ve dürüst olamayanlar yazılarıma ve şahsıma yönelik çeşitli yakıştırmalar yapmaktadırlar. Yapıcı eleştiri yapanlar bunların dışındadır. Hâlbuki beni yakın en tanıyanlar, yaptıkları yakıştırmalara kişiliğimin, dahası fıtratımın hiç müsait olmadığını bilirler.
Bir kısım arkadaşların yazılarıma yönelik hiç de yakışık olmayan bu tutumu üzerine; ben de Vicdan en dürüst arkadaştır kıssası ile cevap vermek istiyorum.
İki arkadaş bir araya gelip, üçüncü şahıs hakkında konuşmaya başladınız
Konu sizin haklı olup olmadığınız üzerine
Anlattınız kendince olan biteni
Ardından sordunuz karşınızdakine;
-Sen karar ver arkadaş haklı mıyım haksız mı?
Karşınızda Arkadaş dediğiniz kişi, sizi tasdik etmek için başını sallayacak,
-Elbette canım
Tabii ki haklısınız, Diyecektir
Peki gerçekten haklı mısınız o anda?..
Avukatınıza danıştınız ve davayı alacağınıza inandınız
Hakkaten de kazandınız davayı
Herkes de sizin haklı olduğunuza inanmıştı
Karşınızda davayı kaybeden adam gözlerinizin içine baktı ama haklı olduğunu size ispat edemiyordu
Boynunu büküp razı oldu mağlubiyete
Gerçekten haklı mı oldunuz şimdi?
İşyerinde, amirin otoritesinde boşluk sezen bir personel bağırıp çağırarak, lafı gürültüye getirerek bazı tavizler kopardı
Hem de haklı olduğunu savunarak
Baktınız ki, biraz bağırıp çağırınca, bazı tavizler kopartılıyor
Siz de bir punduna getirip amirinizden bazı tavizler kopardınız, rahata erdiniz
Hakkı olan diğer personelin yerine görevlendirdiniz veya onun hak ettiği imkâna siz kavuştunuz
İyi de, haklı olduğunuzu vicdanınız kabul ediyor mu?