Acaba görünmezlikle kastedilen gerçekte nedir. Gerçek bir görünmezlik gerçekleşse bu hedefteki nesnenin evrenden tamamen silinmesi demektir, buda imkansızdır. Hedef maddenin moleküler yapısının değiştirilmesi ise bir ölçüde bunun gerçekleşmesini sağlaya bilir.
Günümüzdeki görünmezliğe gelince görme nedir den yola çıkılarak açıklanabilir.
Görme kısaca, görünür ışınların hedef maddeye çarpıp göze yansıması ile gerçekleşmektedir. (Işık hem dalga hem de parçacı özelliği gösterir.)
Şayet siz bu ışınları göze doğru yansıtmaz iseniz hedefi göremezsiniz.
Bu hedefe düşen fotonların göze yansımasını bu günkü teknoloji ile şöyle çözebiliriz.
Işık, iki özelliği ile dikkati çeker birincisi dalga özelliği, diğeri ise parçacık özelliğidir.
Işığın dalga özelliği göstermesi olayı gerçekleştirme açısından kolaylık sağlayabilecek bir özelliktir. Buda ışığın bu özelliğinin, yani dalga özelliğinin yönlendirebilmesi için bir yöntemin gerçekleştirilmesini sağlamak açısından bir kolaylık sağlar, ışığın başka bir açıya doğru yansıtılması ve bloke edilmesi için, dalgaları emen bir kimyasal bir bileşiğin madde yapısı bu işin gerçekleşmesini sağlar.
Elektronik Ortamda Görünmezlik
Benim bu konuda yaptığım çalışmalarda hedef olarak mikro dalganın bloke edilmesini sağlamam elementlerin yapısal özelliklerinin bozularak gelen frekanslara karşı aşırı hassa duruma geçirilerek emilmesinin miktarının arttırılmasına dayanmaktadır.
Süper güçler yıllardan beri birbirlerinin sınırlarını görülmeden aşabilmek için yöntemler geliştirmeye çalışmışlardır.
Bu çalışmaların sonuçlarından birisi radar ışınlarına uçaklarının algılanmasını önlemektir. Çünkü radara yakalanan uçakların güdümlü füzelerin menziline gireceği de bilinmektedir.
Bu yüzden Amerika Birleşik Devletleri günümüzde de kullanılan radarların çalışma sistemlerini etkisizleştirecek tasarımlar geliştirmiştir.
Bunlardan birisi B-2 bombardıman uçakları ve F-116 uçaklarının tasarımlarında radar dalgalarını değişik açılara yansıtılması ve radarlarda oluşan görüntülerin normal standardın altında olmasının sağlanmasıdır.
Fakat bu sistemlerin önemli bir eksikliği ise uçakların radar ekranlarından tam olarak silinmesinin mümkün olamamasıdır. Çünkü mevcut bu teknolojide uçakların radarlara algılanamaması için hava şartlarının da süper oranda temiz, nemsiz, partikülsüz olması gerekmektedir. Havadaki çevresel kirlilik bu avantajı ortadan kaldırmaktadır.
Bu gün kullanılan radar sistemlerinde sis, nem miktarının yüksekliği, toz fırtınaları her ne kadar radar ekranlarında ufak olarak görülen(kuş sürüsü gibi) görüntülerin daha büyümesini sağlamaktadır. (Yeni geliştirilen laser radarları ise elektronik görünmezliği tamamen ortadan kaldırmaktadır.)
Bu yüzden sorunların çözülebilmesi için görünmez denen bu uçakların boyaları radar ışınımlarını emecek ve yansıtmayacak hale getirilmiştir. Amerika’daki araştırma merkezleri bugünkü boya teknolojisini gerçekleştirmişlerdir. Fakat bu boya çevresel kirliliğe sahip ve çok zehirlidir.
Amerika Birleşik Devletlerinin bu konuda geçen yıla kadar ulaştığı maksimum değerler 0.35 dBsm olmuştur. Son ulaştıkları değer olarak ise -15 dBsm ' ye ulaşmışlardır.
Bu konuda çalışmaya başladığımızda elde edilen ilk sonuçlarda maksimum -45dBsm ' ye ulaşılmıştır 'ki bu ilk çalışma ile bu sistemin temel yaklaşımları tespit edilmiştir. Dünyada çalışmanın başlangıcında ilk anda bu değere ulaşılmıştır.
Mevcut elementlerin yapısal özellikleri etkilendirilerek oluşturulan yeni maddeleri kullanılarak, bugün kullanılan radar dalgalarını emici elementlerden çok daha yüksek değerlerde emicilik özelliği olan Radar Işınlarını Emici yeni bileşikler üretilebileceği ortaya çıkmıştır.
Bu radar ışınlarını emici madde ile kaplanacak uçaklar radarlar tarafından algılanamayacaktır. Başka bir deyişle uçak hedef üstüne gözle algılanacak uzaklığa kadar yaklaştıktan sonra radarda görülebilecektir. Bu anda ise iş işten çoktan geçmiş olacaktır.
Bu çalışmanın ikinci aşamasında ise, radar Işını Emicilik özelliğini çok daha yüksek seviyelere çıkartabilmek için yeni bir çalışma yapılmış ve ekli tabloda görüldüğü gibi bu 2. çalışmada ise yeni karışımın emicilik özelliğinin çok yüksek derecelere, -85 dBsm' ye çıktığı görülmüştür. (Bu ölçümler TÜBİTAK - MAM’ca yapılmıştır.)
Bu çalışmaların kullanım sahası sadece askeri alanda değil, tıp alanında sağlık sektöründe kişilerin radyasyona karşı korunmalarında (X-Ray, Radyo terapide), mikro dalga ocaklarında koruyucu olarak ve Nükleer santrallerde kaçak radyasyonun yakalanmasında ve çevreye yayılımının önlenmesinde güvenle kullanılabilecektir.
Askeri alanda ise bu madde kompozisyonunu plakalar halinde ya da boya halinde uçakların, roketlerin, tankların ve deniz altıların, ve bunun gibi araçların radarlarca görülmesinin tamamen önlenmesinde kullanılabilecektir.
Mikro-dalganın bileşik yapısallarının melezleştirilmesi sonucunda X-ray ısınlarının da emilebildiği ve geriye yansıtılmadığı ortaya çıkmıştır. Bu konuda deneysel sonuçlarda yakında ortaya konulabilecektir.
Bu çalışmalar elektronik ortamda görünmezliğe örnektirler.
Popüler Bilim