Sana çok şey verebilirim: Elma, armut; ev, arsa; araba, makam
verebilirim; fakat sana anlayış, yetenek veremem ki! Sana seni veremem ki! Varsa bir yeteneğin onu geliştirebilirim; ne var ki, sıfırdan bir kabiliyet veremem sana. O, sana doğuştan verilmiştir. Şimdi senin görevin, onu geliştirmektir. Kim yeteneğini, dünya bahçesinde geliştirememişse, o, ebediyyen mahrum ve mahküm yaşayacaktır.
Sen bir tohumsun, dünya bahçesine düştün. Bu bahçede tohumun çatlamadan ağaç olamazsın; ağaç yani insan. Ağaçtan amaç, meyvesidir; insanın meyvesi de insanca yaşam biçimidir. Tohum, toprakla bütünleşir ve yok olursa, ağaç olur. İnsan da aşkla bütünleşir ve onda yok olursa, ebediyyen insan olarak var olur. İnsan olarak var olmak için kendini tanımalısın. Bütün istediklerin hep kendinde; ama sen ne istediğini biliyor musun?
Sen iyisi mi, sırrını kimseye söyleme. Sır mahremdir, mahremini açman kıyametin olabilir. Sır, seni sende saklar; saklan ki ağaç olasın. Ağacın sırrı tohumdur, senin sırrın ne?
Allahın öyle sırları vardır ki, onlara kimsenin aklı sırrı ermez. Sır, susana verilir; sus ki, bazı sırlara agâh olasın. Meydanda gönül muhabbeti yapılmaz; dünya gürültüsünün ortasında gönlüne muhabbet ışıklarının doğmasını bekleme. Bir seher vaktinin kıyamını kolla, yârin sesi beklemediğin anda ve seni deli edercesine gelecektir.
Bu ses para sesine benzemez. Bu ses, ne makam, ne eş, ne evlat ve de ne başka bir dünya sesidir; bu ses, bütün bunları da kuşatan senin fıtrat sesindir. Fıtratını dünya içine sıkıştırmışsan, ondan öldürücü ses duyarsın. Aşkın elinde yoğrulmuşsa, işte o ses senin sonsuzluk kimliğindir. Sevgili, dünya ile dolu olan gönüllere gelmez. O, çok kıskançtır, kendinden başkasına meyleden kalplere selam vermez.
Toprak su içer, ot bitirir. İnek ot yer, süt verir. Her şey bir başka şeye dönüşürken sırrını ifşa etmez. O geldi mi, gönülde aşk bitirir. İşte o zaman sende değişiklikler zuhur eder. Otun süt olması gibi, etten ve kandan kalbin, nurla dolu gönül olur.
Ondan sonra ne mi olur? Bakışların değişir; çünkü insan önce gözlerinden vurulur. Tebessümün varlığı etkiler. Merhametin çevrene taşar. Cömertliğin dillere destan olur. Bir ota bile ot diye değil, varlık aleminin bir sultanı olarak bakarsın. Her hayvan, seni heyecanlandırır. İnsan mı, onu ne sen sor, ne ben söyleyim; insan, seni senden alır ve onunla bütünleşirsin. Artık öteki kalmaz gözünde.
Sen aşkın esiri ol, yar ol. Yar olan, toprak olmaz.
Sen hâlâ lokma ile besleniyorsan, Lokman olman uzak. Aşk, lokma ile beslenenlere sunulmaz. Bedeni gıdalara mahküm olanlar aşka ulaşamazlar; ruhaniyetin sebilidir, aşk.
Ötelerin sesini duymadan eserine beste yapma. Nice bestekârların sazı kırılmıştır, bu yolda. Ötelerin sesi, kendini bulmuş gönlündür; orda bestelenir tüm sesler.
Bahar gelmeden, güller açmadan bülbül yok deme. Bahar gelir, rengarenk güller açar, bülbüller şakır dalda, utanır ve üzülürsün. Karanlıkta kaldığında güneşi inkâr etme, sabah olur, güneş doğar, inkârınla baş başa kalırsın. İnsana en büyük ceza, utanılacak bir durumla karşılaşmasıdır.
Beden karanlığına gönül güneşi doğmadan su bile içme. Çünkü içtiğin sular, seni senden uzaklaştıracak ve sonsuz kuyulara düşürecektir.
Dünya hem kaybedenlerin, hem de arayanların yeridir. Sen, cenneti kaybeden varlıksın; neyi bulacaksın ki onun karşılığı olsun? Bir şey, Allahı bulursan, bütün kayıpların artık kayıp olmaktan çıkar. Biliyor musun, Allah dünyada bulunur. Dünyanın en güzel tarafı işte budur. Allahı bulmadan nereye gidiyorsun?
Yakup, Yusufundan hiç ümidini kesmedi ve sonunda onu buldu. Sen Yusufunu içinde ararsan, bir gün gönül kuyusundan Yusuf çıkagelir. Yusuf etrafa kokular saçarak gelir; Yakup olmadan bu kokular duyulmaz. Gönül kuyularından Yusuf kokusu geliyor mu? Yakup isen bu kokuyu duyarsın, ya değilsen gözlerin hep kör kalacak.
Rabbin, alem içinde nice kokular saçmaktadır; ama bu kokular burunla değil, gönülle duyulur. İşte bu kokuları alanlar aşkın sırrına erenlerdir.
Sen kendine dön. Yeteneğinle tanış. Gözün yukarılarda değil, içine dönük olsun. Sana gelecek olan sağdan soldan değil, içinden gelecektir. Bunun için de insan olmaya çalış.
En önemli sır, insan olmak ve insan olarak kalmaktır. Kim bu sırla ölürse, insan olarak dirilecektir.