Trabzon'da yerel et üretiminin neredeyse bitme noktasına gelmesi yöre insanının yıllardır alışmış olduğu damak tadının bozulmasına neden oldu. Bir çok yerde yöre dışından gelen etlerle hazırlanan Akçaabat köftesinin bile artık bilinen tadı değişirken, vatandaşlar bu duruma çare bulunmasını istiyor.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Trabzon Kasaplar ve Celepler Odası Başkanı Temel Korkmaz, Trabzon’da yerli et üretiminin neredeyse bitme noktasına geldiğini ve bu nedenle şehrin et ihtiyacının yöre dışındaki illerden sağlandığını belirterek doğal ortamda beslenmeyen hayvanın etinin bölgenin damak tadını da bozduğunu söyledi.
Trabzon’da yapılan yerli et üretiminin geçmişte Trabzon’un et ihtiyacını karşıladığını ancak bugün gelinen noktada bunun ancak yüzde 10’unu karşılandığını kaydeden Korkmaz, “20-30 yıl önce Trabzon’da üretilen et kendisine yetiyor durumdaydı. Yüzde 20 civarında bir açık olurdu. Onu da Gümüşhane, Bayburt ve Erzurum civarından temin edilirdi. Bugün gelinen noktada Trabzon’da hayvancılık bitti. Tahmini rakamlara göre şu an yerli ihtiyacımızın ancak yüzde 10’unu karşılayabiliyoruz. Bunun dışında et dışarıdan geliyor. Özellikle Konya bölgesinden, Güneydoğu’dan Trabzon’a yoğun şekilde et girmektedir. Trabzon’da olan da yerli besi dediğimiz besicilik modern ağıllarda yapıyor. Bölgemizde çayırda beslenen kara sığır dediğimiz sığırcılığın da artık olmadığını söyleyebiliriz. Eskiden mezbahada günde 100-200 tane kesim yapılırdı. Bugün ise günde tahminen 5-10 tane kesiliyor” dedi.
"Lezzetle ilgili şikayetler geliyor"
Vatandaşların etin lezzetiyle ilgili şikayet aldıkların dile getiren Korkmaz, “Etin lezzetiyle ilgili şikayetler geliyor. Eski tat yok. Vatandaş bu konuda haklı. Hayvanların artık bin bir çeşit ottan aldığı gıdalar artık yok. Hayvanın yediği yem hem sütüne hem de etine etki eder. Doğal ortamda beslenen bir hayvanla sürekli arpa, kepek, mısırla beslenen hayvanın eti arasında lezzet bakımından mutlaka fark vardır. Bizim damak zevkimiz yerli hayvana endekslidir. Özellikle Akçaabat bölgesinde sarı ot vardır. Bu ottan beslenen havyanın yağı bile sarı olurdu. Tereyağına sarı yağ demesinin nedeni de otundan dolayıydı. Bugün gelinen noktada artık kimse sığır bakmıyor. Bakmadığı için de Trabzon'da yerli hayvan üretimimiz bitmiş vaziyette. Bu da etimize, sütümüze, Akçaabat köftemize, ağız tadımıza her şeyimize etki ediyor” diye konuştu.
"Türkiye’de hayvancılıkla ilgili bir politika yok"
Türkiye’nin hayvancılıkla ilgili bir politikası olmadığını iddia eden Korkmaz, “Halen Türkiye Kasaplar Federasyonu'nda denetleme kurulu başkanlığı görevini yürütmekteyim. Bununla ilgili hükümete çok ciddi raporlar sunduk. Türkiye’de hayvancılıkla ilgili bir politika yok. Bugün hala sıkıntıların aşılacağı noktasında bir şey gözükmüyor. Şimdi KDV’yi kaldırdılar evet bu olumlu etki yaptı. Bu olmasaydı şu an etin kilosu 60-70 TL olacaktı. Buzağı üretimi yok, bir sıkıntımız da bu. Devletin ciddi teşviklerle buzağı açığını hızla kapatması lazım. Devletimiz fındığa teşvik veriyor. Buna şiddetle karşıyım. Bence üretilen fındığa, üretilen hayvana her türlü üretime destek verilmesi lazım. Boş araziye destek vermekle vatandaşı tembelliğe alıştırmanın hiçbir faydası yok. Devlet köydeki boş araziye destek verene kadar örneğin üretilen büyükbaş hayvana 500 TL ekstra para veriyorum dese herkes üretmek zorunda kalır. Biz bunu yapmayıp da boş araziye para verdiğimiz sürece özellikle Güneydoğu’da ciddi istismara uğruyor. Binlerce dönüm yer yazdırılıyor binlerce TL haksız para elde ediliyor. Biz buna karşıyız. Türkiye’de hayvancığın geliştirilmesi yeniden eski seviyeye çıkarılması gerekir. Bir tarım hayvancılık ülkesi olan Türkiye’nin eski dönemine kavuşması çok da zor değil" ifadelerini kullandı.
Trabzon’da kasaplık yapan Şaban Kakışım da Trabzon’da yerli et üretiminin yok denecek kadar az olduğuna dikkat çekerek vatandaşın eski lezzeti aradığını söyledi. Kalkışım, “Trabzon’da yerli et üretimi artık yok denecek kadar az. Etlerin çoğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan geliyor. Lezzet farkı çok. Müşterilerimiz bizden damak tadı istiyor. Yerli etten aldığı damak tadını dışarıdan gelen ette bulamıyor. Kurbanda pazara gelen büyükbaş hayvanların yüzde 99’u hep Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan geldi. Bazı uyanıklar bunu yerli malı diye halka sattılar” şeklinde konuştu.