Zalimlerin savaşı diyorum. Çünkü bu savaşta masum olan taraf yok. İnsanlık tarihi mazlumla zalimlerin savaşlarından ibaret olduğu kadar aynı zamanda zalimlerin kendi aralarındaki savaşlarına da şahit olmuştur.
Türk milliyetçileri insanlık tarihi milletler arası savaşlardan ibarettir iddiasıyla yola çıkarken bazı köhnemiş beyinler bu iddiaya karşı çıkarak dinler arası savaşları yok mu sayıyorsunuz? diye çamur atmaya başlarlar.
Türk milliyetçileri milletler arası savaşlar tezini savunurken ve iddia ederken, dinler ve uygarlıklar arası sürtüşmeleri inkar etmiş olmuyorlar ki zaten. Türk milliyetçileri din ve kültürü milleti millet yapan değerlerin mihenk taşı olarak kabul ettiğinden dolayı bu ayrıntılara yenik düşmeden olaya çok daha geniş bir açıdan yaklaşmayı stratejik bir gereklilik olarak sayarlar.
Bugün Küreselleşme çağı diye insanlığa yutturulmaya çalışılan ve bizim de Firavunlar çağı diye adlandırdığımız günümüzde cereyan eden savaşlara bakarken perdenin önünde her ne kadar ekonomik kapkaççılık görüntüye çıkmış olsa da, perdenin arkasında tarihten gelen ve dini, kültürel, ekonomik veya stratejik sebeplerden kaynaklanan husumet duygularının varlığı da inkâr edilemez.
Soğuk savaş sonrasında tek başlı dünya aldatmacası gölgesinde hak ve hakkaniyetin emperyalist amaçların önüne geçeceğini düşünenler ne yazık ki yanılmışlardır. Demek ki dünya bazı zavallıların sandığı gibi tek kutuplu dünya değilmiş; çok kutuplu dünyaya doğru hazırlık yapmaktaymış.
Dünyayı dilediği veya çıkarlarının ön gördüğü şekilde yeniden dizayn etmeyi düşleyen ABD ve yandaşları son Gürcistan olayıyla dünyanın kendilerinden ibaret olmadığını anlamış oldular.
Rusyanın Gürcistana haddini bildirmesine misilleme olarak ABD Polonyaya füze savunma sistemi kurma anlaşmasını acele bir şekilde imzalamaları karşısında Rusya hemen karşı harekete geçmiş ve İngiliz Sunday Times gazetesinin iddiasına göre Rusya, Polona ile Litvanya arasında yer alan Kaliningrat limanında demirlemiş bulunan Baltık filosuna nükleer başlık yüklemeye başlamıştır.
Washingtonun NATO temsilcisi Kurt Valker her ne kadar demeçleri ile Rusyanın bu tavrını yerse de Rusya artık başını kaldırmış bir kobra yılanı gibidir. Şimdi bütün dünya şaşkındır. Amerika artık yeryüzünde tek imparatorluk değildir.
Rusya eski Rusya değildir. Amerikan Emperyalizmine ve ikiyüzlü kapkaççılığına karşı gelişmiş haklı tepkilerin sempatiye dönüşerek yansıdığı bir Rusya var bugün. Rusya ile ABD adeta rollerini değişmişlerdir. Rusya bugün mazlum milletlerin sığınacağı liman gibidir.
Rusya hiçbir zaman insanlığın sığınabileceği bir güven denizi olmamıştır ve olmayacaktır da. Son durum öyle görülüyor ki, Gürcistan olayı ile başlayan Rus ve Amerikan restleşmesi iki zalimin veya birden çok zalimlerin arasında cereyan edecek bir savaşın işaret fişeklerini andırmaktadır.
İleriki günlerde Hazar havzası üzerindeki çıkar kavgasının kızışacağını görür gibiyim. Irakta ateş her yanı sarmış ve İranda bir şeylerin kundaklanmasına çalışılırken şimdi de Hazar havzasının karışması insanlık adına pek hayra alamet şeyler değildir. İnşallah Türkiye olarak biz bölgemizde cereyan edecek büyük bir kargaşaya karşı yeterince hazırlıklı durumdayız.
Tarih bugüne kadar birçok kere zalimlerle mazlumların savaşına sahne olmuştur. Belki önümüzdeki günlerde zalimlerin kendi aralarında cereyan edecek ve insanlığın yeniden rotasını bulmasına sebep teşkil edebilecek kaçınılamaz bir gerçeği daha yaşayacağız.
Ben öyle inanıyorum ki, her şeyin mutlak sahibi o dilemeden yaprak dahi yerinden kıpırdayamaz. O ne isterse ve ne dilerse o olur. Bu gezegen zaten yeterince ihtiyarladı. Belki yeni çehrelerle tanışmaya özlemi var. Hayırlısı olur inşallah.