Sizin İslam’a karşı olan kininizin bitmeyeceğini biliyoruz. Eskiden bu kininizi Müslümanlara karşı kusar ve takıyye yapardınız; ama şimdilerde bunu da aşarak direkt olarak İslam’a kin kusmayı bir maharet sayıyorsunuz. Yani ortada münafıklık yok, tastamam bir karşı duruş pozisyonu vardır.
Kininiz o kadar tavan yapmış ki, bu milletin inanç kodlarını hiç hesaba katmadan şeytanlarınızın dümeninde hareket etmeyi ilericilik, çağdaşlık, modernlik sayıyorsunuz. Oysa bu millet tam bin yıldır Müslümandır ve dini uğrunda çok bedeller ödemiştir. Bu denli bedeller ödemiş bir milleti asli yörüngesinden döndürmek ve bir bataklığa sürüklemek sizin haddinize mi düşmüştür?
İstanbul’un fethinin 567. yıldönümünde Ayasofya’da Fetih suresinin okunmasına tahammül edemiyorsunuz. Doğrudur, bu durum sizi adeta çıldırtıyor, eritiyor; çünkü “zulüm” sizin anlayışınıza göre “1453’te başladı.” Üstelik empati/ duygudaşlık yapmaktan bile mahrumsunuz, çünkü o ruhu taşımıyorsunuz. Bizim için ise 1453’te İstanbul fethedilerek Sevgililer Sevgilisi Efendimizin müjdesine kavuşulmuştur. Aynı coğrafyada yaşamamıza rağmen, aynı ruhu taşımıyor ve aynı değerleri paylaşmıyoruz.
Geçmiş yıllarda bu millet bir sendelese de istikametini şaşırmadığını zaman zaman gösteriyor ve sizler de buna dayanamayarak zehrinizi kusuyorsunuz. Haklısınız. Bunca tırpan, eziyet ve baskıya rağmen bu millet imanını, elinde kor ateş olarak tutmuş, avucunu yakmış, fakat yere atmamıştır; işte bunu hazmedemiyorsunuz.
Bu milletin inançlarını değiştirmek için elinizden gelen her şeyi yaptınız. Ezanlarını susturdunuz, Kur’an’ını yerlere çaldınız, camilerini ahır yaptınız, sattınız. Üniversite eğitimini Hitler kaçkını Yahudi profesörlere ve İlk, orta, lise eğitimini ve müfredatını da ABD’li senatör Fullbright’in eline teslim ettiniz. Milyonlarca gencimizi yadellerde kendi mefahirinden, inancından, değerlerinden kopardınız. Çanakkale’de bu milletin asil ve okumuş evlatları şehit oldu. Siz yeni rejimi mason ve azınlıklarla kurdunuz. Kendi çarpık görüşünüze ve Müslümanlara duyduğunuz kininize göre bir sistem kurmaya çalışarak, bizleri de bu çarpık zihniyetinize uymaya zorladınız. Uymayanlara darbeler yaptınız, astınız, kestiniz. Hâlâ doymadınız mı?
Ey kara zihniyetliler! Biliyor musunuz, biz Müslümanız. Allah’a, Peygamberlere; yani amentüye inanırız. Bu inancımız için hayatımızı ortaya koyarız; çünkü hayatın fani olduğunu bildiğimiz için, asıl ahiret hayatını öne alırız. Bunun için de elbette çocuklarımızı inançlarımıza göre yetiştirmek en doğal hakkımızdır. Siz bu hakkımızı geçmiş dönemlerde elimizden alarak bize katmerli zulümlerde bulundunuz. Üstelik bu zulümleri işlerken kendi koyduğunuz yasalarınızı demoklesin kılıcı gibi ensemizde hissettirdiniz. Bizler sabrettik ve bugün biraz nefes almaya başladık diye nefesimizi kesmeye çalışıyorsunuz. Hayır, sizden merhamet umacak, dilenecek kadar safdil değiliz; çünkü sizin kalpleriniz zift dolu. Gözleriniz var görmez, kulaklarınız var işitmez, merhamete gelecek bir kalbiniz yoktur.
Bir fetih (zulmeti/karanlıkları kazıma) dini olan İslam’ı ne yapsanız, hangi şeytani projelerinizi uygulasanız da ortadan kaldırmaya asla gücünüz yetmeyecektir; çünkü onun koruyucusu, âlemleri yaratan Allah’tır. Kim bilir, bugünün ifrit düzeyindeki İslam düşmanlarının çocukları, bir bakarsınız, yarın Allah diyerek meydanlara inmişler ve yeni fetihlere başlamışlardır. Tarihte bunun çok örneği vardır. İşte bizler bunun için size de hidayet diliyor ve neslinize dualar ediyoruz, duadan hiç anlamasanız da!
D.Ali TAŞÇI (dalitasci@hotmail.com) Twitter:@DAliTasci