Dengesiz, güvenilmez Sarkozy’nin tek saplantısı; Türk düşmanlığı.
“Ermeni Soykırımı olmamıştır” diyenlere bir yıl hapis ve 45 bin Euro para cezasını getiren yasa Fransa’nın yüz karası olmuştur.
“Dinime sövenler  barı Müslüman olsalar” misali..

Avrupa ve emperyalistler, önce aynaya baksınlar. Nedir bu ezikliğimiz? Nedir bu duyguları bastırılmış millet görüntümüz? Nedir Türklüğün gururunu doya doya yaşamaktan bizleri alıkoymaya çalışanların oyuncağı ve batı hayranlığının esiri olmak? Nedir, her türlü hakaret ve dayatmalar karşısında kendimizi savunamaz bir görüntüye bürünmemiz? Tarihlerinden utanması gereken birileri varsa onlar, bize dayatma yapanlardan başkaları olamaz.

***

Aşağıdaki “Dünyadaki Soykırım Bilançosuna” iyi bakın. Sonra da kimlerin bu dünyada insan hakları dersi alması, kimlerin tarihlerinden ve atalarından utanması gerektiğini bir kez daha görün. Sadece bazıları. Hepsini yazsak kitap olur.

1-Rusya,1934–39), 13 milyon mülteci ve 100 binlerce ölü.
2-Almanya( 1935–1945), 12 milyon mülteci ve 2 milyon ölü ve kayıp
3-Çin(1966–19699), 11 milyon kişiye kültürel asimilasyon ve toplama kamplarında sayısı belli olmayan ölü ve kayıplar.
4-Amerika( 1492- 18009, 8 milyon ölü ve kayıp
5-Japonya( 1941–19449), 5 milyon ölü ve kayıp
6-Kamboçya(1975- 19799), 2 milyon ölü ve kayıp
7-İngiliz Krallığı (1849–1938), 719 bin ölü ve kayıp
8-Ruanda ( 1994), 800 bin ölü ve kayıp
9-Cezayir, Afganistan, Avustralya, İran, Irak, Angola, Afganistan, Danimarka, Yugoslavya, Burandı, Almanya, Vietnam, Sudan, Haiti, Rusya, İspanya, Bosna-Hersek, Yunanistan-Batı Trakya, Kıbrıs, Bulgaristan ve Norveç’teki katliamlarda milyonlarca insan öldürülmüş, katledilmiş…

***

İkinci dünya Savaşı’nda elli milyon insanın ölümüne biz neden olmadık. İngiliz sanayisine Pazar açmak için binlerce Hintli ustaların ellerini biz kesmedik. Çin’de insanlara afyon içmeye biz mecbur etmedik. Vietnam’da kirli bir savaşı biz yürütmedik. Papa Urbanus’un kışkırtmalarıyla başlayan Haçlı Seferleri’nde daha yola çıkmadan önce Yahudileri biz katletmedik. Kudüs’e ulaşıp insanları kılıçtan biz geçirmedik.

Kurtuluş Savaşı’nı kazanırken Türk Ordusuna esir düşen işgalcilere ekmek veren de bizdik.

•  O Halde duygularımızı bastırarak resmen inkâr paranoyası içine itilmemizin anlamı ne?
• Biz yönettiğimiz bütün coğrafyalarda bütün dinlere ve insanlara hayat hakkı tanıdık.
• Üstelik kimseyi köleleştirmeden ve onurlarıyla oynanmadan.
• Bu topraklarda soykırım denen iletin ‘S’sini bile yapmadık. Etnik milliyetçilik kavramının hep uzağında durduk.
• Bu coğrafyada sadece Müslüman ya da Türk olana değil, Yahudi’ye, Ermeni’ye, Rum’a, Bulgar’a biz yaşam alanı açtık.
• Nitekim Türk uygarlığı hiçbir zaman batı uygarlığı gibi yok eden olmadı.
• Tarihlerinden utanmaları gerekenler bu büyük millete insan hakları ve özgürlük dersi asla veremezler.
• Türklüğümüzden ve atalarımızdan gurur duyalım.

(Kaynak: Osman Diyadin’in “Yıkın Heykellerimi” başlığı kitabından alınmıştır. Çizgi Yayınlarındaki bu kitabi, herkesin okumasını öneriyorum.)

Şinasi Eskiçırak hocamız
Ardeşenli hemşerim, Şinasi Eskiçırak’ı kaybettik. Ankara Karşıyaka mezarlığındaki cenaze törenine katıldım. Aileye tekrar başsağlığı diliyorum. Aynı anda 26 kişinin cenaze namazı kılındı. Ankara büyükşehir. Hepsinin mekânı cennet olsun.

Murat Karayalçın, törene katılanların başındaydı. Her zaman olduğu gibi, hemşerilerinden yoğun ilgi görenlerdendi. Karayalçın, önemli siyaset ve devlet adamlarımızdandır. Bütün siyasi yaşamı ve mücadelesi, dürüstlük üzerine. Önemli hizmetleri olmuştur. Kendisi ile gurur duyuyoruz. Kendisiyle ilgili izlenimlerimi gelecek yazımda aktaracağım.

CHP Ankara il başkanı Zeki Alçın Ardeşenli hemşerimdir. Ömrünü CHP’ye adamış, çizgisini hiç değiştirmemiş sevilen ve sayılan bir isim. Ankara’yı kısa sürede toparlamış, herkese kucak açmıştır.

Nazmı Alçın, üç dönem Ardeşen’de belediye başkanlığı görevini yürütmüş, bütün ömrünü hemşerilerine adamış, vermesini, paylaşmasını bilen,  hizmetlere yönelik tüm etkinliklerde en önde koşan güzel bir hemşerimizdir. Oğlu sevgili Cengiz, babasını aratmayacak kadar, güzel niteliklere sahip, gelecek vadeden bir yetenektir.

Prof. Dr. Necdet Basa, 25 yıldan beri yakından tanıdığım, bürokrasideki görevlerimde desteğini gördüğüm önemli siyaset ve bilim adamıdır. Başbakan başmüşaviri, Çalışma Bakanlığı Müsteşarlığı, TBMM Genel Sekreterliği gibi önemli görevlerde bulunan önemli bir diplomattır. Beyefendi kişiliği ise takdire şayandır. Basa’nın annesi rahatsız, bütün zamanını ona ayırıyor. Şifalar diliyorum.

Enerji Bakanlığı eski müsteşarı Temel Eryılmaz da cenaze törenindeydi. Eryılmaz,  önemli bir ameliyat geçirdi, sağlığına kavuştu. Kendisine geçmiş olsun dileklerimizi ilettik. Temel Eryılmaz, Ankara’daki Rizeliler Derneği Genel Başkanlığı görevini yürütmüş, uzun süre bürokrasi ile siyasetle uğraşmış, milletvekili adayı olarak yakından tanıdığımız, bütün ömrünü Rizelilere adamış güzel ve sağlam karakterli hemşerimizdir. Ankara Çetin Emeç’teki Serender Pastanesi’nin sahibidir.

Rize eski Milletvekillerinden Mustafa Nazikoğlu ve Lütfü Çırakoğlu ile de sohbet ettik. Bu arada Çırakoğlu’nun annesinin rahatsız olduğunu öğrendim. Geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Mustafa Nazikoğlu, parlamentonun en renkli isimlerindendi.

Bayındırlık Bakanlığı eski müsteşarı İmdat Akmermer, güzel bir Karadenizlidir. Emekliliğin tadını çıkarıyor, dostlarına zaman ayırıyor. Akmermer’in bilgi ve deneyimlerinden hepimiz istifade ediyoruz.

Bu arada, benim de ortaokuldan öğretmenim olan  öğretmenlerin öğretmeni, Ankara’daki Ardeşenliler Derneği Başkanı Ahmet  Sütlüoğlu başta olmak üzere, isimlerini sayamayacağım çok sayıdaki hemşerimle birlikte olduk. (Cenaze iğne atsan yere düşmeyecek kadar kalabalıktı.) Birçoklarına ulaşamadım.

Ankara’daki Karadenizliler olarak, başkentteki dayanışmanın en güzel örneğini veriyor, iyi günde, kötü günde birlikte olmaya çalışıyoruz.