Paliç, Rize Gazeteciler ve Muhabirler Derneği'nde yaptığı açıklamada çay sektöründe bazı sıkıntıların olduğunu, bunların giderilebilmesi için kaçak çay probleminin ortadan kaldırılması için çalışmaların başlatılması gerektiğini söyledi. Hazırlanan tasarının son şekliyle bölgenin öncü kuruluşu Çaykur'un yok olmasına zemin hazırlayabileceğini kaydeden Paliç, ''Çay sektöründe ruhsatsız çay üretimi yapan ve üreticinin parasını vermeyenlere düzenleme yapılması gerekirken sorunları gidermek için kanun taslağı hazırlamaya kalkanlar sektörün lokomotifi Çaykur'un yok olmasını istiyorlar." dedi.

Çaykur'un borsaya sokularak merdiven altında bir kıvırma bir fırınla kuru çay üretimi, yapan firmayla aynı kefeye konmasının doğru olmayacağını kaydeden Paliç, şöyle konuştu: "Halbuki, Çaykur bu bölge için sosyal sorumlulukları olan bir kuruluş. Geçen yıl yaklaşık 600 bin ton yaş çay yaprağı aldı. Sadece Rize'de 125 bin üretici ÇAYKUR'dan geçimini sağlıyor. Hazırlanan tasarıda çay alanlarının güncellenmesinin tapulara bakılarak değil de Ziraat Odası veya ÇAYKUR kayıtlarına göre yapılması gerekir. İlimizde araziler tapuları üreticilerin üzerinde değil. Çay alanlarının yüzde 85'i böyle, eğer tapuya göre güncelleme yapılırsa çay alanlarının yüzde 85 i bir anda devre dışı kalacaktır. Çay alanlarının yüzde 85'i devre dişi kalması Türk çayının ölmesi demektir."

Hazırlanan tasarıda kuru çayın tamamının borsa üzerinden mecburi geçişi istendiğine vurgu yapan Paliç, "Bu serbest piyasa ekonomisine aykırıdır. Anayasamıza aykırıdır. İsteyen firma borsaya girebilmeli, bu konuda yeniden düzenleme yapılmalıdır. Hazırlanan kanunu bu şekilde Başbakan Erdoğan'ın da kabul edeceğini sanmıyorum. Ancak Erdoğan'a Rize'de bütün kurumların kanunu bu şekilde kabul edildiği söyleniyor. Çaykur'un yok olmasını istemeyen sivil toplum örgütleri seslerini daha gür çıkarmalıdır." açıklamasında bulundu.