1. HABERLER

  2. YÖREDEN HABER

  3. RİZE

  4. Tevfik İleri için Pendik Belediyesi'nden program
Tevfik İleri için Pendik Belediyesi'nden program

Tevfik İleri için Pendik Belediyesi'nden program

Pendik Belediyesi, 1950’lerin Demokrat Partili eski bakanlarından Rize Hemşinli merhum Ahmet Tevfik İleri için program düzenledi

A+A-

Anma programına katılan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik konuşmasında, hayatında rol model olarak Tevfik İleri’yi örnek aldığını ifade ederek; ''Tevfik İleri adam gibi adamdı. Sağlam duruşu olan bir adamdı.  Örnek bir devlet adamıydı. 60 darbesinin ve Yassıada’nın mağdurlarındandı. Küçük menfaatler için küçük adamlara boyun eğmeyen bir adamdı. Hayatının sonuna kadar da adam olarak yaşadı ve adam olarak öldü. Tevfik İleri gibi değerli devlet adamları, makamlarını bıraksalar, hatta ölseler bile mezarlarında define, halklarının kalbinde unutulmaz olurlar'' dedi.

tevfikileri01.jpg

Pendik Belediyesi’nin 1950’lerin Demokrat Partili eski bakanlarından merhum Ahmet Tevfik İleri için Yunus Emre Kültür Merkezi'nde düzenlemiş olduğu anma programına, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Eski Kültür Bakanı İsmail Kahraman, AK Parti İstanbul Milletvekili Erol Kaya, Milli Türk Talebe Birliği Kurucu Başkanı Rasim Cinisli, Yazar Sadık Yalsız Uçanlar, Mukaddes Mut, Tevfik İleri’nin çocukları Cahit ve Cahide İleri, Pendik Belediye Başkanı Dr. Kenan Şahin ile çok sayıda katılımcı iştirak etti. 

Eski milli eğitim, ulaştırma ve bayındırlık bakanlarından Ahmet Tevfik İleri'nin hayatı ve siyasi mücadelesinin anlatıldığı sinevizyon gösterisiyle başlayan gecede konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, hayatında rol model olarak Tevfik İleri’yi örnek aldığını belirterek geceyi tertip eden Pendik Belediyesine teşekkür etti. Türk gençliğinin önüne rol model olarak örnek ve abide şahsiyetlerin çıkarılması gerektiğini belirten Çelik, “Tevfik İleri adam gibi adam gibi adam bir şahsiyet, örnek bir devlet adamıydı. 60 darbesinin ve Yassıada’nın mağdurlarındandı. Tevfik İleri gibi değerli memleket sevdalısı devlet adamları, makamlarını bıraksalar, hatta ölseler bile mezarlarında define, halklarının kalbinde unutulmaz olurlar” dedi.

tevfikileri02.jpg

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, ''Tevfik İleri iyi bir babaydı, iyi bir entelektüeldi, iyi bir bakandı ve her şeyden önce adam gibi adamdı. Sağlam duruşu olan bir adamdı. Küçük menfaatler için küçük adamlara boyun eğmeyen bir adamdı. Hayatının sonuna kadar da adam olarak yaşadı ve adam olarak öldü'' dedi.

Pendik Belediye Başkanı Kenan Şahin'e düzenlediği kültürel programlardan dolayı teşekkür ederek, belediyecilik anlayışının AK Parti döneminde değiştiğini söyledi.

Gençlere örnek olacak ve onların rol model alabileceği şahsiyetlere ihtiyaç olduğunu ifade eden Çelik, Tevfik İleri'nin böyle bir abide şahsiyet olduğunu kaydetti.

Fransız filozof Alain'in, ''Devlet adamı olmak için günde bir saat yeter. 23 saat insan olmak lazım'' sözünü hatırlatan Çelik, kişilerin belediye başkanı, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı olabileceğini, bu durumun kişiyi önemli yapacağını, bu önemin de makam, mevki, rütbe, para olduğu sürece devam edeceğini aktardı.

Çelik, değerli insanların ise hazine gibi kendi değerlerini muhafaza edeceklerini ifade ederek, hem değerli hem de önemli insanların da olabileceğini, bu gibi kişilerin halkın gönlünde yerini alacağını dile getirdi. İleri'nin özelliklerine işaret eden Çelik, şöyle devam etti: ''Tevfik İleri, iyi bir babaydı, iyi bir entelektüeldi, iyi bir bakandı ve her şeyden önce adam gibi adamdı. Sağlam duruşu olan bir adamdı. Küçük menfaatler için küçük adamlara boyun eğmeyen bir adamdı. Hayatının sonuna kadar da adam olarak yaşadı ve adam olarak öldü. Tevfik Bey, Türkiye'de unutulmuş bir şahsiyetti. Bakanlığım döneminde ona bir vefa borcu olarak, Cumhurbaşkanımızın teşvikiyle ailesini ve sevenlerini bir araya getirerek, ismini Milli Eğitim Bakanlığı'nın en görkemli salonuna verdik. Adına okullar yaptırıp ismini verdik. Başbakanımız ailesini ziyaret etti ve Tevfik İleri'yi bir rol model olarak gençlere tanıtmak istiyoruz. Bu tür programlar oldukça gençler Tevfik İleri'yi daha çok tanıyacak.''

Tevfik İleri’nin ölümü sonrasında ailesine mal, mülk hiçbir şey bırakamadığını belirten Çelik, “O ailesine kendi tabiriyle başlarını hiç eğmeyecekleri bir ‘şerefli ad’ bırakmıştır” dedi.

Pendik Belediye Başkanı Kenan Şahin ise bu ülkedeki değerlerden haberdar olabilmek için bu tür programların icra edilmesi gerektiğini söyledi.  Türkiye'nin birçok değerini bu çalışmalarda tanıdığını anlatan Şahin, ilçelerinde Tevfik İleri'nin adını taşıyan bir okul olduğunu hatırlattı.

Rasim Cinisli, İsmail Kahraman ve Mukaddes Mut’un Tevfik İleri’nin hayatıyla ilgili yaptığı konuşmalarla program sona erdi.

Konuşmasından önce bir süre İleri'nin kızı Cahide İleri Aksoy ile sohbet eden Çelik'e, kızı Büşra Çelik de eşlik etti.

AHMET TEVFİK İLERİ KİMDİR?

Ahmet Tevfik İleri (d. 1911, Hemşin, Pazar, Rize, Türkiye), (ö. 31 Aralık 1961), Devlet ve siyaset adamı. Yaklaşık on yıl milletvekilliği ve bakanlık gibi önemli makamlarda bulundu. 27 Mayıs ihtilalinden sonra, haksız ithamlar karşısında Yassıada'da örnek bir savunma örneği sergiledi. Zulme boyun eğmedi. Bakanlığı boyunca vatanı ve milleti için elinden geleni yapmaya çalıştı. Risale-i Nur'da "İslamiyet'in kahramanı" (Emirdağ Lahikası, s. 449) olarak iltifatta bulunulmaktadır.

Babası Hafız Celal Efendi, annesi Fatma Hanım'dır. "İmamoğulları" ismi ile bilinen bir aileye mensuptur. Ailesi, doğumdan birkaç yıl sonra İstanbul'a göçmüştü. İlk ve orta öğrenimini İstanbul'da Gelenbevi Ortaokulu'nda yaptıktan sonra 1933 yılında İTÜ Yüksek Mühendislik Okulu'nu bitirdi. Aynı yıl Vasfiye Hanım ile evlendi. Çiftin Cahide, Cahit, Ayşe adlarında üç çocukları oldu.

Öğrenciliğinin son yılında Milli Türk Talebe Birliği başkanlığını yaptı. Tevfik İleri, öğrencilik yıllarından itibaren hareketli bir hayat sürmüştü; öğrenciliğinde Bulgar gençleri tarafından Razgrad Türk mezarlığının tahribinin protestosu, Türkçenin daha yaygın bir şekilde kullanılması, yerli malına gerekli önemin verilmesi gibi amaçlarla miting ve gösterilerin yapılmasına öncülük etti. İstiklâl Marşı çalınırken ayağa kalkılması, 18 Mart günleri Çanakkale Şehitleri'nin anılması gibi gelenekler onun bu dönemdeki öncülüğünde başladı.

Mezuniyetten sonra 1933-1937 yılları arasında Erzurum'da karayolları mühendisliği, 1937- 1942 yıllarında Çanakkale'de, 1942- 1950 yılları arasında Samsun'da bayındırlık müdürlüğü yaptı. Samsun Karayolları 7. Bölge'nin ilk müdürüdür. 1950 seçimlerinde Demokrat Parti milletvekili olarak TBMM'ye girdi.

IX., X., XI. Dönem Samsun Milletvekilliği yapan İleri, meclise girişinin hemen ardından bakan olmuş ve uzun süre bakanlık yapmıştır. Ulaştırma (1950'de çok kısa bir süre), Milli Eğitim (1950-1953 ve 1957), Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı (1957-1958) ve Bayındırlık Bakanlığı (1958-1960) görevlerinde bulunmuştur; 1953-1955 yılları arasında TBMM başkanvekilliği yapmıştır.

TEVFİK İLERİ'NİN BAKANLIKLARI DÖNEMİNDE GERÇEKLEŞTİRDİĞİ BAZI İCRAATLAR

Bakanlıkları döneminde gerçekleştirdiği icraatların bazıları şunlardır: Din derslerini ilkokul programlarına soktu; din derslerinin okutulup okutulmama kararını velilerin seçimine bıraktı; 1930 yılında kapatılan İmam Hatip Liseleri'nin yirmi yıl sonra yeniden açılmasına öncülük etti. İstanbul'da Yüksek İslam Enstitüsü kurdu. Köy Enstitüleri'ni yeniden düzenleyerek öğretmen okullarıyla birleştirdi. Atatürk ve Orta Doğu Teknik üniversitelerinin açılışını gerçekleştirdi. İlk Boğaz Köprüsü projesi onun zamanında ihale seviyesine kadar geldi, ancak 60 ihtilali nedeniyle proje 10 yıl sonra gerçekleşebildi.

27 Mayıs 1960 yılında yapılan darbenin ardından diğer arkadaşları gibi İleri de Yassıada Mahkemesinde yargılanarak idama mahkûm edilmiş, cezası ömür boyu hapse çevrilmiştir. Haksız ve desteksiz ithamlara karşı susmadı ancak, susturuldu. Vatan Cephesi kurmak, muhalefetin faaliyetlerine engel olup diktatörlük tesisinde bulunmak, Meclisin çalışmalarını engellemek, Anayasayı ihlal etmek gibi suçlarla itham edildi. En tabii hakkı olan savunmasını yapmasına bile tahammül edilmedi ve duruşmanın birinde, salon dışına çıkarıldı. Savunmasını, "Ölüm belki de kurtuluştur. Memleketin huzuru benim ölümüme ve hapishanelerde çürümeme bağlıysa kararınızı böyle verin. Memleketimin hayrı için buna da razıyım." sözleriyle bitirdi. Ömür boyu hapis cezasıyla Kayseri bölge cezaevine yollandı. Burada hastalanması üzerine Ankara Hastanesine kaldırıldı. 31 Aralık 1961 tarihinde vefat etti.

İleri, Demokrat Parti idealine samimi bir şekilde bağlı olmakla beraber fikirlerini açıklamaktan çekinmedi. Gerektiğinde çetin tartışmalara girdi. Kimseyi kırmadan doğru bildiklerini beyan etti. Asıl büyük kişiliğini felaket günlerinde ortaya koydu. Mahkemede dimdik ayaktaydı. Samet Ağaoğlu, "... dimdik, baş eğmeden ayakta durmuş karakter sütunları arasında daha da yükselen birkaç abideden biridir. Açın Yassıada İhtilal Mahkemesinin zabıtlarını, o yapraklar arasında İleri'nin başı bir arslana benzer, sesi bir arslan kükreyişine. Bu kükreyiş Vatan Cephesi davasında öylesine yükselmiştir ki, savunmasını keserek duruşma salonundan çıkarmışlardı" sözleriyle onu tanımlamaktadır. (Cahide (İleri) Aksoy, Babam Tevfik İleri, I. C., Ankara 1977, s. 431.)

İktidarlar, hükümetler, bakanlar değişir ama, dalkavuklarla kendi menfaatini temin etmek için başkalarını karalayanlar pek değişmez. İleri, Komünistliğin ahlaksızlık ve sefaletle beraber yürüdüğüne inanıyordu. Ancak, kimsenin haksız yere töhmet altında kalmasını istemiyordu. Yeni Milli Eğitim Bakanı İleri'ye; okul açılmadan komünist fikirli hocaların hemen görevlerinden atılmaları tavsiye edilir. Buna karşılık Bakan, konunun hassasiyetine binaen çok dikkatli çalışılması, iyice tetkik edilmesi, haksız yere hiçbir hocanın itham edilmemesi gerektiği cevabını verir. Yine, parti toplantılarından birinde Trabzon ve Samsun'da bölge müdürlüklerinde bulunmuş birisinin CHP'li olmakla suçlanması üzerine İleri: "Beyefendi, şimdi aleyhinde konuştuğunuz zat benim mühendislik okulundan arkadaşım ve karakterini, ahlakını çok iyi tanıdığım mert ve bilgili bir insandır. CHP'ye mensup olabilir. Fakat, resmi hizmet ve vazifesinde taraf tutmaz. Doğruluktan şaşmaz, değerli bir vatan evladıdır. Rica ederim, bir daha benim yanımda onun aleyhinde konuşmanızı istemem" demek suretiyle partiliye kızgınlığını belirtmiştir.

İleri'nin, mütedeyyin bir kişiydi. Batıl inanç ve itikatlara karşı olduğu gibi, dindar insanlara karşı olan samimiyetini ve alakasını hiçbir zaman esirgemedi. İnsanların en temel hakkı olan inancını öğrenme ve yaşamasına hep saygılı olunması gerektiğini savundu. Özellikle İslamiyet'e yönelik haksız eleştirilere karşı çıktı. Din ve vicdan özgürlüğü anayasa ile teminat altına alınırken, fiiliyatta dini özgürlüklerin kısıtlanması şeklindeki tezatlara dikkat çekti.

20 Kasım 1959 yılında Yüksek İslam Enstitüsü'nün açılış töreninde yaptığı konuşmada dinin ilerlemeye engel teşkil ettiğini iddia edenlere cevap verdi. Bu iddianın milli tarihimizle çürütüldüğünü, çok medeni olduğu halde çok dindar milletlere en güzel örneğin kendi toplumumuz olduğunu belirtti. Müslüman toplumların geri kalmışlığı konusunda da en mütekamil din olan İslamiyet'in hiçbir kusurunun olmadığını belirtti. Ona göre, İslamiyet'i medeniyete zıt göstermek en büyük haksızlıktı.

CHP iktidarı boyunca gerek Bediüzzaman gerekse talebeleri büyük baskı ve tazyik altında tutuldular. Dine hürmetkar Demokratlar, nispeten da olsa bu sıkıntının hafiflemesine gayret gösterdiler. Bu gayreti gösterenlerden birisi de Tevfik İleri'dir. Bediüzzaman, kendisi için "İslamiyet'in kahramanı" ifadesini kullanmıştır. İleri, Bediüzzaman'ın Doğuda üniversite kurma düşüncesini büyük bir memnuniyetle karşıladı. Bediüzzaman da ona "Tevfik İleri'nin bu biçare Said'e bedel Risale-i Nur'a himayetkârâne sahip çıkmasını rahmet-i İlâhîden niyaz ediyorum" (Emirdağ Lahikası, s. 403), şeklinde duada bulundu. Bediüzzaman, Başbakan ve İleri'nin Risale-i Nurlar üzerindeki baskıların kaldırılması ve neşredilmeleri konusunda yardımcı olacaklarını, talebelerine muhtelif zamanlarda haber vermiştir.

Demokrat Parti Muş Milletvekili olan Gıyaseddin Emre, Tevfik İleri için, "Müslüman, mütedeyyin bir zat" ifadesini kullanmaktadır. (Son Şahitler, III. C., s. 278-279.) Bayram Yüksel, İstanbul Üniversitesi profesörlerinden birinin, -Anadolu'daki Nurcuları kastederek- din lehinde kuvvetli bir cereyanın olduğunu ve onlara da solcular gibi meydan vermeyeceklerini söylemesi üzerine Milli Eğitim Bakanı İleri'nin, "Eğer dediğin o cereyan Nurcular ise, ne siz, ne de Avrupa onu mağlup edemez" karşılığını verdiğini bildirmektedir. (Son Şahitler, III. C., s. 66.)

İnsanların imanlarını kurtarmaya vesile olmaktan başka hiçbir gayeleri olmayan Bediüzzaman ve talebelerine karşı yapılan haksız muameleyi ortadan kaldırmak ve tabii haklarını kullanmalarına yardımcı olmak, Yassıada Mahkemelerinde Demokratların karşısına "Anayasa ihlali" suçu olarak çıkarıldı. Tevfik İleri'nin, Anayasayı ihlal ettiği iddiasına delil olarak Bediüzzaman'ın, "Ankara'ya bu defa geldiğimin mühim bir sebebi, İslamiyet'e ciddi taraftar Dahiliye Vekili Namık Gedik'i görmek ve İslamiyet'in kahramanı olan Adnan Beye ve Tevfik İleri gibi mühim zatlara..." şeklinde devam eden mektubu gösterildi. (Cahide (İleri) Aksoy, Babam Tevfik İleri, I. C., Ankara 1977, s. 392-393.)

İsminin verildiği bir çok okul ve cadde vardır.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız
2 Yorum