Tüketici balda güven arıyor
Tüketiciler bal alırken fiyata değil güvene önem veriyor
Tüketici bal alırken "Ben kalitesini anlarım" dese de fiyata değil daha çok güvendiği insanın ürettiği bala bakıyor.
Kimi zaman sağlık, kimi zaman ise kahvaltılarda tüketmek için alınan ballar, satın almaya sıra gelince akıllara soru işaretleri getiriyor.
Özellikle korona virüs pandemisi nedeniyle bağışıklık sistemini güçlendirmek için daha da çok tercih edilmeye başlanan ballarda, ucuz bal, pahalı bal derken tüketiciyi düşündüren bir de sahte bal gerçeği var. Tüketiciler ise bu problemin önüne geçmek için balı herhangi bir tezgahtan almak yerine güvendiği esnaflardan veya doğrudan bal ile uğraşan arıcılardan almayı tercih ediyor.
Sağlık için aldıkları balların sağlıklarını bozmasını istemeyen bir çok tüketici kaliteli balın tat ile anlaşılmasının zor olduğunu bildiği için "Bal işi güvene tabidir" diyerek tanıdığı, bildiği üreticiden almayı tercih ediyor.
Hastalık için kestane, kahvaltı için çiçek balı
Balın kalitesinden kendisinin anlamadığını ama aile büyüklerinden bu konuda bilgiler aldığını dile getiren Mahmut Aslan isimli bir vatandaş “Evde sıklıkla, çocuklarımızın bağışlığını güçlendirmek için bal kullanıyoruz. Biz pek anlamıyoruz baldan ama büyüklerimiz anıyor. Boğazdan geçtiği zaman boğazı yakması gerektiği söyleniyor. Metal kaşık kullanıldığında bal bozuyormuş. Tahta kaşık kullanıldığında bozmaması gerekiyormuş. Bizden sürekli istenilen Anzer Balı var ama Anzer balı eşdeğerinde Kaçkarlarda yetişen, oranın bitki örtüsünde yetişen kestane balı da çok revaçta bir bal. Biz genellikle hastalıklarda kullandığımız kestane balını tercih ediyoruz. Kahvaltı sofrasında da çiçek balı tercih ediyoruz” ifadelerini kullandı.
"Güvendiğim yerden bal alırım"
Bal satışında çok hile yapıldığını dile getiren Yusuf Yazıcı isimli vatandaş ise, bal almanın bir güven işi olduğunu bu nedenle de herkesin güvendiği insandan alması gerektiğini ifade etti. Yazıcı “Güvendiğin insanlardan alışveriş yaparsan bir sıkıntı olmaz. Biraz katı olması lazım, eğer reçel gibi akıyorsa demek ki şekeri biraz fazladır. Bu işlerde çok hile oluyor. Güvendiğin kişilerden alışveriş edeceksin. Bölgenin marka ballarını da tüketirim. Anzer’de bir kardeşim vardır, o getirir bana bende ondan bal alırım. Bu işler güven işidir. Güvendiğin kişilerden alışveriş edeceksin. Artık günümüzde güven işi kalktı. Balda olan hile hiçbir şeyde yok. Örneğin Erzurum’un İspir ilçesinden yılda 5 ton fasulye çıkar ama Rize’de 30 ton satılıyor. Hepsi başka fasulye” şeklinde konuştu.
"Bal güven işidir"
Kendisi de hobi olarak arıcılık yapan ve 8 peteği olduğunu ifade eden Harun Feyiz isimli vatandaş da bal almanın güvene tabi olduğunu dile getirerek “Bala bir şey katılmamışsa kaliteli olur. Vatandaşın anlaması zor. Batum’dan gelen ballarda baya sıkıntı var. Onları bizim anlamamız bile çok zor. Vatandaş da anlayamaz. Kaşığı kaldırdığın zaman akışkanlığın kesilmemesi lazım. İlk kriteri o zaten. Herkes anlayamaz onu. Güvendiğin kişilerden bal almak lazım. Bal zaten güven işi. Mahallesinde, köyünde kim yapıyorsa, güvendiği kim varsa ondan alması lazım” şeklinde konuştu.
"Analizi yapılmadan kalitesi anlaşılmaz"
Balların analizi yapılmadan tadım veya koku ile içerisindeki değerlerin kesinlikle anlaşılmayacağını dille getiren Anzer Ballıköy Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Muzaffer Deniz “Her balın kendisine özgü bir rahiası, kokusu, damak tadı vardır. Bir balın kaliteli bir bal olduğunu bu işi yapan arıcı yada fazlasıyla bal tadan bir insan balın tadı, kokusu veya rehasıyla anlar. Balın içerisindeki değerlerini ise tatmakla anlamak mümkün değil. Bu anlamda bir balın gerçek manada kalitesi nedir, değeri nedir bunu anlamak için en doğru yapılması gereken şey balın tahlil edilmesidir. Bugün hemen her ilde, bazı özel laboratuvarlarda, bazı üniversitelerde balla ilgili bütün analizler yapılmaktadır. Biz Anzer Ballı Köy Tarımsal Kalkınma Kooperatifi olarak Hacettepe Üniversitesi’nde ballarımızın analizini yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
"Ballar serinde ve ışıktan uzak saklanmalı"
Tüm çiçek ballarını serin bir ortamda saklamak gerektiğini ve ışıkla temas olması halinde ışığın bala zarar vereceğini dile getiren Deniz “Arıda 4 tane ürün var. Bal, Polen, Propolis ve arı sütü. Bilhassa arı sütünü metal kaşık kullanılmadan tüketmek gerekir. Son zamanlarda bu konuda bilimsel bir araştırma neticesinde yazılan bir makalede balı da tahta kaşık ile kullanılmakta fayda olduğu dile getiriliyor. Balı kesinlikle serin bir ortamda saklamamız gerekiyor. Bal sürekli ışık altında kalırsa bu bala zarar verir. Çok sıcak bir ortamda olması da bala zarar verir. Balı çok soğuk bir ortamda sakladığımızda da kristalize olur. Çiçek ballarını serin bir ortamda, güneş almayan bir ortamda saklamakta fayda var” dedi.
"Donan bal değerlerinden bir şey kaybetmez"
Halk dilinde kristalize olarak bilinen baldaki donmanın her bal için sahte olduğu anlamına gelmediğini, hatta gerçek balın donarak kristalize olduğunu dile getiren Deniz “Donan bal, halk dilinde kristalize olan bal kendine özgü değerinden bir şey kaybediyor mu? Hayır. Mesela çiçek balları hava sıcaklığı 15 derecenin altına düştüğünde kristalleşir. Kristalleşmeyen bal çam balıdır. Bir salgı balıdır ve kristalleşmez. Kestane balı da belli bir zaman sonra kristalleşir. Bazı ballar bütünü ile kristalleşir, kimisi de alttan yukarıya doğru kristalleşir. Örneğin kestane balında polenin özgül ağırlığı olduğu için dibe çöker ve bu kristalleşme alttan yukarıya başlar” şeklinde konuştu.
HABERE YORUM KAT