‘Baz istasyonları’ başlıklı yazım, büyük ilgi gördü.
Yüzlerce telefon ve e-mail aldım.
Yazımın, Başbakan Erdoğan’ın bölgeye geldiği günlere denk gelmesi de önemliydi. Bu yüzden yayınlayanlara teşekkür ediyorum.

Baz istasyonlarının, Türkiye genelinde olduğu gibi, bölgemizde de mantar gibi çoğaldığını ifade edip, özellikle Trabzon’daki vatandaşlarımızın haklı tepki ve eylemlerini dile getirdim.

Bölgede görev yapan vali ve kaymakamlarımızın, vatandaşlara yardımcı olmalarını istemiştim.

Turkcell Kurumsal İletişim Bölüm Başkanı Filiz Karagül Tüzün’den de bir açıklama aldım.
Hassasiyetine teşekkür etmekle birlikte görüşlerine katılmıyorum.

Sayın Tüzün, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun, denetiminden, yönetmenliğinden, Dünya Sağlık Örgütü’nün araştırmalarından, Türkiye’de ve dünyadaki uygulamalarından örnekler vererek, baz istasyonlarının zararsız olduğunu belirtiyor.

Yıllar önce, Karadeniz halkına, gözlerinin içine bakarak radyasyonlu çay içiren dönemin Maliye Bakanı Cahit Aral aklıma geldi. Aynı bakan, yıllardan sonra ‘Evet, vatandaşı kandırdık, radyasyonlu çayı içirdik’demişti

***

Lafı uzatmadan söylüyorum.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, vatandaşın lehine hiçbir iş yapmıyor.
Ben ve benim gibiler, bu kuruma hiç güvenmiyor.
Vatandaşa sormadan, evinin çatısında, karşısında, çocuğunun okulunda, kreşinde baz istasyonları takılırken, izin verilirken vatandaşa sorulmuyor, izin alınmıyor.
Ama, vatandaş itiraz edip, şikayet edince bu muhterem kurum ‘Bize 580 TL yatırın, gelip ölçelim’ diyor.
Vatandaş kendisinin taktırmadığı, izin vermediği bir istasyona, başkaları para kazanacak diye bu parayı niye versin?
Neden dava açmak zorunda kalıp, avukat tutsun, bilirkişileri getirtsin?
Zarar gördüğü yetmiyor mu? Bu yüzden Sayın Tüzün’ün açıklamasına asla katılmıyorum ve doğru bulmuyorum.

***

3 başbakana, 7 bakana basından sorumlu başdanışmanlık, 2 kamu kurumunda genel müdürlük, 8 kurumda yönetim kurulu üyeliği yapan bir kişi olarak, bürokraside işlerin nasıl işlediğini biraz bilenlerdenim.

Tekrar ediyorum, baz istasyonları kurulmasına izin vermeyin, tepki gösterin.
Yapılan rutin açıklamalar gerçeği yansıtmıyor.
Bu işin kokusu radyasyonlu çayda olduğu gibi, yıllar sonra çıkacak.
O zaman da iş işten geçmiş olacak.
Ben duyarlı bir vatandaş olarak; son nefesime kadar mücadelemi sürdüreceğim.
Ankara’da oluşturduğumuz,100 kişilik bir ekip olarak ‘Baz istasyonlarına hayır’ kampanyasını başlattık.

Bize destek veren, yazılarımızı yayınlayan Karadeniz Gazetesi’ne, Pazar53’e, Hürriyet Yazarı Yalçın Bayar’a , Vatan yazarı Necati Doğru’ya, Sabah -Ankara, Hürriyet -Ankara’ya ve Habertürk yönetimine de teşekkür ediyorum.