Türkü imha etme ayak oyunları
Saygıdeğer okuyucularımdan bir istirhamım olacak, beni lütfen bağışlasınlar. Bundan böyle mümkün oldukça, birilerince özenle ve özellikle seçildiğine inandığım Ergenekon sözcüğünü kullanmak istemiyorum. Çünkü bana göre Ergenekon kavramı bu milletin yeniden dirilişinin simgesi olan bir kavramdır. Bu kavramı ama şöyle ama böyle kirletmeye kalkanlara malzeme olmamaya kararlıyım.
Eğer okuyucularım uygun görürseler veya fark etmez derseler ben bu operasyona imha operasyonu demek istiyorum. Dileyen bu kavramını dilediği gibi anlayabilir ve yorumlayabilir. Herkes bu konuda özgürdür ve bende kendimi özgür hissettiğimden olacak, bu olup bitenlerin Türk milletini imha etme dansları olduğuna inanıyorum ve öyle de iddia ediyorum.
Varsın birleri tehditler savursun, varsın bazı akıl fukaralı bizim adımızı deliye çıkarmış olsun, biz yine de sonuna kadar iddialarımızın arkasında durmaya kararlıyız. Allahtan başka hiçbir kimseden de zerre kadar bir şey beklediğimiz veya korktuğumuz da yoktur.
Türkü imha etme projesinin tarihi çok eskilere gider. Bu günlere gelene kadar biz nice imha operasyonlarına tanıklık ettik ve hepsinden de şükürler olsun ki yüzümüzün akıyla çıktık.
Orta Asya tarihimizde, Çinlilerin başlatmış oldukları Türkü imha operasyonlarını daha sonraları Moskof gâvuru ile birlikte sürdürmüşlerdir. Anadolu, Türklere vatan olarak kucağını açtığı günden beri de koskoca bir bati dünyası sürekli bir şekilde Türk milletini tarihten silmek için saldırı üzerine saldırı düzenlemişlerdir.
Birinci Viyana bozgunundan sonra sürekli üstümüze gelen batılı barbarlar ve onların şımarık çocukları olan Yunanistanı sürekli bir şekilde takviye ederek bizi Anadoluya hapsetmeyi büyük ölçüde başarmışlardır. Başta İngiltere, Almanya, Fransa ve ABD her ileri adım atmak istediğimizde bizi alçakça çelmelemişlerdir. Kürtleri ve Ermenileri de militarist bir anlayışla kiralık katiller olarak besleyen aynı bati alemidir. Türkün iç ve dış düşmanları elbette boş durmamışlar ve içimize sızarak millet surlarımızda gedikler açmayı da bir anlamda başarmışlardır.
Bugün Türkiyede cereyan etmekte olan olayların büyük bir ekseriyetini hiç bir ayrım yapmadan iddia ediyor ve söylüyorum ki, hepsinin arka planında batının Türk milletini imha etme oyunları yatmaktadır. Ezeli düşmanlarımız olan batılıların bu millete olan husumetlerinin temel sebepleri Türk milletine karşı besledikleri tarihi ve dini kompleksleridir.
Silah gücü ile Türk milletini imha edemeyeceklerini anlayan batılı şövalyeler işin sonunda Türk milletini akıl oyunlarıyla alt edebileceklerine hükmetmişler ve bu sebeple de asırlardan beri bıkıp usanmadan en şeytanca akıl oyunlarını bizim üzerimize oynamışlardır. Üzerimize oynanan akıl oyunları sayesinde bizim içimizde de çok ciddi mevziler elde etmeyi başarmışlar ve bizim bazı aklı kırıklarımız sayesinde de şimdi en son darbelerini indirme rüyaları görmektedirler.
Türk milletinin sosyal, siyası ve ekonomik kimyasını tamamen tahrip etmeyi başaran düşmanlarımız şimdi de en son kalemiz olan Ordumuz üzerine hesap yapacak kadara ileri gitme küstahlığını sergileyebilmektedirler. Ne ağlanılacak bir durumdur ki, bu akıl oyunlarını bozması gerekenler bu kirli oyunların oyuncağı durumuna gelmişlerdir.
Bu iddialarımın aksını iddia edecek her kim olursa olsun ve o efendilere sormak istiyorum. Bugünkü Türkiyenin manzarasına bakarak burasının Türkiye olduğunu veya Türkiye olarak kalabildiğini lafı eveleyip gevelemeden söyleyebilecek bir yiğit var mı? Siyasetimiz mi bize çalışıyor, ekonomimiz mi bizimdir, kültür hayatımızın ne kadarı bizi haykırmaktadır, göz bebeğimiz kahraman ordumuz her türlü gelişmelere karşı hazır ve nazır durumda mıdır? Çok yakında bölgemiz cehenneme dönecek ve bizim akıl oyunlarımız hazır mıdır?
Milletin cebi ve midesi ne durumdadır, birilerinin söylediği gibi kişi başına düşen milli gelir payı insanımıza hiç yansımış mıdır? Milletin hafızası ve sağduyusu hangi ölçülerde olup bitenleri anlayabilme ve sezebilme noktasındadır? Milli birliğimiz nasıldır, Cumhuriyetin temelleri ne durumdadır sorularına cevap verebilecek birileri var mıdır?
Bir memlekette bir takım birileri Anayasal düzeni yok sayıp darbe hazırlığı yaparsa elbette suçludurlar ve hesaplarını da adaletin önünde vermelidirler. Peki, darbecilere alan açan, onlara darbe gerekçeleri üreten, ülkeyi resmen kaoslar ülkesine doğru taşıyanların bu işlerde hiç mi günahları yoktur? Bu ülkenin satılmadık, bu ülkenin altı oyulmadık neyi kaldı ki şimdi birileri bir şeyleri bir takım sözde zorbalardan koruyup kollamanın endişesini yaşamaktadırlar.
Bu milletin menfaatlerini koruyoruz diyerek sakin küresel eşkıyaların çıkarlarının bekçiliğini yapmış olmayalım. Farkına olmadan veya bizzat bilerek Türk milletini imha etme operasyonun ortaklarından olmayalım. Nereye ve kimlere hizmet ettiğimizi acaba biliyor muyuz? Bu ülkede kimlerin borusunun öttüğünü ne kadar ve hangi ölçülerde acaba idrak edebilmiş durumdayız? Ülke altımızdan kayarken, üçüncü dünya savaşı son hızıyla devam ederken bizimkilerin bile bile yanlışlarına ısrar etmelerine ve düşsek de, kalksak da yine yola devam deme gibi bir kör inadını ben hiç anlayamıyorum.
Türkiye kör bir inadın ve kör bir ihanetin kurbanı olmak üzeredir. Türkiye küresel eşkıyaların peyda ettikleri yalanlar ve akıl oyunları denizinde boğulmak üzeredir. Bu gemi bu denize çıkmamalı ve kendimizin imha edilmesine seyirci kalmamalıyız. Akıl oyunlarına karşı biz de akıl oyunları geliştirmeliyiz. En son kalemiz olan Ordumuz üzerine titremeli ve bir takım aklı kırıklar yüzünden en son kalemizi hedef alan aptallara fırsat vermemeliyiz.
İhtilalcıları sorguladığımız kadar bu ülkeyi ihtilal ve darbelerin eşiğine kadar getirenler de mutlaka sorgulanmalıdır. Bu ülke bu darboğazlara benim sayemde gelmedi herhalde. Bizi bu noktalara kimler getirdiyseler mutlaka bir gün tarih önünde hesaba çekileceklerdir. Ne birilerini belindeki tabancaları nede başka birlerini dışarılardaki ağalarının gücü bile korumaya yetmeyecektir. Herkes aklını başına alsın ve bu milletle oynamaktan vazgeçsin.
YAZIYA YORUM KAT