Vali Esen'den değerlendirmeler
Rize Valisi, Kasım Esen ildeki yatırımlar, sosyal, kültürel gelişmeler ile Rize'nin gelecekteki misyonunu değerlendirdi.
RİZE Valisi Kasım Esen, Rize Serbest Bölgesini, KÖYDES çalışmalarını, Rize limanını, HES santrallerini, silah ruhsatı konusunda düzenlemeleri ve Rize’nin gelecekteki misyonunu arkadaşımız Dilek ASLAN'a anlattı. İşte Vali Esen'in görüşleri:
SİLAH SINIF ATLAMA ARACI OLMAMALI
Kültürel yapısı ve örf âdetine göre silah tutkunu Karadenizli daha da istekli olarak silah talep etmektedir. Bu bakımdan silah sınıf atlama aracı olmamalıdır. Çünkü askerin, polisin elinde can güvenliğinin teminatı iken, bilinçsiz ellerde bir cinayet aracı işlevini görür. Silah alan kişilere eğitim zorunlu olmalıdır. Can güvenliği olup olmadığı tarafsız bir heyet veya mahkemece belirlenmelidir.
DÖKTÜKLERİ KANDA BOĞULACAKLAR
Türkiye’nin dünyada güç sahibi olmasından korkanlar veya mevzilerini kaybedenlerin sinsi bir savaşı sürdürmek için teröristleri ülkenin her yanına ve bu bağlamda Karadeniz’e sürmeleri doğaldır. Hatta maksatlı olarak bölgeye gelen bazı yabancılar da buna dâhildir. Ancak siz barışın ve adaletin timsali, özgürlüğün vazgeçilmez neferi Mevlana ve Yunus Emre’nin çeşmesinden su içmeye devam ediyorsanız, kan dökenler döktükleri kanda boğulacaklardır.
SERBEST BÖLGE KAPANMASIN
Rize Serbest Bölgesi 26.04.1998 tarihinde resmen açılarak hizmete girmiştir. 85 dönüm arazi üzerinde kurulan Rize Serbest Bölgesinde 8 adet firma faaliyet göstermektedir. Burada bu güne kadar toplam 141.901.730 ABD dolarlık işlem gerçekleştirilmiştir. Rize Serbest Bölge Kurucu ve İşl. A.Ş'nin (RİSBAŞ) en büyük sıkıntısı Çaykur’la olan kira meselesidir. Çaykur’la yapılan sözleşmedeki meselelerden yargıya intikal ettirilen kira için mahalli yargının vermiş olduğu kararla yetinmeyen Çaykur davayı temyiz etmiş ve neticede kazanmıştır.
RİSBAŞ’ın kira borcunu ödeyecek mal varlığı mevcut değildir. Dolayısıyla yola RİSBAŞ ile devam imkânı yoktur. Ya yeni bir şirket kurulacak ya bulunacak ya da Serbest Bölge kapanacaktır. Burada sizin aracılığınızla Rizeli iş adamlarına çağrı yapıyorum: Gelin sermaye koyun, serbest bölgeyi işletin. Yoksa vebali bize ait değildir.
KÖYDES HAMLESİ
KÖYDES çalışmaları kapsamında, 2005 yılı içinde 19.610 metre beton yol, 6.422 metre asfalt yol, 145.933 metre içme suyu, 5 adet köprü,1534 metre duvar, 378 metre kanalizasyon, 12 adet menfez ve 1161 adet büz çalışması yapılmıştır.
2006 yılı içinde ise 95.321 metre beton yol, 17.441 metre asfalt yol, 116.812 metre içme suyu, 8 adet köprü, 6.291 metre duvar, 3.089 metre kanalizasyon, 39 adet menfez ve 2.163 adet büz çalışması yapılmıştır.
2005 yılında KÖYDES çalışmaları için toplam 4.321.613YTL ödenek tahsis edilmiştir. 2006 yılında KÖYDES çalışmaları için toplam 15.782.000YTL ödenek tahsisi edilmiştir.
2007 yılında ilçeler de dâhil olmak üzere KÖYDES kapsamında yapılan işler (17.08.2007) itibarıyla 23.368.030 YTL, ortak alımlar 4.000.000 YTL, devam eden yatırımlar 2.630.000 YTL olmak üzere toplam 29.998.000 YTL’dir.
Asıl tehlike çay borsası eksikliğidir
Dünya tarımı artık geleneksel olmaktan çıkmış, bilimsel ve teknik bir yapıya kavuşmuştur. Üretim öncesi elde edilen bilimsel gelişmeler, üretim araştırılmasında kullanılan teknikler, üretimden tüketime giden zincirde varılan aşamalar tarımı teknolojik bir sanayi haline getirmiştir. Rakip ülkelerin Türk tüketicisinin damak zevkini değiştirecek projeleri her zaman olası ve hayal düşüncesi hesaplarında vardır. Ancak asıl tehlike, henüz çay borsamızın henüz olmamasıdır.
BORSA VE ZİRAAT ODALARINA ÇAĞRI
Organik çaya geçme konusunda Çaykur'la görüşmeler yaptık. 2008 Ocak ayından itibaren çaylık alanların rehabilitasyonu ve bu amaçla fidan ihtiyacını karşılamak üzere damızlık kalan çay bahçelerinin tesis edilmesi çalışmalarına başlanacak, Ocak 2011’e kadar aşama aşama çalışmalar yürütülecektir. Küresel iklim değişikliğine hazır olalım. Çay üretim alanları değişebilir ancak bilimsel veri henüz yok. Çay üretim alanlarının sigortalanması için Borsa ve Ziraat Odaları çalışma yapmalıdır.
Rize organik çayın merkezi olmalı
Rize ilinin misyonu olmalıdır. Bu sebeple ilçelerimizden her birine bir konuda misyon yükleyerek, öncü ilçe projesi başlattık. Mesela, "Eğitimde öncü ilçe Çayeli, sporda öncü ilçe Pazar" vs... Rize’nin genel misyonuna ise Rizeliler kararını kendi verecektir. Julian takvimine göre Rize’nin Türklerin eline geçtiği 26 Ağustos tarihini "Rizeliler Günü" olarak kutladık. Bu sebeple; Rize sivil toplum örgütleri olarak ortak platform oluşturup bu konuyu tartışacağız. Buna göre, Rize, çayın başkentidir. Ancak geleceğe uzanan yolun kenarlarında çaya pusu kurmuş gulyabaniler var. Çayımızı organik çaya dönüştürmeliyiz. Rize, organik çayın ve alternatif turizmin merkezi olmalıdır. Dünyanın dört tarafına iş adamı göndermiş bu topraklar müteşebbis yetiştirme vasfını devam ettirmelidir. Rize’nin hedefini iyi belirleyip stratejik planı buna göre hazırlamalıyız.
ÇAĞDAŞ BİR YÖNETİM İÇİN...
Bence her il 2023 yılına kadar hedeflerini belirlemeli. Birleşmiş Milletler bin yıllık hedeflerini açıkladı. Uganda bile 2030 yılında dünyada 2 derecelik sıcaklık artışı olacağını hesaplayarak, bunun mevcut kahve bahçelerini yok edeceğini belirleyip, muhtemel yeni kahve yetiştirecek topraklarını koruma altına aldı. Rize ise 2023 hedeflerini 1. Rize Sempozyumuyla belirledi. Bununla ilgili kitap bu günlerde baskıdan çıkacak. Bu hedefler her yıl tartışılmalı, hedefe doğru ne kadar ilerlenebildi, hedeften ne kadar sapıldı, tartışılmalı. Örneğin, turizm hedefi belirlenmiş ise hangi sanayi dallarında yatırımlar yapıldı, faydası ve zararı ne oldu?
Rizelilik bilincini geliştirirken birlikte yönetimin güzel örnekleri verilir ve çağdaş bir yönetim sunulmuş olur.
HABERE YORUM KAT