Rizespor Başkanı Hasan Kemal Yardımcı yakın geçmişteki örneklere benzemiyor. Ne Metin Kalkavan ile nede bir başkası ile yan yana konumlandırabilirsiniz. Her konuda başka bir çizgisi var. Çoğunu da kestirmek güçtür. Farklıdır, Aykırıdır, birazda çılgındır. Herkesi dinler ve fikirlerini alır. Sonra da fikirler doğrultusunda doğru olduğuna inandığını yapar.  Kaptandır, fırtınadan kabarmış dalgalı denizleri çok iyi bilir. Ustalığını gösterir. Çok genç yaşta Rizespor’un başkanlığını yaptı. Şimdi de ustalık döneminde yapıyor. İşi elbette kolay değil oldukça zor. Göreve geldiği günden beri dur durak demeden koşturuyor. Gelirin az olduğu 1. Lig’ de 25 milyon TL’ den fazla kaynak sağladı. Sponsorlardan. Sağlamaya da devam ediyor. Rize, Ankara ve İstanbul hattın da mekik dokuyor.

Son dönem de Dövizdeki dalgalı artıştan dolayı Rizespor’un futbolcularına ödediği kur farkı neredeyse İstanbulspor’un bütçesi kadar. TFF1. Lig’de mücadele eden bir takım süper lig ücretleri ödüyor. Üstelik Yardımcı hala geçen sezonun borçları ile uğraşıyor. Bir yandan para bulacaksın diğer yandan süper lige çıkmak için mücadele edeceksin. Varın gerisini siz düşünün çünkü bu dışarıdan göründüğü kadar kolay değil. Tüm bunlar yapılırken Rize şehrinden taraftardan istenen tek şey maça gelip tribünleri doldurup takımı desteklemeleri. Maalesef, Rizespor süper lig’ de olduğu gibi 1. Lig’ dede en az taraftara oynayan takımlar arasında yer alıyor. Kolay değil, başkanın böylesine zor şartlarda işi hiç kolay değil. Buna rağmen Yardımcı şehir tüm dinamikleri ile arkamızda dursun biz gerekeni yapıp Rizespor’un süper lige çıkartacağız diyorsa güvenmek gerekir.

İbrahim Üzülmez, hocalık kariyeriyle futbolculuk döneminin önüne geçmek istiyorsa mazeret üretmeden güzel ve iyi işler yapmalıdır.  Çünkü beklentilerin ve hedeflerin olduğu Rizespor’un çok daha kısa sürede bir dönüşüme ihtiyacı var. Üstelik sadece futbol olarak değil. Kafa olarak oyuncu gurubunun sahaya 1. Lig’ e dönmesi lazım. Acil olarak. Hoca saygıyı sonuna kadar hak eden bir isim. Bu saygı ile ayrım yapmadan formayı adıl bir şekilde veriyor. Her oyuncusuna da şans tanıyor. İbrahim hocanın Hikmet Karaman gibi üzerine yapışan bazı durumları yok. İyinin iyisi, kötünün beteri vardır. Rizesporlular ne dediğimi çok iyi anlıyordur son yıllardaki yaşadıklarından. Beklentiyi bilmek iyi skorlar getirmek gerçekten de önemli.  Sıkıntıların bedeli fazlasıyla ödendi. Ödenmeye de devam edecek. Çünkü futbol dükkanı gerçekten de bambaşka dinamikleri içinde barındırıyor.  Ayrıca şu da unutulmasın Rizespor, futbol olarak piramidin üstünden altına inmiyor tam tersi üste çıkmaya çalışıyor.

Gelelim yerlisinden yabancısına futbolcularımıza. Futbolda veresiye yok beyler. 3 puan istiyorsan koşacaksın, çalışacaksın, şantiye ruhunda olacaksın. Yoksa, liderlik özlemine de, süper lige çıkma hayallerine de duvar örmek zorunda kalırsın. Süper lig’ den düşmekle neler kaybettik dönüp bir bakın. Süper lige çıkamasanız dönüp bakacak bir şeyiniz olmaz. Ne kendi aklınızı ne de bizim aklımızı kaçırmayın. Vural Karamahmutoğlu ile bitireyim. Vural dayı müthiş bir Rizesporludur. Rizespor bir yanda çocukları ve torunları diğer yanda. Niyetinden ve yeşil-mavi renk sevgisinden hiçbir şüphe yok. Dayı vızıltılara  kulak asma.