YENİ BİR DESTAN
15 Temmuz Yüce Türk Milletinin, yeniden dirilişinin, doğuşunun ve şahlanışının adıdır.
Aslında 15 temmuz, yüzyıl önce ülkemizi işgale gelen haçlıların, kahramalık destanı yazan milletimize karşı mağlup olmaları, , yeniden ülkemizin işgali, bölünmesi ve parçalanmasının adıdır. Bunun için 15 temmuz bayram olarak ilan edilmeli, zira milletimiz, işgalcilere karşı topyekün canlarını ortaya koyarak mücadele vermişler, bu uğurda şehit ve gazi olmuşlardır.
Lakin bu işgalci hainlerin unuttukları bir şey vardı. Evet, sütçü imamlar, nene hatunlar, Halide Edipler ölmüşlerdi, lakin onların kahraman basiretli, ferasetili , yürekli torunları vardı. İşte darbeci hainlerin ve işgalcilerin oyunları onlar tarafından bozuldu ve bertaraf edildi.
Evet 15 temmuz aslında askeri bir darbe değildir. Çünkü askeri darbeler, emir komuta zinciri çerçevesinde, komuta kademesinin müşterek hareketiyle olur. Bu bir kısım aşağılık, akıllarını satmış vatan haini sözde askerlerin haçlı ağababalarının talimatlarıyla kalkıştıkları ülkemizin işgali hareketidir. Bu kalkışma necip Türk Milletinin basiret ve ferasetiyle püskürtülmüş o kadar ki, tankların, topların, bombaların, namluların önüne silahlarıyla değil, koca, koca yürekleriyle çıktılar ve işte o çelik zırhlı tankları,uçakları, topları, mermileri o cesur yürekler durdurmuştu. Kutsalları uğruna şehit oldular, gazi oldular bir kez daha kahramalık destanı yazarak, işgalcilere vatanlarını teslim etmediler.
Savaşlarda ve inancımızda orduyu sevk ve idare eden kişi çok önemlidir. "Komutan düşerse ordu düşer, ordu düşerse yenilgi kaçınılmaz olur." Bu manada, ordumuzun bsşkomutanı olan cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın, o her zaman ki dik duruşu sergileyerek halkını meydanlara çağırması elbette ki, darbecilerin, işbirlikçilerinin ve işgalcilerin planlarını alt üst etmiş ve de bozmuştu. Milletiyle hareket ederek,yeniden dirilişin sembolü haline gelmişti..
Bu oyle bir mücadele ki, şimdiden tarihin sayfalarında yerini almıştır.
Kahraman Milletimizle ne kadar gurur duysak azdır. Sağcısı,solcusu dinlisi, dinsizi siyasi parti liderleri topyekün tek ses, tek yürek, tek nefes oldular. Merhum Mehmet Akif 'in dediği gibi , "Girmeden tefrika bir millete düşman giremez,
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez." Sindiremedi işte... Bütün bunlardan sonra devletimizden nacizane bir önerim var. O ilk gece, 15 temmuz gecesi, vatanı için, bayrağı için, mukaddesatı için, kızı kızanı, çoluğu çocuğu, yaşlısı genci ile sokaklara çıkıp canını ortaya koyan bu vatan evlatları bir, bir tespit edilerek istiklal madalyasıyla şereflendirilmelidirler. Zira istikbal ve İstiklal mücadelesi vererek öldüler, gazi oldular. Bu mücadele verilmeseydi, ülkemizin bu günkü halini düşünmek bile istemiyorum.
Rabbim bu necip millete bir daha bu ve buna benzer olayları yaşatmasın. Rabbim birliğimizi, dirliğimizi, bütünlüğümüzü bozmasın. Bozmak isteyenlere de fırsat vermesin. Amin ecmein. Selam ve dua ile.
YAZIYA YORUM KAT