Yerini bil!
Yerini bilmek...
Çalışan insanları değerlendirirken üç sınıfa ayırıyoruz.
Bir; "Olmazsa olmazlar"
İki; "Olsa da olur, olmasa da olurlar"
Ve üç; "Olmasa daha iyi olurlar"...
Profesyonel yöneticiler ve siyaset bilimcileri yetiştirdikleri ve çalıştıkları insanları bu farklı açılardan değerlendirirler.
Acaba bizler hangi grupta yer alıyoruz?
Bir tanıdık arkadaşım anlattı, 'Bir gün işimden çıkışım verilince anladım "Olmazsa olmazlar"dan olmadığımı. Böylece yerimi öğrenmiş oldum.'
Öyle ya!
Ne özelliğimiz vardı ki toprak olmanın dışında?
Has ipekten dokuma, bulunmaz Hint kumaşı veya Bursa kumaşı değildik neticesinde.
Bulunduğumuz ortam için yeri doldurulamayan değer değilseniz eğer, ateş olsanız ne yazar, su olsanız ne yazar?
Size biçilmiş değer, yer ise; yükseklerde ne dolaşıyorsunuz?
İnin yere, basın ayağınızı toprağa!
Sizi hiçbir ayrıma tabi tutmadan kabul eden toprak gibisi var mı?
Yerin kıymetini bilmeyenin, göklerin esrarıyla işi ne?
Havalarda uçmanın ne âlemi var?
Fakat eğer hedefinde Allah rızası varsa, mükemmelin mükemmeline ulaşmak varsa niyetinde...
Eğer "Niyet hayır akıbet hayır" diye yola çıkıyorsan.
Hem yükseklerdeki şöhret felaket getirecekse, "Olmazsa olmazlık" olmayı versin.
İşte size çok sıcak bir ibretlik örnek: dost ve kardeş Pakistanın eski Başbakanı, Benazir Butto
YAZIYA YORUM KAT