1. YAZARLAR

  2. Seyfullah FIRAT

  3. YETKİLİLERİ GÖREVE ÇAĞIRIYORUM
Seyfullah FIRAT

Seyfullah FIRAT

Yazarın Tüm Yazıları >

YETKİLİLERİ GÖREVE ÇAĞIRIYORUM

A+A-

Herkes hazır olsun. Emir küçük dünyanın büyük heriflerinden geldi. Bavulcu herif öyle buyurdular. Bavulcu adam ‘herkesi yargılayacağız’ diyerek eline verilen çobandeğneğini havaya kaldırıp millete göstererek bağırıp duruyor. Kimseler de bu adama ‘Sen kimsin, ne zaman savcı oldun, çapın nedir?’ demiyor. Çünkü herkes bir şekilde korkutulup susturulmuş durumda. Bir tarafta millet egemenliğinden, bağımsız yargıdan bahsediyoruz ama şantajcılara, tehditçilere karşı da hiçbir yaptırımımız yoktur maalesef.

Bu ülkede bir zamanlar kan gövdeyi götürürken, milletin imanına, inançlarına ipotek konulurken bugün yüksek sesle konuşma cüreti bulanların kaç tanesini o günlerde piyasada gördünüz? Bunlar bu ülkede değiller miydi o karanlık günlerde? Yoksa bunlar sonradan uzaydan aniden tak diye mi düşüverdiler yeryüzüne?

Kimseler kusura bakmasınlar ama ben şahsen özgürlüğe sevdalı bir insan olarak o günlerde Ankara parkının sahipliğini yapan tüfekli zorbalara seslenmiştim ve demiştim ki; “Bu milletin kutsallarına savaş açmak densizlik ve had bilmezliktir. Burası Türkiye’dir ve burada Müslüman Türkler yaşar. Kendisini başka bir şekilde adlandıranlar varsa, hiç beklemeden ceketini, paltosunu alıp diledikleri yere defolup gidebilirler.”

Şimdi de diyorum ki; bu ülkede kendisini Türk hissedenler veya Türk’e düşmanlığı olmayanlar yaşar. Bu millete veya bu milletin kutsallarına muhabbet kısırlığı yaşayan hiçbir yaratıkla bu topraklar üzerinde birlikte yaşamak istemiyorum. Burasının tapusu benim dedemdedir. Bu mirasta payı olan herkese başım üstünde yer vardır. Ancak yeniden kadastro memurluğuna soyunanlara okkalı bir tükürükten başka verebilecek hiçbir şeyim de yoktur.

Sözümüzün başına dönecek olursak sormak lazım. Şu bavulcu mitralyöz bozuntularına; herkesi yargılayacağız derken bu zavallılar acaba sırtlarını kimlere dayamışlar? Acaba nerelerden bu millete değnek gösterme cesaretini alıyorlar. Ben bu köşeden bu devşirme takımına cesaret veya görev verenlere sesleniyorum. Gücünüz ve hükmünüz her ne olursa olsun, ben sizlerden zerre kadar korkmuyorum. Lakin sizler benden ve bu milletten korkun. Biz sizin dedelerinizi iyi tanırız, onlar da bizi çok iyi tanırlar. Değnekle tepelediğimiz kirli dedelerin bugünkü imtiyazlı ve okyanus ötesi maaşlı palyaçolarından asla korkmayız. Tekrar ediyorum ve Türkün o engin ve sonsuz merhametiyle uyarıyorum: Siz ve sizlere destek verenler bizden korksunlar.

Biz herkesi yargılamayız ve yargılamayacağız. Biz zamanı geldiğinde sizi değil, sizleri kullananları yargılayacağız. Çünkü sizler üç kuruş bile etmezsiniz. Sizin gibileri yargılamayı onursuzluk sayarız. Bizim işimiz sizler gibi medya cıvatalarıyla olmayacağından siz salyalarınızı kusmaya devam edin. Biz sizler gibi beş para etmezleri kullanan çeteleri yargılayacağız. Tıpkı geçmişte bu millete namlu doğrultan çetenin bugünlerde yargılandığı gibi.

Son sözüm olarak diyorum ki, bu ülkede savcılarımız ve yargıçlarımız var. Onlar görevlerini en iyi şekilde yapmanın gayretindeler. Kendilerini yargıç veya savcı yerine koyan bu bağını koparanlara dur diyecek kimseler kalmadı mı bu memlekette? Lütfen susturun bu zibidileri. Lütfen rahatlatın bu ülkeyi.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız
11 Yorum
  • Seyfullah FIRAT / 13 Mayıs 2012 Pazar 15:31

    Sorunuzun cevabini yıllar önce bu torakları yeniden vatanlaştıranlar vermişler. Bu topraklar üzerinde hayat süren, kendilerine başka vatan arama talebi olmayan insanların aynı kaderde, kıvançta, tasada ve ortak ülküde buluşmaları sonucu ortaya çıkan beraberliğin adı Türk milletidir. Bu şemsiyenin altında buluşan insan katmanlarını kaşıyarak akrabalara, ailelere ve daha sonrada bireylere taşıyarak benlik illetine yakalananların bu kutlu kafesi kırma şansları yoktur. Koca bir ormanın içerisinde değişik türden çeşitli ağaçların bulunması o ormanı orman olmaktan çıkarmaz ve bizzat zenginleştirir. Üç beş diken var diye koskoca memleket ormanını dikenlik tarlası gibi görenler kötü niyetli çevrelerdir. Türk demek; zulme ve küfre karşı birleşenlerin adıdır. Türk demek; yeni bir dünya kurmanın peşine düşecek kadar korkusuz ve yürekli insanların adıdır. Türk demek; Nizam-i Alem Ülküsüne gönül veren insanların birleştikleri ortak paydadır. Türk demek; Ümmetin öncüsü, hak yolun yolcusu olan milletin adıdır. Bu insanlar; aynı kök üzerinde hayat bulduğuna inanan, ortak hatıraları ve geçmişi bulunan, genel anlamda Türkçe konuşan ve anlaşan, aynı bayrağın gölgesinde yaşamaktan gurur ve onur duyan insanların kimyasal bileşimidir. Ne mutlu bu birliktelik ruhunu ve şuurunu yaşayanlara. Ne mutlu Türküm diyene.

    Yanıtla (0) (0)
  • bir dost; / 13 Mayıs 2012 Pazar 11:58

    Seyfullah hocam;Kuvayi Milliye hudutlarımız içinde kalan topraklarda yaşıyan milletimizi tanımlarmısınız.Ve bu milletin adını sölermisiniz.Bu sorumun cevabı sizi çok zorlayacaktır.Şimdiden özür ve göstereceğiniz cesaret için şimdiden tebrikler

    Yanıtla (0) (0)
  • Şakir Aksu / 30 Nisan 2012 Pazartesi 19:48

    Cennete giden yollar iyi niyet taşları ile örülüdür der bir büyüğümüz. Ben açıkça bu yazının muhatabının Din kardeşimiz olmadığını söylüyor ve bunu biliyorum. Bırakın Din Kardeşi olmayı kardeşi kardeşe düşman etmekle görevli bir Soros Beslemesidir. Milletin içine sızmış Abdullah İbn-i Sebe'dir. Kusura bakmayın ama ben böylesi birine iyi niyet de gösteremem. Ben ne Paygamber'im ne Aziz..
    Ebul Müslim Horasani'nin yaptığı yanlış mıydı diyorsunuz?

    Yanıtla (0) (0)
  • yolcu / 30 Nisan 2012 Pazartesi 14:44

    ya kardeşim, yanlış anlamayın ama ben bu bavulcu herifi çıkaramadım.mümkünse kim olduğunu söylermisiniz.?

    Yanıtla (0) (0)
  • bir laf bin nasihat / 30 Nisan 2012 Pazartesi 14:03

    Sen Seyfullah bey'i cevap veremeyecek kadar aciz mi zannedip de onun yerine cevap vermereye çalışıyorsun.Seyfullah bey çok net,nazik ve uslüp olarak da bir o kadar güzel cevap verdi.Değerli Din kardeşim sen bu tarzınla karşındakileri dost ve din kardeş diye bulamazsın.Bu kin ve nefretle ancak ektiğini biçersin.Şuna üzülüyorum.Taifte taşlanan Resullulah bile sabır metanet göstererek beddua değil dua etmişti.Peki din kardeş diyen sen rehber olarak kimi önder aldın.Aslında muhatap sen değilsin ama bana cevap verme hakkın olmadığı halde cevap verdin.bende mecburen yazdım.Yinede kırıcı oldumsa özür
    dilerim.

    Yanıtla (0) (0)