Zihni işgal tamam; sırada fiili işgal var!
Hakkın yanında yerini almış Türk milletiyle, küfür cephesinde mevzilenmiş sömürgeci ülkeler arasında tarih boyunca sert mücadeleler olmuştur.
Bir makalede bu görünen ve görünmez tarafları olan mücadeleyi bütün detaylarıyla okuyucumuza takdim etmek, anlatmak ne yazık ki mümkün değildir.
Biz bu makalemizde ana başlıklar çerçevesinde hak ve batıl mücadelesine göz atalım dedik.
Tarih boyunca sürmekte olan bu savaşın sebepleri arasında tespit ettiğimiz en önemli husus, batılıların her zaman topluca Türk milletinin karşısına çıkarak Türk milletini imha etme planlarıdır. Viyana kuşatmasıyla başlayan Türkün gemisinin irtifa kaybı Sakarya savaşıyla durdurulmuş, Osmanlının bekası üzerine Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Kurulan bu yeni devletin temel esprisi millet, amacı ulus devlet ve hedefi de çağların ötelerine geçip layık olduğumuz mevkie yeniden ulaşmaktır.
Ne yazıktır ki, Atatürkün kurduğu milli devlet, onun ölümünden hemen sonra zaafa düşmüştür. Bu zaaf 1946 yılları sonrasında ciddi anlamda hızlanmış ve bugün zihinlerin işgal edilmesine kadar mesafe alınmıştır. Bundan sonra ki safha fiili işgalden başka bir şey değildir. Zihinler işgal edilirken, şartlara, zemine göre yöntem ve teknikler kullanılmış, bir yandan batı kültürüyle yetiştirilen kolej gençliği sayesinde kültürel dejenerasyonun önü açılmış, diğer bir yandan da din kullanılarak bu günkü ılımlı İslam tezgâhına kadar iş getirilmiştir. Din adına hareket ettiğini söyleyenler, küresel güçlerin stratejilerini İslam ve Türk dünyasına açılan okullarla taşırken, kolejlerden yetişen kesimler de içte yaptıkları tahribatla millet kimyamızı bozmuşlardır.
Bugün Anadolunun güzel insanlarının belleği bir hayli kirletilmiş, dini cemaatler ve tarikatlar gölgesinde batının istediği şekilde bir dini yaşam ve tedrisat uygulana gelmiştir. Allahın dinini kendi iğrenç emellerinin örtüsü olarak kullanan, sorgulandıklarında sorgulayanları dinsiz ilan edecek kadar şirke düşen bu çevreler, şimdi devleti kuşatmanın en son perdesini oynamakla meşgul olmaktadırlar. Uzun yıllardan beridir bu milletin tertemiz Müslüman evlatları bu şeytan değirmencilerinin değirmenine un elemeye mahkûm edilmiş, bu aldanış ve yanılgının neticesinde de inanan insanlar arasındaki vahdetin müşterek kuleleri yine din adına tarumar edilmiştir. Kolej nesli ile dershaneler nesli bir birlerinin zıddı gibi gözükse de, perde arkasında hizmetkârlık yaptıkları batıl cephesidir. Bir birlerinin farklı versiyonları olarak organize edilen bu güzergâhlar üzerinde şekillenip biçimlenen kuşakların en barız ortak yanları her iki kesimin de Türklükten nefret etmeleri ve soysuz olmalarıdır. Türküm demeyi dinsizlik sayan bu çevrelerin sözde dini cemaat taraftarları, bugün keşişlerle ve papazlarla evlilik yaşamaktan zerre kadar utanmamaktadırlar. Dinler arası diyalog diyerek ehli kitapla hiç bir bağı kalmayan emperyalist bir takım düzmeceleri din diye insanlığın önüne koyanlar bırakın bu milletten korkmayı, utanmak bile bilmemektedirler. Böylesine sinsi ve sinsi olduğu kadar da düşündürücü bir kuşatmayla karşı karşıyayız. Başta da zikretmeye çalıştığım gibi zihni kuşatma geniş çapta başarılmış, fiili kuşatma için Irak ve diğer İslam ülkelerinde olduğu gibi bir iç kargaşa yaratarak kendi kurtarıcılarını barış veya Nato gücü olarak davet etmeye sıra gelmiştir.
Şimdi yapılacak tek bir şey vardır. Bu ambalajlı yüzleri açmak ve millet evlatlarına tanıtmaktır. Oynanmak istenilen oyunu anlatmaktır. Türk milletini imha etme projesi olan AB ve BOP gibi şeytanı tuzakları bozarak oyuncularının başına yıkmaktır. Bunların yapılabilmesi için ilk iş Ankaradaki cemaat kuşatmasını kırmak olmalıdır. Bunun da yolu Türk Milliyetçilerini tek başına iktidar yapmak ve şeytan değirmenlerini döndürenlerden bu işlerin hesabını sormak olmalıdır.
YAZIYA YORUM KAT
Yorum yazan arkadaşlarımıza teşekkürlerimi iletmnek istiyorum. Bazı arkadaşlarımın söz konusu makalemden makalenin içeriğiyle ilgili hiç bir ilişkisi olmayan konularla ilgili özelime yazılar yazdılar. Bir kwardeşimiz aynen şunu yazdılar. Beklediğim kişinin haşa peygamber olup olmadığını soyluyor ve beni tanıdıklarını da ifade ediyorlar. Belliki bazı arkadaşlar şahsımı tanımadıkları gibi Türk milliyetçilerinin dini istikametlerinide bilmiyorlar. Biz son peygamberin gelip gittiğini, onun hatemul enbiya olduğunu, başka hiç bir peygamberin gelmeyeceğini, ancak onun misyonuyla yoğrulmuş Allah dostlarının geleceğini bilen insanlarız. Benim yazımda bilinen kişilerden bahsedilmemiştir.Bir kuşaktan, bir nesilden, bir liderden belki bir adı konamamış bu milletin hizmetkarından bahsedilmiştir. Bu bir özlemdir, bir duadır. Ülkenin bölünmeye doğru gittiği, Türküm demekten ar duyanların kulelerde gezindiği, her çeşit ortak düşmanımızın pususndan çıkıp varlığımıza karşı saldırıya geçtiği bir dönemde bu bekleyiş ve temenni içinde olmamı yadırgayan veya şeytanı duüuncelerin kıskacında yanlış yorumlayan kardeşlerimi anlamakta zorlandım. Sevgili kardeşlerim. Çanakkalede , Sakaryada ve diğer yerlerde destanlar yazan nesilleri neden unutursunuz, kimler unutur. Benzer nesillere ihtiyacımız yokmudur. Dindar geçinip ilimli İslam diyerek Allaha isyan edenler, fetihlerden bahsedip tek silah patlamadan ülkeyi duşmanlarımıza peşkeş çekenler etrafımızda çingene dansı yaparken durumumuz kjorkutucu değilmidir. Benim bu makalem yüreğimin sesiidir. Doğru frekanstan yorumşlayabilmek için yüreklerin gerçek anlamda İslam ve Türklük sevgisiyle dolu olmasını gerektirir. Cümle dostlara dua ve selamlarımı sunarken bir kez daha NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE DİYORUM. SAYGILARIMLA.
Yanıtla (0) (0)evet en fazla devlet beyi ben eleştirdim ama şunu gördüm ki allah razı olsun türkiyeyi bir iç savaştan kurtardı. pkk lılar apo posterleriyle istanbul sokaklarında gösteri yaparken.hükümet izledi. yarayı ab ve abd ,barzanı sürekli kaşıdılar önce mahsum hırant dinki öldürdüler , sonra misyonerleri kestiler papaz vurdular milliyetçilerin üstüne attılar ama helal olsun ki kos koca 5,5 milyonluk bir teşkilat tek beden tek vucut gibi durdu ve sokağa inmedi. hala sağduyulu davranıyorlar. bu sebeptendir ki bahçeli beyi tebrik ediyorum. mhp ye oy vermemiş biri olarak ilk kez bahçelinin ciddiyeti ve devlet adamlığına oy verecem.umarım tek başına iktidar olur. ama oda gemi alırsa birileri gibi olmaz ama.kurandır rehberimiz allah kurandan ayırmasın.
Yanıtla (0) (0)bahçeli boohçacı şopardır sözlerini tutsun istifa edecekti etsin milletvekili aday adylarını kötü buluyor atıyor partinin içindeki kendi gibi insanları tekmelemeli mhp milliyetçilik öğrenmez
Yanıtla (0) (0)rızenın yığıt adayları mhp de allahın yardımyla herturlu işgale allahın yardımıyla son verecekler allahı bır olduğu gıbı ınanıyorum
Yanıtla (0) (0)Bahsettiğiniz Gazetelerle gönül ve düşünce akrabalığım vardır. Yıllardan beri Bizim Anadolu, Hergün, Millet ve Ortadoğu Gazetelerinde çokça yazılar yazdık. Yaşım 56 ye dayandı. Ömrümüz çok yoğun geçti ve geçiyor. Biraz da yorgun duştum. İnternette ve mahallı gazetelerlede olsa sizinle beraber olabildiğim için mutluyum. İlginize teşekkür etmek isterim. Allahaemanet olun dualarımla saygılarımı sunuyorum.
Yanıtla (0) (0)